Ya Cebrail bana cehennemi anlat!...

Taberanî'nin rivayetine göre;

bir gün Cebrail (A.S.) her zamankinden başka bir saatte Peygamber'imize (S.A.V) gelir.

Peygamber'imiz (S.A.V) onu karşılayarak;
«Ya Cebrail, niye senin çehreni solgun görüyorum ?» diye sorar.

Cebrail (A.S):
«Eğer ALLAH (C.C) cehennemin körükleri hakkında sana bilgi vermemi emretmeseydi, gelecek değildim..» der.

Peygamber'imiz (S.A.V) ona:
«Yâ Cebrail, bana cehennemi anlat» der.

Cebrail (A.S) söyle cevap verir:
«ALLAH (C.C), cehennemin bin yıl boyunca yakılmasını emretti. Bin yıl yakıldı, sonunda ağardı. Arkasından bin yıl daha yanmasını emretti, sonunda kapkara kesildi.

Simdi o kapkaradır, ne kıvılcımı ışık saçar ve ne de yalazı söner.
Seni hak üzere elci olarak gönderen ALLAH'a (C.C) yemin ederim ki, cehennemde iğne deliği kadar bir delik açılsa, dağılacak olan yüksek hararetten dolayı yeryüzünün bütün canlılar kavrularak ölürdü.

Seni hak üzere elçi gönderen ALLAH'a (C.C) yemin ederim ki, cehennem bekçilerinden biri dünya halkına görünse yüzünün çirkinliği ve kokusunun ağırlığı yüzünden bütün yeryüzü halkı ölürdü. Seni hak üzere elci gönderen ALLAH'a (C.C) yemin ederim ki. ALLAH’IN (C.C) Kur'an'in tanıttığı cehennem zincirinin bir halkası yeryüzü dağlarına konsa, dağ yarılır ve yerin merkezine ininceye kadar durmazdı.

Bunun üzerine Peygamber'imiz (S.A.V),
«Yeter, ya Cebrail! Yoksa kalbim duracak ve öleceğim» der.

Bu sırada Peygamber'imiz (S.A.V) Cebrail'in ağladığını görür.

Ona:
«Ya Cebrail, ALLAH (C.C) katında sahip olduğun mertebeye rağmen sen de ağlıyorsun ?» der.

Cebrail (A.S) O'na söyle cevap verir:
«Niye ağlamayayım? Asıl benim ağlamam lâzım. Çünkü belki ALLAH'ın (C.C) bilgisine göre bu günkü mevkiimden başka bir mertebedeyim. Belki meleklerden biri iken, İblisin tâbi tutulduğu imtihanın bir benzerine ben de tâbi tutulurum. Bilmiyorum, belki de Harut ile Marut'un baslarına gelenler benim de basıma gelir.»

Bunun üzerine ikisi de ağlamaya başlarlar, göz yasları akarken;
«Ya Cebrail ve Ya Muhammed! Ulu ALLAH (C.C) her ikinizi asi olmak tehlikesinden emin kılmıştır» diyen gizli bir ses duyarlar.

Sesi duyunca Cebrail (A.S) göğe yücelir.
Peygamber'imiz de (S.A.V) dışarıya çıkar.

Yolda Ensardan gülen, oynayan bir gurup ile karsılaşır.
Onlara der kî:
«Cehennem ardınızda iken gülüyor musunuz?! Benim bildiklerimi bilseniz, az güler, çok ağlar, gırtlağınızdan ne yemek ve ne de su geçmez, yüksek tepelere çıkarak yüksek sesle ALLAH'a (C.C) yakarırdınız.»

Bu sırada;
«Ya Muhammed, kullarımı umutsuzluğa düşürme. Ben seni zorluk gösterici olarak değil, müjdeleyici olarak gönderdim..» diye bir nida gelir.


Bu nidayı duyunca Peygamber'imiz (S.A.V)
«Doğru olun ve ALLAH'a (C.C) yaklaşın..» diye buyurur.


Imami Ahmed´in rivayetine göre Peygamber'imiz (S.A.V) Cebrail'e (A.S):

«Niye hiç bir zaman Mikâil'i (A.S)gülerken görmüyorum?» diye sorar.

Cebrail de (A.S) O'na:
«Mikâil, cehennem yaratılalı beri hiç gülmüş değil..» diye cevap verir.

(Alıntı..)


ALLAH'ım.. Kabir azabından, cehennemin azabından ve kıyametin şiddetinden sana sığınırız…

Konular