Tecrübe Etme Sanatı

Bir gün Napolyon düşman askerlerinden kaçarken, bir bakkal
dükkânına, girmiş.

Bakkala hemen kendisini saklamasını emretmiş.

Bakkal da Napolyon'u müsait bir yere saklayıp, biraz sonra
Gelen düşmanları da;

"-Az evvel biri koşarak şu tarafa kaçtı." Diye savuşturmuş.

Nihayet biraz sonra Napolyon'un muhafızları yetişmişler.

Bakkal ömründe bir daha karşılaşamayacağı Napolyon'a sormuş;

"-Efendim, af buyurun ama merak ettim, ölümle bu denli burun
buruna gelmek nasıl bir duygu? "

Napolyon birden öfkelenmiş;

"-Sen kim oluyorsun da benimle böyle dalga geçercesine
konuşabiliyorsun?' diye bağırmış.

Hemen askerlerine, adamcağızı kurşuna dizmelerini emretmiş.

Askerler bakkalın gözünü bağlayıp, karşısına dizilmişler.

Mermiler namlulara sürülmüş, artık 'ateş' emri verilecek...

Adamcağız içinden (Ah, ne yaptın sen? Şimdi ölüp gideceksin ) diye
düşünürken, arkadan bir çift el uzanmış, gözündeki bağı açmış.

Karşısında Napolyon varmış.

Tek cümleyle cevaplamış Napolyon:

"-İşte böyle bir duygu! "

Yaşayarak öğrenmek, bedeli en yüksek öğrenme biçimidir. Ama en
kalıcı olanıdır ve getirisi en yüksek olandır. yani tecrübedir getirisi..
ve
tecrübeyi yaşamaktan başka edinme yolu yoktur...

3 yorum

Ynt: Tecrübe Etme Sanatı

:)

naaptın napolyon diyecektim tam :)

çok güzeldi kardeşim teşekkürler

27.04.2009 - hhmercan

Ynt: Tecrübe Etme Sanatı

yaşamadan anlayamazsınız bazı şeyleri
çok güzel bir hikayeydi teşekkürler :)

27.04.2009 - beyaz.nur

Ynt: Tecrübe Etme Sanatı

evet öyle

27.04.2009 - vefali

Konular