M.Es'ad Coşan

1938 yılında Çanakkale'de doğdu Babası Halil Necati Efendi, annesi Şâdiye Hanım'dır

1950'de İstanbul Vezneciler ilkokulu'nu, 1956'da Vefa lisesi'ni bitirerek aynı yıl İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi bölümüne girdi Arap Dili ve Edebiyatı, Fars Dili ve Edebiyatı, Ortaçağ Tarihi ile Türk-İslam sertifikalarını alarak, 1960 yılında Edebiyat Fakültesinden mezun oldu

Aynı yıl Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde açılan asistanlık imtihanını kazanarak , Klasik-Dînî Türkçe Metinler Kürsüsü'ne asistan olarak girdi Fakülte yayın komisyonunda iki yıl sekreterlikte bulundu

1965 yıında XV Yüzyıl şâirlerinden olan "Hatiboğlu Muhammed ve Eserleri" konusunda doktora tezi vererek "İlahiyat Doktoru" ünvanını aldı

1967-1968 yılları arasında Ankara Yükseliş Mühendislik ve Mimarlık Özel Yüksek Okulu'nda "Türkçe ve Hümaniter Bilgiler" dersini tedris etti

1973 yılında ise, "Hacı Bektaş-ı Veli, Makâlât" adlı doçentlik tezi ile doçentlik ünvanını aldı ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk-İslam Edebiyatı Kürsüsü'ne öğretim üyesi olarak tayin edildi

1977- 1980 yıllarında Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi'nde Türk Dili ve Edebiyatı dersleri verdi

1982 yılında profesörlüğe yükseldi Sosyal ve kültürel faaliyetlere daha fazla zaman ayırabilmek düşüncesiyle , 1987 yılında emekliliğini isteyerek üniversiteden ayrıldı

İlk dini eğitimini ailesinde gördü Genç yaşta vefat eden annesi, zikir ehli bir hanımdı Babası Necati Efendi; Serezli Hasib Efendi, Kazanlı Abdülaziz efendi, Mehmed Zahid Kotku Efendi gibi alim ve fazıl şeyh efendilerin sohbetinde ve hizmetinde bulunmuş, hal ehli bir kimsedir Mehmed Zahid Kotku Efendi'nin yakın dostlarındandı Bu münasebetle , küçük yaşta hocaefendilerin meclislerine devam etti, onların maddi ve manevi ilgilerine mazhar oldu

Mehmed Zahid Kotku Efendi'nin bizzat elinden tutarak kürsüye oturtması ile İskenderpaşa Camii'nde, dergahın eğitim kitabı olan Gümüşhanevî'nin "Ramûz el- Ehâdis" adlı hadis kitabından hadis dersleri vermeye başladı (1977)

Yine onun arzusu üzerine , 13 kasım 1980 günü vefatından sonra, cemaatin eğitimiyle ve her türlü meselesiyle ilgilenme, tebliğ ve irşad görevini üstlendi

Onun döneminde hadis derslerine ilgi daha da arttı Cemaat yer bulamadığı için camiye ilaveler yapıldı; ders dinlenilecek yerler beş-altı kat genişletildi Ayrıca Ankara, İzmir, Bursa, Sapanca, İzmit ve Eskişehir'de mûtad hadis dersleri başlatıldı

Yurt içi ve dışında basın-yayın, eğitim, kültür-sanat, sağlık, sesli ve görüntülü yayıncılık gibi, hayatın her sahasını kavrayan çok yönlü vakıf, dernek ve şirketin kuruculuğunu yaparak, Peygamber Efendimiz ((SAV))'in Medine-i Münevvere'de yaptıklarını bu çağda yapmak için gereken her türlü müessesenin kurulmasına önderlik etti ve hizmet sahasını genişletti

Mehmed Zahid Kotku Efendi'nin emri üzerine kurduğu "Hakyol Vakfı"nın çalışmalarıyla bizzat ilgilendi, muhtelif yerlerde şubeler açtırdı Eğitim ve yardımlaşma faaliyetini yaygınlaştırmak için çalışmalar yaptı

