Hayranlık iyidir ama kime?kişi sevdiği ile beraberdir...

CANIM KARDEŞLERİM,

bu konu hakkında bende birşeyler eklemek istedim.Zaman içerisinde şunu gördüm ki,dizileri takip edenler, bağımlısı oldukları dizinin bir sanatçısına hayranlık taşıyor.Ötesi ve tehlikeli olanı tek taraflı aşk yaşıyor.Daha da faciası ise evli insanlar bu dizilerde kendilerine gizli sevgililer edinmiş..Genel durum bu,istisnalar dışında ama bağımlılığı yapan gerçekte bu işte..Televizyon dizilerinin milyon tahribatından belkide en ölümcülü budur..Düşünün, bir ailede evin kadını dizideki rolü gereği gayet kibar ve centilmen erkeğe zaman içinde belki kendisi bile farkında olamadan hayranlık duyuyor.Zamanla bu hayranlık aşka bile dönüşebiliyor..Artık ideal erkek dizideki aşkıdır.Çünkü O dizide rolü gereğince,cesurdur aşkı için dünyayı yakar,centilmendir tüm kadınlara karşı boynu kıldan incedir,hoşgörüsü engindir çünkü gerçek hayatın sıkıntıları nedir bilmez..bakımlıdır,cömerttir,kısacası benim bile erkek olarak hayranlık duyacağım bir sürü vasıflarla donatılmıştır.Ama tüm şeytani emeller ve mesajlar yine bu kahramanlar tarafından verililir izleyici kitlesine..
Erkek izleyiciler ,daha doğrusu bağımlılar içinde buna yakın şeyler vardır ama erkek izleyicilerin derdi konu ve içerikten çok dizinin güzel bayanlarıdır.Gözünü onunla doyurmak için saatlerini harcar ve bu hayranlığını kendisinden başka kimseler bilmez.
Böylece aynı evi paylaşan ancak birbirlerinden çoktan vazgeçmiş aileler peydahlanır toplumda.Geçen bir arkadaşım şunu anlatıyordu:Eşinin de katıldığı bir sohbet toplantısında kadınlarda biri bir ara şu soruyu yöneltmiş ortamdakilere:Cennete hangi sanatçıyı isterdiniz?Tabii Tarkanlar,ismail y.k.lar ve en çokta dizi yıldızı adamlar havada uçuşur.Ortamda bir tek hanım "ben yine eşimi isterim."der.Ve ekler :buraya ne için geldiğimi ben bile anlayamaz haldeyim.evimde otursaydım daha hayırlı olurdu herhalde..Bir daha katılmayacağım.Bu olayı arkadaşıma hanımı nakletmiş ve "eşimi isterdim" diyen sanırım arkadaşın eşidir.
Benim çalışma ortamımda da erkekeler dizileri paylaşıyorlar.Ama belli bir aşamadan sonra enseyi kararttıkları zaman içerik falan bir yana dizinin güzelleri için kaç yıl ceza yatabileceklerini yarıştırıyorlar..Ömür boyu diyen olmuyor bari..

İşte dostlarım,içinde bulunduğumuz durum budur.Masum bir eylem değildir televizyon ..Hepimiz bir parça bu işin içindeyiz ve paydasıyız.Sosyalist bir partinin başında bulunan ve inançları açısından herhangi bir kısıtlaması bulunmayan Ufuk Uras geçenlerde okuduğum yazısında 10 yıldan fazladır televizyonu bir akvaryum olarak kullandığını söylüyordu.kaldı ki bizler yani inananlar ve ve bundan hesap verecek olanlar nasıl bunu hayatımızdan çıkarıp atamıyoruz...


sevgi,selam ve dualarımla dostlarım...

Konular