KiTAP OKUMANIN ZARARLARI 3

YALANKOLIZM

Çogumuz, yalandan hoslanmadigimizi iddia eder ve yeri gelince, yalanin ve yalanciligin aleyhinde mangalda kül birakmayiz. Ne var ki bizzat o sözlerimizle yalan söylemis oluruz.

Söyle bir kendimize ve çevremize baktigimizda yalanla içiçe oldugumuzu ve hatta yalani pek sevdigimizi görecegiz.

Daha besikteyken, analarimizin masallariyla tanistigimiz ve alistigimiz yalani, çocukluk dönemimizdeki oyunlarla pekistiririz.

Sonra,

Sonra mi? Alkol gibi, sigara gibi alistigimiz yalani, satinalmaya baslariz. Para vererek aldigimiz yalanin dozu arttikça hayatimizin her alaninda onu arar oluruz.

Yalanin Tarihçesi

Insanlik tarihinin her döneminde "yalan" aliskanliginin mevcut bulundugunu ve yalancilarin, en degerli kisiler olarak toplumun bir çok kurumunda etkin oldugunu görürüz.

Falcilar, büyücüler, kahinler, en eski topluluklarda bile yalankolizmin ne derece ilerlemis oldugunu kanitlar sanirim.

Yunan medeniyetinde ise, zengin çocuklari, en gözde bilim dali olan yalanoji ve demagojiyi ögrenmek için senelerce felsefecilerden ders almaktaydilar.

Arastirma olanagimiz olsaydi, krallarin, sahlarin ve padisahlarin en yakinlarinda bulunan kisilerin birer dalkavukluk ve yalan uzmani oldugunu belirleyebilirdik.

Peygamberlerin karsisinda yenilgiye düsen "yalan" in, kisa bir süre sonra peygamberlerin tebligatina da bulastirildigini hayret ve dehsetle görürüz.

Musa Peygamber adina uydurulan sözleri ve hahamlarin palavralarini içeren kitaplari Misna külliyati olarak derleyen yahudiler, böylece dindar halkin yalan ihtiyacini karsilamis oldular.
Bu kadarla yetinmeyerek Tevrat'a da yalanlar sokmaya çalistilar ve ne yazik ki yalan uzmanlari bunda basarili oldular.

Yalanin, dini çevrelerdeki tezahürü enteresandir. Çünkü yalancilar, dini kitaplara soktuklari sözlerle, çok büyük bir çogunluk tarafindan saygi görmüsler ve mumlarini yüzyillarca yakabilme avantaji yakalamislardir.

Dini konular, bu yüzden, yalancilar için tarih boyunca cazip bir alan olmustur. Nitekim Isa Peygamberden çok kisa bir süre sonra yüzlerce uydurma Incil ortaya çikmistir.
Bu uydurma ve yalan enflasyonunun büyük çeliskilere ve kargasaya yol açtigini farkeden papazlar, milattan 325 sene sonra dini yalanlari sinirlamaya çalismislardir.

Incil'e yalan katiminin sinirlanmasi, yalan uzmanlarini durdurmamis, aksine, onlari, toplumun yalan ihtiyacina degisik bir biçimde karsilik vermeye yöneltmistir.
Nitekim, bu hareketin sonucunda, yalanlarla dolu bir sürü Incil tefsirleri -yorumlari- ortaya çikmistir.

Islam tarihine gelince...

Kur'an, kiyamete dek korunacagina dair bir ilahi garantiye sahiptir. Yalanlarini Kur'an'a sokamiyan yalanoglar, halkin yalan ihtiyacina cevap vermek amaciyla "hadis" üretmeye baslamislardir.
"Uydurma" hadislerin yaninda "dogru" hadislerin ne kadar azinliga düstügünü, Buhari'nin itiraflarindan çikarabilirsiniz.
Buhari, kitabina aldigi yedibin ikiyüz hadisi, altiyüz bin hadis içinden seçtigini söylemektedir.

Emeviler döneminde, yalanlari, dini kissalar ambalajiyla cami kürsülerinde halka takdim eden kissacilar, servet, popularite ve sayginliga nail olmuslardir.
Halka yalan yetistirmekte bir ara güçlük çekmeye baslayan ruhbanlar, Yahudilerin israiliyatindan, Yunan mitolojisinden ve Budist menkibelerinden de büyük ölçüde yararlanmislardir.

