Ben Kürtlüğümden bıkmışım
Ağrı’da toz havada asılı duruyor, şehir her odası dökülen sefil perişan ev gibi. Yoksul mahallelere akşam iniyor. Yıkık dökük evlerin rast gele tuğla yığınlarının arasında karaltılar halinde çocuklar koşturuyor. Küçük Nurten’le böyle tanışacağız. Mahalleli tarafından hayır için ortaklaşa onarılan bir çıplak evin briketlerine oturarak konuşacağız. Babası olmayan evin tek Türkçe konuşanı Nurten. Baba yaşarken büyük kızlarını okula göndermemiş. Nurten babası öldüğü için okula gidebiliyor. Felaket aynı zamanda hayır da getirmiş.
Duru bir çocuk sesinin, benzersiz bir gülümseme ile ‘daha akşam yemeğini yemedik’,
‘Boyalarım, resim defterim olsun istiyorum ama annem alamıyor. Almak istediğini biliyorum, onun çok üzüldüğünü bildiğim için artık istemiyorum’ demesini öyle sıradan basit bir söyleşi gibi algılayamıyorum. Ağrılı Nurten’in yoksulluğu mızmızlanmadan şikayetsiz bir gerçeklik gibi tanımlamasından büyüleniyorum. Çocukluğunun benzersiz dehası kameramanımız Recep’i ve yönetmenimiz Şükrü’yü ve beni birbirimizden haberdar olmadan ve aynı anda tarumar ediyor.
Evin tek oğlu askere gidince, evin babalığı hükmen Nurten’e geçmiş. Nurten kalacakları yeri ayarlıyor, evin aylık toplam elli milyon lira, yeni para ile elli liralık bütçesini yönetiyor. Nurten Kürtçe’den başka dil bilmeyen annesini ve okuması yazması olmayan ablalarının tercümanı. Nurten mutsuzluğun resmini müthiş bir estetikle çiziyor. Ne ben, ne Recep, ne Şükrü bir senfoni gibi hızla yükselen tınısından silkinip çıkamıyoruz.
Boğazımız kuruyor, sesimiz titriyor. Ömrümde ilk kez yoksulluk değil, bir çocuk dehanın gelişigüzel çöplüğe atılmış hayatı içimi acıtıyor. O çocuğun yeteneklerini, önündeki tuğlalar çekildiğinde gelebileceği yeri birbirimize söylemeden birlikte hayal ediyoruz. Bir mücevherin bir bataklığa atılmasını seyreder gibi seyrediyoruz Nurten’i.. Nurten Öğretmen olup Ağrı’da kalmak istiyor. Bir kadına müsaade edilmiş en yüksek meslek öğretmenlik. Hayalleri orada sınırlanmış. Kendisinden şanslı kızlar büyütmek istiyor.
Çekim bitiyor, avucuma para sıkıştırdım, Nurten’e vereceğim. Karanlıkta Recep’le Şükrü’nün avuçlarına sıkışmış paraların da terlediğini fark ediyorum. Tek başıma olmadığımı da. Üçümüz de mahcup para uzatamıyoruz Nurten’e..
Ertesi sabah gün ışığında da mahalleyi çekmek için yeniden gidiyoruz. On yedi yaşlarında bir genç kız geliyor yanımıza. ‘Size teşekkür etmek istiyorum, Nurten’lere yardım ettiğiniz için,’ diyor. ‘ Çok ihtiyaçları vardı.’
Bunu söyleyen genç kızın da zor bir hali olduğu belli. Yoksulluk kendi içinde tasniflenmiş. Az yoksul çok yoksula öncelik tanıyor.
‘Okuyor musun’ diye soruyoruz. ‘Bizim Kürtler okula mı gönderirler?’ diyor. ‘Göndermezler mi?’ diye soruyoruz. ‘Tabi göndermezler’. ‘Bunu kameraya söyler misin?’ diye soruyoruz. ‘Söylemem,’ diyor. Bizim Kürtler zaten okula göndermiyorlar, bir de kameraya söylersem bana neler ederler?’
Israr etmiyor, ayrılıyoruz. Kaderini etnik kimliğinin sürüklediğini düşünüyor olmalı ki arkamızdan bağırıyor. ‘ Ben Kürt olmaktan bıkmışım. Ben Kürtlüğümden bıkmışım’.
Ağrı’da biz kendi yolumuza devam ediyoruz. Kürt olmaktan bıkmış genç kızla, dehası bataklığa gömülmüş çocukla bir daha hiç karşılaşmayacağımızı biliyoruz. .
Gazetecilik böyle bir şey. Bütün öfkelere haksızlıklara teğet geçip, tarafsız kalmak!
Ayşe Önal (Star,28.9.2005)
Ben Kürtlüğümden bıkmışım
tamam arkadaşlar ortamın daha fazla gerilmemesi için konuyu kilitlicem ama bazen neden rahat durmuyorlar türkiyede istedikleri gibi yaşıyorlar dediğimde celininde aşağıda alıntı yaptığım cevabını alıyorum onlara verilen söz yerine getirilmedi.bu konuda hakkın keceemre daha fazla bilgin varsa cevabını özel mesajdan atarmısın..
[quote="celin"][color=green]
ben kisaca söyle özetlesem.
İSTİKLAL SAVAŞI döneminde türkler ve kürtler bir olarak düsmanlara karsi savasmistir.ancak kürtler söz verilen topragi alamamis yani devletin kurucu unsuruna kürt halkini eklememiştir.
[/color][/quote]
Aslında benim kürtlerin neden ülkesi yok diye sorduğumda şunu demek istedim nerdeyse bütün ırkların bir ülkesi var sadece kürtlerin yok ve azımsanmayacak kadarda çok fazlalar..
birde her kürt=pkk değildir
gerçi bunu sizlerde belirttiniz..
son olarak şunu söylemek istiyorum benim en yakın ve çok sevdiğim arkadşım kürttü ama maalesef kazık yedim ondan buna rağmen genelleme yapıp bütün kürtler kötü demem çünkü bu her ırk için geçerlidir iyileride var kötüleride
Sonuçta hepimiz müslümanız kardeşiz zaten dinimizde ırk ve dil ayırmı yoktur..
hepimize birlik beraberlik kardeşlik ve barış dolu günler diliyorum..
26.07.2007 - su misali