Ahiret endişesi mi, Gelecek endişesi mi?

Herkesin dilinde sakız olmuş şöyle bir kelime var. “Kızım oğlum evladım hayatını kurtar, geleceğini garanti altına al, istikbalini kazan”.Sadece çocukları dünyayay çağıran bir kelime.

Nedir şu insanlardaki gelecek kaygısı, hayatını garanti altına alma endişesi, sanki hayat sadece dünyadan ibaretmiş gibi bütün vaktini himmetini ona sarfetme meşaketi, bin senelik mesudane yaşansa bile cennetin 1 saatine denk gelmeyen bir hayat için omuzlara akıllara kalplere yüklenen kaldırılamayacak yüklerin zahmeti. Dünya adına din için verilen tavizler, kısacık fani hayat için duyulan endişeler hasareti, gelmeyen günlerin endişesini çekme düşüncesi. Hâlbuki beklenen gelecek gelmeyebilir. Hayatın en mühim gayesi gördükleri öğretmen, hemşire doktor memur amir, çocuk sahibi olduğu gün ölen insanların da hedefleri amaçları gayeleri vardı ama her saniye hesaba katılması gereken ecelin gizli olduğu gerçeği bütün hedefleri darmaadağın etti. Öyle yaşa ki ki şu dünyadan aziz çıkın. Bu dünyada tavizlerle paşa,ağa,amir müdür olurken öteki alemde rezil ve rüsvay olmayın. Kadınlar noktasında neden gelecek olarak bir mümin erkekle evlenme garanti olarak görülmüyorda iş, mevki, para vb gibi şeyler geleceğin garantisi olarak görülüyor. Hâlbuki işi garanti olup eşi garanti olmayan birçok bayan var. garantı olacaksa iş değil eş garanti görülmeli cünkü iyi ve imanlı bir eş insana ahiretini de kazandırır.
Bir elma kurdunu elmanın içinde besleten, bir çocuğu anne kucağında besleten, balıkları su içinde besleyip semizleten, ağaçın rızkını ayağına getiren en aciz ve zaif olan canlıları en güzel bir şekilde besleyen Allah karşı bir tevekkül ve teslimiyet yok. Neden mümin bir müslüman erkeğe itimat edilip hayatını onun yanında garanti altinda olur endişesi taşınmıyor. Yarın yaşanılacağı, yarın ne kazanılacağı ve daha ötesinde imanın kavviliği, cenneti, rızayı ilahiyi garanti altına alınmadan hayatı garanti altına almak için taviz verme tevekkülsüzlüğü ve sadakatsizliği savunuluyor. daha evlenmeden çocuk sahibi olmadan o günlerin endişeleri yaşanıyor..sabırlar sağa sola dağıtılıyor..Allah hiç kimseye gelmeyen günlerden mesul tutmuyor ki yarının endişesi ve tasasını insanlar çekiyor..Eğer yapılan bütün işlerde ve hedeflerde hakiki manada Allahın rızası gözetilmiyorsa Allah katında o işlerin hiçbir kıymeti yoktur.Çünkü o zaman amaç sadece nefsin rahatlığından ,nefsin razılığı odaklı .güzel süslü konforlu evler,arabalar kariyerler makamlar zevkine göre para harcama emellerinden ibaret kalır..unutmayın zerreden şemse bütün mevcudatın rızkını unutmayıp gönderen Allah halifei ruyi zemin olarak nitelendirdiği ve esmai ilahiyesine bir ayine yapıp kendine muhattap ittihaz ettiği insanın da rızkını gönderir.yeterki kul onu rızkında ittiham etmesin.Elmas hazineleri hükmündeki ahiret hayatını cam parçacıkları hükmünde olan dünyaya değişmeyin.unutmayın dünyada en çok bela musibet ve sefalete maruz kalanlar Peygamberler ve Allah dostları olmuştur.düşünün ama islamın geleceğini, ebedi hayatınızı,allahın dinini nasıl yüceltebilirim,bir komşuma akraba islamı nasıl anlatabilirim.sevdiklerimi ebedi helaketten nasıl kurtarabilirim kaygısını düşünün.

1 yorum

Ynt: Ahiret endişesi mi, Gelecek endişesi mi?

RAHMAN razı olsun elinize sağlık..

16.01.2009 - zhümeyra

Konular