Sanat ve kültürle ilgili çalışmalar yapmak üzere "İlim Kültür ve Sanat Vakfı" nı, sağlık hizmetleri için "Sağlık Vakfı"nı kurdurdu Hanımların eğitimi ile ilgili olarak "Hanım Dernekleri"nin; çevre ile ilgili çalışmalar yapmak üzere "İlim, Ahlak, Kültür ve Çevre Dernekleri"nin kurulmasını ve yaygınlaştırılmasını teşvik etti Bu çalışmalarla, toplumun güzel amaçlar için bir araya gelmesini, organize olmasını sağlamaya çalıştı

Vakıflara ait harabe haline gelmiş bir takım ecdad yadigarı eserlerin tamir ve tecdidiyle ilgilendi; onların gayesine uygun olarak tekrar faaliyete geçmesini temin etti: Ahmed Kamil Tekkesi, Selami Mustafa Efendi Tekkesi, Şeyh Murad Efendi Dergahı, Kanuni zamanında yapılan ve şimdi Şadiye Hatun Teşhis Kliniğinin hizmet verdiği külliye gibi

Eğitimin yaygınlaştırılması için basın ve yayın çalışmalarıyla ilgilendi 1983 eylülünde "İslam" dergisini, 1985 nisanında "Kadın ve Aile" ve "İlim ve Sanat" dergisi yayınlanmaya başladı Daha sonra "Gülçocuk" dergisi çıkartıldı Sağlık va bilimle ilgili konularda ise "Panzehir" dergisi yayınlandı Kitap yayıncılığı için "Seha Neşriyatı" kurdurdu; çeşitli dini, edebi, tarihi, kültürel eserler neşredildi Yayıncılığın geliştirilmesi, haftalık ve günlük yayınlara geçilebilmesi için çalışmalar başlattı Onun gayretleriyle bir matbaa tesis edildi (Ahsen), dizgi tesisleri kuruldu (Deha) Sesli ve görüntülü yayıncılık alanında hizmet etmek, milli ve manevi değerlerimize uygun yayınlar yapmak üzere "Ak-Radyo (AKRA)" adı altında bir müessesenin kurulmasına öncülük etti (1992) Halen İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Adapazarı, Denizli başta olmak üzere yüzden fazla merkezden radyo yayınları yapılmaktadır Ayrıca uydudan yayın yapan radyo dünyanın birçok yerinden de dinlenilebilmektedir

Kaliteli bir eğitimi temin etmek amacıyla, özel eğitim kurumlarının kurulmasını teşvik etti Çeşitli illerde ilkokul öncesi, ilkokul ve orta öğrenime yönelik eğitim tesisleri kurdurdu

Yurtdışındaki müslümanlarla diyaloğu sağlamak amacıyla "İskenderpaşa Turizm (İSPA)" adı altında bir seyahat acentası kurulmasına öncülük etti

İlmi seviyesi yüksek hocalar yetirştimek amacıyla İstabul'da, Ankara'da, Konya'da ve Bursa'da hadis ve fıkıh enstitüleri açtırdı Buralarda İlahiyat fakültelerinde okuyan veya mezun olan kimselere, özel hocalardan Arapça, hadis, tefsir ve fıkıh dersleri verdirilmesini temin etti

Sohbetlerine yurt içinde yurt dışında büyük ilgi gösterilmesi ve çeşitli yerlere davet edilmesi, onun çok seyahat etmesine neden oldu Avrupa'da, Kuzey Amerika'da, Afrika'da, Orta Asya ve Avustralya'da pek çok ziyaretler, vaazlar, sohbetler yaptı; eğitim proğramlarına katıldı Her yıl hac ve umre dolayısıyla değişik ülkelerden gelen müslümanlarla görüştü, diyalog kurdu

Hakkı ve hayrı, iyiyi ve güzeli tebliğ etme yönünde şumüllü ve verimli çalışma yapmaktan bir an bile geri kalmadı Çevresini de daima bu tür çalışmalara teşvik etti

Doğu dillerinden Arapça ve Farsça'yı, batı dillerinden Almanca ve İngilizce'yi bilmekte; yurt içinde yurt dışında çok yönlü sosyal faaliyetlerini; tebliğ ve irşad çalışmalarını dar-ı bekaya irtihal eyledikleri 4 Şubat 2001, 1130' a kadar devam ettirdiler

Kim Allah-u Teâlâ Hazretleri'ne dayanırsa, en güçlü insan odur Kim de onun kulluğundan uzaklaşırsa; Allah-u Teâlâ Hazretleri onu en hor, en zelil duruma düşürür
Prof Dr M Es'ad COŞAN (RhA)

Konular