KiTAP OKUMANIN ZARARLARI 1

KAFALARDAKI TAVSANLAR

Saf kalpli bir köylü, cinci hocaya muska yaptirmaya gider. Köylünün derdi büyüktür. Sevdigi kiz kendisine iltifat etmemektedir.
Öteden beri adini bildigi ve hünerlerini isittigi muhabbet muskasini yaptirmak ister.
Hoca, her zamanki usta sahtekarligiyla nazlanir. Köylü üsteledikçe nazlanmaya devam eder. Sakalini sivazlayarak muskanin pek pahali oldugunu söyler.
Cinlerin muska isine zam yaptiklarini ve en az iki altin istediklerini üzüle büzüle anlatir.

Bizim gariban için pek büyük bir para olmasina ragmen, kara sevdanin pembe sarhosluguyla kabul eder ve iki altini pesinen öder.
Hoca da kendisine üç muska verir. Birisini kaynatip suyunu içecek, ikincisini boynuna asacak, üçüncüsünü de sevdigi kizin kapi esigine gömecek...

Kimseye görünmeden gece yarisindan sonra uygulayacagi bu esige muska gömme islemi zorlu bir istir.
Hani bir görülse, hesapta hirsiz zannedilip postu deldirmek de var.
Fakat, mecnunu çöllere düsüren, Ferhat'i daglara çikaran ask hastaligi ne gece dinler, ne tehlike!..
Köylü muskaci hocaya dualar ederek ayrilir.

Ne var ki, daha kapidan çikmadan hoca kendisine önemli bir uyarida bulunur: [b]"Sakin ha!"[/b] der,[b] "muskayi esigi gömerken aklina tavsan getirmeyesin. Ugursuz hayvandir!"[/b]
Köylü, tavsani aklina getirmeyecegine söz verir.

Bizimki ertesi gece, birinci muskayi kaynatip suyunu içtikten, ikincisini de boynuna astiktan sonra elindeki üçüncü muskayla sevdalisinin evine yönelir.
O gece muskayi esige gömmek zorundadir.
Ne var ki, bir türlü hocanin tembihledigi tavsani aklindan çikaramamaktadir. Ugursuz hayvan, kene gibi beynine yapismistir. Unutmak istedikçe tavsan direnir.

[b]"Gözünü seveyim tavsan, benden bes dakikaligina ayril"[/b] diye yalvarip yakardigi halde hayvanoglu tavsan aldirmaz.
Bizimki tavsanla tartisa tartisa muskayi kizin evinin esigine gömer. Tavsana ragmen bir kaza veya bela çikmaz.

Günler, haftalar, hatta aylar geçer. Muskanin bir etkisi görülmez. Bizimki muskaya olan inancini sarsmamak için direndikçe direnir.
Amma, sevdalisinin bir baskasiyla nisanlandigini isitince çilgina döner. Dogruca cinci hocaya hesap sormaya gider.

Hoca, köylüyü önce bir teskin eder. Sonra muskalari sorar. Birincisi talimata uygun olarak kaynatilip suyu içilmistir. Ikincisi boyna asilmistir. Üçüncüsü de gizlice esige gömülmüstür.
Her sey usulüne uygun yapilmistir. Nihayet sira tavsana gelir:

[b]"Sakin ha, muskayi esige gömerken tavsani aklina getirmis olmayasin?!" [/b]

Köylü saskin ve suçlu bir edayla itiraf eder:

[b]"O ugursuz tavsan birsaniye bile aklimdan çikmadi ki.."[/b]
Hocanin "defol" sözüyle disari kaçan zavalli köylü, pür hiddet arkasindan savrulan tavsanli sözleri ömür boyu unutamaz:

[b]"Sana dememis miydim, tavsani aklina getirmeyeceksin,tavsan ugursuz hayvandir, isini bozar diye?.. Bre kafasiz, sana dememis miydim?!" [/b]

Halkimizin beynine sokulan ugursuz tavsanlarin sayisi pek çoktur...
Kasitli ve kasitsiz olarak üretilen cins cins tavsanlar, insanimizin saglikli düsünmesine engel olmaktadir.
Beyinlerde biriken bu rengarenk tavsanlar zamanla bilinç altina gizlenmekte ve tedavisi çok zor düsünce sapmalarina, kompleks davranislara yol açmaktadir.