Yalanoloji, Emevilerden sonra Abbasiler ve Osmanlilarda da en gözde meslek olmustur. Bu dönem, sarikli ve sakalli yalanoglarin artik ustalastiklari dönemdir.
Astroloji ve simya gibi yalanoloji temeli üzerine kurulmus "bilim" dallarinda seri üretim yapilmasina ragmen, üretimin çogunlugu yine dini konularda gerçeklesmekteydi.

Gerçi, artik çok büyük boyutlara varan yalan mirasi, yeni yalanlar üretmeyi gerekli kilmiyordu; ama arada bir yeni yalanlar degisiklik yapiyor, toplumun kültür hayatina renk katiyordu.

Yalan sanayisinde devrim

Sanayi devrimi, yalan sanayisini de etkiledi. Eski metod üretim yerine ,daha ustalikli yalanlar, daha da hizli üretilmeliydi.
Nitekim, matbaanin icadindan bu yana yalan katkili kitaplar milyarlarca basildi, basiliyor...

Yalanin dozaji artik toplumu tatmin etmiyordu. Bunu farkeden uzmanlar, hemen yüzde doksan, hatta yüzde yüz yalandan olusan üretime agirlik verdiler.
Artik, yalan katkili kitaplarla birlikte, resmen yalan kitaplar yayimlanmaya basladi.

Halkin ilgisi, beklenenin de ötesindeydi. Romanlar, tür olarak dünyanin en çok satan kitaplari oldular. Romanlarda anlatilanlarin büyük çogunlugunun hayal ve yalan oldugu bilindigi halde parayla satin aliniyordu.
Artik ne üretici, ne de tüketici, yalanlari ambalajlayarak kamufle etme geregini duymuyordu.
Aslinda bu, yalanoloji açisindan bir nitelik kaybiydi. Zira eskiden yalanlar ambalajlandigi için daha tatli oluyordu.
Yalanlarin topluma takdiminin bile yalanla olmasi, kaliteyi arttiriyordu.

Çagimiz bir çok seyi yozlastirdigi gibi yalani da yozlastirmisti ve bazi yalanlar, artik dogrudan dogruya "bu yalandir" diye dogru bir biçimde sunuluyordu.
Bu yeni takdim biçimi, özellikle roman, film, tiyatro gibi alanlarda basarili oldu.
Bunun üzerine, bu "harbi yalan" üretimini tesvik için, en ustalikli yalanlari yazanlara ve en yalan mimik ve davranislari sergileyenlere ödüller verilmeye baslandi.

Astigi astik, kestigi kestik krallarin, yalan söylemege pek ihtiyaçlari yoktu. Sadece yalan dinlemege ihtiyaçlari vardi.
Ama demokrasi adi verilen sistem benimsenince, bu sistemin yalan sanayii için çok elverisli oldugu anlasildi.
Artik hangi vatandas daha usturuplu yalanlar atiyorsa, daha artistik pozlar veriyorsa, kral ve kralcik seçiliyordu.
Kral ve kralcik adaylarinin modern olanaklarla yalanolojiye kazandirdiklari boyut kayda degerdi: Artik en büyük rekabet yalan sanayisindeydi!

Insanlik tarihinin en eski mesleklerinden olan yalanoloji, çaglar boyu kazandigi deneyimlerle çok ustaydi.
Birer yalankolik haline gelen çagdas insanin gereksinimini karsilamak üzere bu "bilim" modernize edildi.

Sinemada arz-i endam eden modern yalan sanayii, televizyonun yayginlasmasiyla beraber artik altin çagini yasiyor.

Televizyon, programlarinin önemli bir bölümüyle toplumun yalan ihtiyacini karsilamak için seferber olmasina ragmen halkin bir kismi, yalana doymamaktadir.

Dogru haber vermeye çalisan gazetelerden allerji duyan asiri yalankolikler, hangi gazeteler en büyük, en çok ve en orijinal yalanlar üretiyorsa o gazeteleri okumaktadir.

Artistiyle, sarkicisiyla, politikacisiyla, sairiyle, yazariyla, çizeriyle, isçisiyle, patronuyla, imamiyla, papaziyla... hasili her kesimiyle yalan üreten ve yalan tüketen bir yalan dünyada yasiyoruz.

Ve bu dünyada dogru kalmak, dogrulara tabi olmak zor mu zor, hem de çok zor!

Mevla yardimcimiz olsun

saygilar (ali yüksel)

Konular