Günah islemenin Sartlari

Gençlerin biriken sorularina, Belh'in gönül sultani Ibrahim Ethem gibi cevap vermek istiyorum bugün ben de.

Bu vesile ile hem birazcik dinlenir hem de düsünme firsati yakalamis oluruz diye de düsünüyorum.

Hatirlanacagi üzere büyük veli Ibrahim Ethem'e gelen bir genç, halinden sikâyette bulunarak:

-Efendim, der nefsimden sikâyetçiyim, istemedigim halde beni günaha zorluyor, nasihatte bulunsaniz da günaha yönelme duygusundan uzaklastirsaniz beni!.

Genci düsündürmek isteyen Ibrahim Ethem der ki:

- Günaha girme sartlarini ögrenmen gerekir senin.. Genç adam sasirir:

-Ne demek günaha girme sartlarini ögrenmek? Günaha girmenin sartlari da mi var? Sartlari yerine getirilince günaha girilir mi? Ibrahim Ethem :

- Elbette der, yeter ki sen günaha girme sartlarini yerine getir!.. Genç iyice heyecanlanir:

-Neymis sartlari? Ögrenelim da o sartlari yerine getirince girelim günaha öyleyse, der.

Ibrahim Ethem de sayar günaha girmenin üç sartini. Der ki:

- Içinde günaha yönelme duygusu baslayinca önce iyi bir düsün; kendisine karsi günah isleyecegin Zat'in sana verdigi rizki da yememeye karar ver! Ondan sonra günaha niyetlen!. Genç düsünmeye baslar:

-'Bu mümkün mü?' der. Ben Allah'in bana ihsan ettigi rizki yemeden nasil yasayacagim? Açliktan ölürüm!

-Öyleyse, der Ibrahim Ethem, hem verdigi rizki yiyeceksin hem de rizkini yedigin Zat'a karsi günah islemekten utanmayacaksin, buna akil ve insaf razi olur mu?

Genç basini sallayarak söylenir:

- Ben aç kalarak yasayamam, bu sarti yerine getirmek mümkün degil. Sen öteki sarti söyle. Ibrahim Ethem de öteki sarti söyler:

- Isleyecegin günahi O'nun mülkünden disariya çik da orada isle!.. Genç adam:

-Bu da mümkün degil, der. Her yer O'nun mülküdür. Disarisi yoktur ki, oraya gideyim de günah isledikten sonra dönüp geleyim...

Ibrahim Ethem de:

-Öyle ise der, hem verdigi rizki yiyeceksin, hem mülkünde oturacaksin, hem de O'na karsi isyan etmekten çekinmeyeceksin, utanma duygusunu yitirmeyen gence yakisir mi bu?

Genç sabirsizlanir:

-Sen der, üçüncü sarti söyle de, bir de ona bakalim. O da söyler:

- Içinde günah arzusu kipirdayinca hemen O'nun görmedigi bir yere gitmeyi düsün, günahi görmedigi bir yerde islemeye karar ver. Genç adam omuzlarini silker:

-Bu der, öteki sartlardan daha imkânsiz .O'nun görmedigi bir yer var mi ki gidip günahi orada isleyeyim de sonra dönüp geleyim.

Büyük veli sözlerini söyle baglar:

- Öyle ise der benim civanmert evladim, hem verdigi rizki yemeden yasayamayacaksin, hem mülkünden disariya çikamayacaksin, hem de görmedigi bir yer bulamayacaksin, bütün bunlara ragmen yine de O'na karsi gelerek günah isleyip isyan etmek cesaretini kendinde bulacaksin, akilli ve insafli bir gence yakisir mi böylesine sadakatsizlik, vefasizlik?

Genç adam daha fazla dayanamaz, iki elini birden yukari kaldirarak bagirmaya baslar:

-'Teslim oldum Efendim teslim!' der. Ben bu günah isleme sartlarinin hiçbirini yerine getiremem. Öyle ise en dogrusu, günaha hiç yönelmemeli, böyle bir nankörlüge hiç girmemeli, aklima günah düsüncesi gelince içimden feryat etmeli ve demeliyim ki:

-Ey nankör nefis, utanmiyor musun, verdigi rizki yedigin, mülkünde oturdugun, görmedigi yeri bulamadigin bir Zat'a karsi isyan bayragi çekip de günaha yönelmeye?

Genç sözünü söyle baglar:

-Vazgeçiyorum nefsimin pompaladigi günah niyetinden, isyan ve itaatsizlik duygusundan, tövbe ediyorum tüm günahlarima, tövbe estagfirullah, hem de binlerce defa estagfirullah!.

-Ne dersiniz? Bu sartlar bizim için de geçerli mi? Biz de O'nun verdigi rizki yiyor, mülkünde oturuyor, görmedigi yer bulamiyor muyuz? Öyle ise biz de bu genç gibi içimizden gelen bir istekle ayni seyi söyleyelim mi?: Tövbe estagfirullah, bilerek bilmeyerek yaptigimiz tüm yanlislarimiza tövbe estagfirullah!..

[email]a.sahin@zaman.com.tr[/email]

Konular