###

Beyninde fazla tavsan tasimayan temiz kalpli bir genç, cami avlusunda satilan bir teyp kasetine kulak verir.
Öfkeli bir hoca, avazi çiktigi kadar bagirmaktadir:

[b]"Vallahi de zinadir. Billahi de zinadir. Her kim bir kadinin kalktigi bir koltuga, kadinin sicakligi geçmeden oturursa zina islemis gibi olur.
Sakin ha, otobüslerde kadinlarin terkettigi koltuklara hemen oturmayiniz. Vallahi de zinadir, billahi de zinadir!" [/b]

Daha önce, kadinlarin koltuklarda biraktigi sicakliktan hiçbir zaman cinsel haz almayi aklina getirmeyen bu temiz kalpli gencin kafasina o andan itibaren sicak bir disi tavsan yerlesir.
Otobüste, minibüste her ne zaman kadinlardan bir yer bosalsa bu disi tavsan siritmaya baslar.
Koltugun sogumasini beklerken çogu zaman bir baskasina kaptirir.
Bazen de soguduguna kanaat getirip te oturursa hocaefendinin beynine sokmus oldugu disi tavsan hiddetle ortaya çikar ve tavsan diliyle "vallahi de zinadir, billahi de zinadir" demeye baslar.
Kimi zaman oturdugu yerden seytan çarpmis gibi siçrar. Kimi zaman da tavsana inat, gittikçe isinmaya baslayan koltukta cinsel fantaziler kurar.

Bazi kisilerin beyni, bu disi tavsan için iyi bir üreme çiftligi olur...
Erkek tavsanlarin istirakiyle gittikçe üreyen bu tavsanlar, o kisiyi tümüyle bir klinik vaka haline getirirler.
Kadinlarin yürüdügü yoldan yürümemek, kadin sesi isitince kalbi hop hop atmak gibi davranislar, o kisiyi, kadinlardan kaçan bir kadin düsmani haline getirebilir.

###

Olaya tek tarafli bakmazsak, tavsan üretiminde televizyonun, kitaplarin ve basinin çok daha basarili olduklarini görecegiz.
Günümüzde 6-7 yaslarindan baslayarak çocuklarin kafasina sürekli tavsanlar yerlestirilir.
Erkek tavsanlar, disi tavsanlar... Yesil tavsanlar, kizil tavsanlar... Beyaz tavsanlar, kara tavsanlar...

Günlük hayatimizda kullanmak zorunda kaldigimiz bir çok ifadeye yakistirilan ikinci anlamlar, kisinin elinde olmadan birinci anlamin yaninda göz kirpar.
Genellikle kinayeli sözler ve mecazlarla insanlarin beynine sokulan bu tavsanlara bir kaç örnek vermek isterdim.
Fakat o tavsanlardan habersiz olanlarin olabilecegini düsünerek, bu tavsanlarin üremesine yardimci duruma düsmekten çekindigim için örnekler vermeyecegim.
Ancak, halkimizin kafasina yerlestirilen tavsan türlerine bir kaç örnek vereyim:

[b]Cinsel tavsanlar
Ruhban tavsanlar
Ideolojik propaganda tavsanlari
Rüsvet parolasi, bukelamun tavsanlar
Mistik tavsanlar [/b]

###

[b][color=red]Kendinizi bir yoklayiniz.
Acaba bu tavsan türlerinden kaç tanesi kafanizda saklambaç oynuyor? [/color][/b]

###

Tüm tavsanlarin zararli oldugunu söylemek yanlis olur. Yararli tavsanlar da vardir.
Mesela fikir özgürlügünün olmadigi ülkelerde propagandaci veya postaci tavsanlar, ezilen halklarin mücadelesinde önemli yer alirlar.
Savcilar ve yargiçlar tarafindan yakalanmasi hemen hemen imkansiz olan propagandaci tavsanlar, ustalikli siçrayislariyla sözde demokratik ülkelerin ezilen insanlarina bazen arslanlardan daha fazla yararli olur.
Zira, arslan yakalama konusunda gayet becerikli olan baskici yönetimlerde arslanlar ya hapishanelerin kafeslerinde dolanmaya ya da siki gözetim altinda bulunmaya mahkum olurlar.
Propagandaci tavsanlar ise gerek ele avuca sigmaz manevralarla ve gerekse hizli üreme yetenekleriyle; polisleri, yargiçlari, sahlari ve padisahlari saskina çevirirler.
Hele arslanlarla el ele, omuz omuza ortaya çikan tavsanlar, baskici yönetimlerin basina basa çikilmaz bir belâ olabilirler.

Eger ülkenizde düsüncenizi, inancinizi özgürce açiklayamiyorsaniz, hiç beklemeden propagandaci ve haberci tavsanlar yetistirmelisiniz.
Örnek mi istiyorsunuz?
Öyleyse su paragrafin bile bir tavsan oldugunu size söyleyelim... Yakalayabilirseniz yakalayin!
Kafalara zararli tavsanlarin sokulmayacagi ve yararli tavsan üretiminin gerekli görülmeyecegi ileri ve özgür bir toplum özlemiyle...

saygilar (ali yüksel)

Konular