İtikadi ve ameli mezhepler
Kelime olarak [b]mezhep, takip edilen, gidilen yol [/b]demektir. Mecazen de şahsî/ferdî (kişisel) görüş, inanç ve doktrin manalarında kullanılmaktadır.
Din açısından ise müctehidin, dinin ayrıntılarına ilişkin, kendine mahsus kural ve yöntemlerle oluşturduğu inanç ve hukuk sistemini ifade eder. Bir başka deyimle; müctehid sıfatını kazanmış bir İslam aliminin, hüküm bakımından kapalı veya kesin olmayan (zannî) ayet ve hadisleri İslamâın temel esaslarına aykırı olmayacak şekide yorumlayarak getirdiği çözümler topluluğuna mezhep adı verilir. İslâm tarihinde mezhep kelimesi genel olarak itikadî, fıkhî, siyasî görüşlerin hemen hepsi için kullanılmıştır.
Mezhepler tarihi ile meşgul olan alimler, İslâm mezheplerini Peygamberimizden (s.a.v.) rivayet olunan bir hadise göre tasnif etmişlerdir. Bu hadiste Yahudilerin yetmiş bir, Hıristiyanların yetmiş iki fırkaya ayrıldığı, İslâm ümmetinin ise yetmiş üç fırkaya ayrılacağı; cehennemden kurtulacak Müslümanların, Resûlüllahâı ve ashabının yolunu takip eden fırka âbaşka bir rivayette de, birlik ve beraberlikten ayrılmayan cemaat- olduğu belirtilmektedir.(1)
***
[size=18px][color=darkblue][b]MEZHEPLERİN ÇIKIŞ SEBEPLERİ[/b][/color][/size]
İslam dünyasında mezheplerin oluşumunu, ortaya çıkmasını etkileyen pek çok sebep saymak mümkün. Ancak meseleyi uzatmadan şöyle özetleyebiliriz:
[b]Sevgili Peygamberimiz [/b](s.a.v.) hayatta iken sahabiler arasında herhangi bir ihtilaf söz konusu değildi. Dinden gerek inanç, gerek ibadet ve muamele ve gerekse âdap ve ahlâka dair anlayamadıkları/anlaşamadıkları bir mesele çıkarsa, [b]Resûlüllah[/b]âa (s.a.v.) sorarlar, o da açıklardı. Râşit halîfeler döneminde de bu hususlarda herhangi bir sıkıntı olmamıştı. Sahabe ve tâbiîn devirlerinde ise, akaid ve amele dair bir mesele ortaya çıkarsa, hemen güvenilir alimlere müracaat edilir, cevabı alınır, karışıklık çıkmasına fırsat verilmezdi. Ancak daha sonraki devirlerde, kendilerine güvenilir zatların yavaş yavaş azalmaları sebebiyle, Müslüman halkın sıkıntılarını gören bazı alim ve müctehidler, akaid ve fıkıh alanındaki görüşlerini açıklayıp yaymaya başladılar. Nitekim hicrî birinci asrın sonlarından itibaren mezheplerin kurucuları, gerek akaid ve gerekse fıkıh sâhasındaki çalışmalarını yoğunlaştırdılar. Onların bu görüşlerini dinleyen, okuyup yazan insanlar da, bunlara uyarlardı. Böylece bu zatların görüş ve ictihatları, halkın anlayışında bir mezhep olarak yerleşti. Bununla birlikte hemen ifade etmeliyiz ki, bu büyük alim ve imamlardan hiçbirisi, '[b]Ben bir mezhep kuruyorum, bana uyunuz[/b]!' diye, halkı kendi görüşlerine tâbi olmaya çağırmamışlardır. Devlet adamlarının, makam-mevki ve nüfuz sahibi kimselerin davet ya da emirleriyle de bir mezhep kurmaya yeltenmemişlerdir.
Bilindiği üzere insanların anlayış-kavrayış ve idrak seviyeleri farklıdır, istek ve ihtiyaçları çeşitlilidir. Dolayısiyle dinin esasına uygun olmak kayıt ve şartıyla fıkhî ihtilafların/farklılıkların da caiz olması bir kenara, ümmet için bir rahmettir, kolaylıktır. Onun içindir ki Peygamber Efendimiz, müctehid ictihadında isabet ederse iki sevap, iyi niyetle Allah rızası için yaptığı bu ictihadında hata ederse bir sevap alacağını söylemiştir.(2)
***
[b]KAÇ ÇEŞİT MEZHEP VARDIR?[/b]
İslâmâda ki türlü mezhep vardır:
[b]1. İtikadi Mezhepler:[/b] İmanla-inançla ilgili konulardaki görüşler.
[b]2. Ameli Mezhepler: [/b]İbadet ve muamelelerle ilgili konulardaki görüşler.
[color=darkblue][b]İTİKADİ MEZHEPLER[/b][/color]
İman esaslarını kabul etme konusunda bir çok görüş ve mezhep vardır. Bunlar da iki gruba ayrılır:
[b][color=blue]a) Hak Mezhepler veya Ehl-i Sünnet Mezhepleri.[/color][/b]
[b]b) Batıl Mezhepler veya Ehl-i Bidâat Mezhepleri.[/b]
[b]Ehl-i Hak[/b] veya [b]Elh-i Sünnet[/b], dinî yorumlarda [b]Peygamber Efendimiz[/b]in (s.a.v.) ve [b]sahabe[/b]nin (r.anhüm) yolunu takip edip onları örnek alan, sahabe arasında ayrım yapmadan onları bütün olarak seven ve kabul eden mezheplerin adıdır.
[b]Ehl-i bitâat [/b]ise, yorumlarını daha ziyade kendi görüş ve fikirlerine dayandıran, ashaptan bazılarını sevgide aşırıya kaçan, bazılarına karşı da nefret duyan mezheplerin adıdır.
***
Ynt: İtikadi ve ameli mezhepler
Allah razı olsun kardeşim ...
çok gerekli, faydalı bir paylaşımda bulunmuşsunuz ...
22.04.2009 - hhmercan