En Sevgili...En Sevdiği Yerde Seni Beklerken...

Eve geldiğimde günün yorgunluğu vardı üzerimde, birde arkadaşın yaşlı gözleri hiç aklımdan çıkmıyordu. Arkadaş dünyalık her şeye sahipti, hatta kendisini sevdiğine feda ettiğini söyleyen bir eşede sahipti. Ama hala mutsuzdu, çünkü AÇTI..!!! Rabbim yaşamı sevgi üzerine kurmuştu ve bunun eksikliğini hiçbir madde dolduramıyordu. Arkadaşım SEVDİĞİNİN SEVGİSİNE ve ilgisine AÇTI…





İkindi namazı kılmalıydım ama yorgundum. Üstelik akşam yemeği hazırlamalıydım. Biraz uzanıp dinlensem mi, yoksa yemeğimi koysam ocağa, yada namazımı kılsam dedim…Ben başka şeylerle oyalanırken bir baktım güneş batmak üzere yapmak istediğim hiçbir şeyi yapamadan. Son anda namaza durdum. Acelece namazı kıldım, selam verir vermez hemen kalktım seccadeden. Duayı ve tesbihi yemek yaparken de yaparım diyordum içimden. Çünkü çocuklar gelecek benim hala yemeğim hazır değildi ve yarım işlerim vardı bitirmem gereken…Tam seccadeyi katlayıp yerine koyarken birden arkadaşın anlattıkları geçti beynimden…

…..Neden bu kadar üzgünsün neler oldu anlat , diyorum.

…..Biliyor musun eşim beni hiç sevmiyor.

…..Nerden bu kanıya vardın..? diyorum

…..Geçenlerde evlilik yıldönümümüzdü.

…..Eeeeee

…..Heyecanla akşama kadar hazırlık yaptım, evi süsledim, muhteşem bir masa hazırladım, onun için süslendim.

…..Eeeeee

…..Saatlerce bekledim yemekler soğudu ve ben yorgunluktan artık uyuklamaya başladığım anda gece yarısı geldi.

…...Eeeeee

…...Elinde koca bir buket kırmızı güller ve birde mücevher kutusuyla içeri girdi.

…...Daha ne geçte olsa bak hatırlamış ve gülerle hediyelerle gelmiş ya.

…...Keşke hatırlamasa bu kadar üzülmezdim. İçeri girer girmez gülleri elime tutuşturdu ardından da görünce sevinçten çıldırmamı beklediği pırlanta yüzüğü parmağıma taktı. Nice yıllara sevgilim dedi. Onun için yaptığım hazırlıkları fark etmedi bile, beni de fark etmedi hiç. Hemen üzerini değiştirdi, “Sevgilim çok yorgunum hemen yatmalıyım dedi ve yattı…Salonun ortasında elimde güller parmağımda yüzük kalakaldım. O kadar üzüldüm ki o gülleri yere atıp çiğnedim, yüzüğü çıkarıp duvara fırlattım. Benim bunlara değil eşimin sevgisine ihtiyacım vardı bana koşarak gelmesine benimle uzun uzun muhabbet etmesine. Geçmiş yılın muhasebesini yapıp gelecekle ilgili hayaller kurmalıydık birlikte. Parmağımda yüzük değil ellerimde elleri olsun istemiştim. Karşımda oturmalıydı ve ben sevgiyi gözlerinden içmeliydim. Bana ‘‘SEVGİLİM yatmalıyım’’ dedi, gerçekten onun sevgilisi olsaydım, hiç değilse bugün işlerini bir kenara bırakır önceliği ben olurdum. Ne var ki ben eşimin boş vakitlerine ve mecburen de gecelerine konuk ettiği misafir gibiyim hayatında, durum bu işte…

Alelacele kıldığım ve selam verir vermez hemen seccadeden fırlayıp kalktığım namazın ardından bunları hatırlamak beni utançtan yerin dibine geçirdi… Hani Allah benim EN SEVGİLİMDİ..? ve en sevgilim beni ne kadar seviyor özlüyor olmalıydı ki beni günde beş kez görmek istiyor, huzurunda olamadığım zaman diliminde ise kalbimde hep adı olsun her an onu anayım hiç aklımdan çıkarmayayım istiyordu. Çünkü beni seviyordu ve beni başka sevgililerden (dünya ve içindeki her türlü sevgilerden) kıskandığı için, kalbimde sadece onun sevgisi dilimde sadece onun adı olsun hep, istiyordu.

“Onlar (müminler), ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru. (derler)" (Ali İmran suresi-191)…En sevgilim seccademin yönünde beni bekliyordu ve ben aynen arkadaşın eşi gibi EN SEVGİLİME son anda gitmiştim buda yetmez gibi arkadaşın eşinin gülleri ve hediyesi gibi namazımı Rabbimin kucağına fırlatıp hemen kalkmıştım huzurundan çünkü işlerim vardı…!!!...Bunları fark etmek beni dehşete düşürdü. Ya Rabbimde arkadaşın o hediyeleri alıp yere fırlattığı gibi benim namazımı da arkamdan fırlatıp atmışsa..?...Rabbimin benim namazıma ihtiyacı yoktu ki Rabbim benimle konuşmak istiyordu, yanında kalmamı onunla konuşmamı, ona nazlanmamı, ondan istememi, onunla dertleşmemi istiyordu. Rabbimin namazıma ihtiyacı yoktu ki. Namaz sadece Rabbime gitmem için bir sebepti araçtı…

Meğerse ben namazdan ne kadarda gafilmişim…

İşte (şu) namaz kılanların vay haline, (ma’un suresi-4)

Ki onlar, gaflet içindedirler (namazın amacının bilincinde değildirler), (ma’un suresi-5)

Yada ben münafıklardan mıyım bu kadar üşenip namazı son ana bırakmakla…

Gerçek şu ki, münafıklar (sözde), Allah'ı aldatmaktadırlar. Oysa O, onları aldatandır. Namaza kalktıkları zaman, üşenerek kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar ve Allah'ı da çok az anarlar. (nisa suresi-142)

Yoksa ben günahlarından dolayı kalbi katılaşanlardan mıydım…Neden namazlarım huşu içinde olmuyor neden ihlassızdım..? Ve neden en ufak sıkıntılarda sabredemiyor isyanın sınırına geliyordum..?

Onlar ki (o müminler), Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir; kendilerine isabet eden musibetlere sabredenler, namazı dosdoğru kılanlar ve rızık olarak verdiklerimizden infak edenlerdir. (hac suresi-35)

Yoksa namaz benim geçmiş cahiliye hayatımı sıfırlamamı, tamamen değiştirmemi emrettiği halde, ben hala geçmiş bataklık hayatımın içindemi hapsolup kalmıştım…

Dediler ki: "Ey Şuayb, atalarımızın taptığı şeyleri bırakmamızı ya da mallarımız konusunda dilediğimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi senin namazın mı emrediyor? Çünkü sen, gerçekte yumuşak huylu, aklı başında ( bir adam)sın." (Hud suresi-87)

Yoksa ben namazla doğrulamıyor, elif gibi dosdoğru bir insan olamıyor muydum..? benim namazım beni nefsimin peşinde sürüklenmekten alıkoyamayan bir namazmıydı..? Yoksa namazım bana hayayı ve iffeti öğretememişmiydi..?

Sana Kitap'tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklar (fahşa)dan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah'ı zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür. Allah, yaptıklarınızı bilir. (ankebur suresi-45)

Rabbim, namazı benim gözümün nuru eyle, dünyada dirilişim, kabirde arkadaşım mahşerde şefaatçim ve cennete giriş vesilem eyle…

Rabbim beni; “De ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, yaşamım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah'ındır." (en’am suresi-162)…diyen kullarından eyle

Ve onlar-Rablerinin yüzünü (hoşnutluğunu) isteyerek sabrederler, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak ederler ve kötülüğü iyilikle savarlar. İşte onlar, bu yurdun (dünyanın güzel) sonucu (ahiret mutluluğu) onlar içindir. (rad suresi-22)…Rabbim beni ve tüm inananları ve tüm sevdiklerimi bu ayetini anlayanlardan ve hayatına uygulayanlardan eyle…

“Rabbim, beni namazı(nda) sürekli kıl, soyumdan olanları da. Rabbimiz, duamı kabul buyur."(İbrahim suresi-40)…diyen hz İbrahimin yoluna ilet, onun dualarını nasıl kabul etmişsen benimde dualarımı kabul eyle…amin…

Nazlı Yenidunya

Konular