105 yorum 3. sayfa

Esmaü'l Hüsna ve Şerhi

[size=18px][URL=http://imageshack.us][img]http://img441.imageshack.us/img441/6879/1batinmn1.gif[/img][/URL]


Bâtın : Gizli, her şeyde gizli, O'ndan gizli bir şey olmayan.


Cenab-ı Hak buyuruyor:

"O Evvel'dir, Ahir'dir, Zâhir'dir, Bâtın'dır." (Hadid - 3)


Esmâ-ül Hüsna - Karınca Yayınları :

O görünmeyen Zâhir, gizlenmeyen Bâtın'dır. O görünmeyen Zâhir, gizlenmeyen Bâtın'dır. Yardım etme ve rızık vermede Zâhir, varlıkların oluşumunu sağlayan Bâtın'dır. Allah bütün Bâtınlarda (gizliliklerde) mevcuttur. O'na hiçbir şey gizli değildir. O her şeyin içinde ve yakınındadır. Bâtın olmasıyla her şeye aslından daha yakındır. O'nun için görülmeyen görünendir. Sır ve gizlilik O'nun için geçerli değildir.

Bu ismi günde 3 kere okuyan bir kimse eşyanın hakikatlerini bilir ve Allahü tealanın sırlarına vakıf olur. (Miftahü'l Kulûb) [/size]

17.08.2007 - naz

Esmaü'l Hüsna ve Şerhi

[size=18px][URL=http://imageshack.us][img]http://img160.imageshack.us/img160/2293/1zahirms0.gif[/img][/URL]


Zahir : Görünen, varlığı aşikar olan.


Cenab-ı Hak buyuruyor:

"O Evvel'dir, Ahir'dir, Zâhir'dir, Bâtın'dır." (Hadid - 3)


Esmâ-ül Hüsna - Karınca Yayınları :

O görünmeyen Zâhir, gizlenmeyen Bâtın'dır. Yardım etme ve rızık vermede Zâhir, varlıkların oluşumunu sağlayan Bâtın'dır. Allah'ın Zâhir oluşu, O'nun her şeyden üstün olmasını gerektirir.

Bu İsmi Bilmenin Faydası:

Allah'ın bu ismini bilmek, kalbin tek bir ilaha yönelmesini ve ona ibadet etmesini sağlar. Bu isim insana, bütün içtenliğiyle yöneldiği, ihtiyaçlarını ilettiği ve sıkıntılı anlarda sığnıp dayandığı, hiçbir şeye muhtaç olmayn gerçek bir ilahın var olmasını sağlar. Bu anlam kulun kalbinde yer ettiğinde ve kul, Rabb'ini Zâhir ismiyle tanıdığında ibadetleri bir düzen ve intizama girer. bu ibadetler kendisi için bir sığınak, barınak vekorunacak bir yer olur. dilediği zaman bu sığınağa girer ve huzur bulur.

Cuma namazından sonra 15 kere "Yâ Zâhir" ismini okursa batını, iç alemi münevver olur, nurlanır.[/size]

16.08.2007 - naz

Esmaü'l Hüsna ve Şerhi

[size=18px][URL=http://imageshack.us][img]http://img127.imageshack.us/img127/7523/adszaa7.png[/img][/URL]


Ahir : Varlığının Sonu Olmayan.


Cenab-ı Hak buyuruyor:

"O Evvel'dir, Ahir'dir, Zâhir'dir, Bâtın'dır. O, her şeyi bilendir." (Hadid - 3)


Esmâ-ül Hüsna - Karınca Yayınları :

Allah Teâlâ, başlangıcı olmayan evvel, sonu olmayan Âhir'dir. O, her şeyden önceki Evvel'dir, her şeyden sonraki Âhir'dir. O, var etmede ve yaratmada Evvel, hidayete ve başarıya erdirmede Âhir'dir. O, kalplerdekini bilen Avvel, ayıp ve kusurları örten Âhir'dir. Başlangıç ilk olarak Allah'la başladı, son olarak dönüş yine O'nadır.

Allah'ın Âhir olduğunu bilmek, insana sebeplere fazla önem vermemeyi, onlara bel bağlayıp güvenmemeyi, üzerinde fazla durmamayı öğretir. Bu sebeplerin sonuçta mutlaka yok olacağını ve son bulacağını, sadece Âhir olan Allah'ın bâki kalacağını bilmesini sağlar. Geçici varlıklara bağlanmak, yokluğa bağlanmaktır. Halbuki Âhir olan Allah'a bağlanmak, kesinlikle yok olmayacak ve ebediyen varolacak olana bağlanmaktır. O'na bağlanan yok olmayacak ve varlığı bir kesintiye uğramayacaktır. Oysa yok olacak geçici şeylere bağlanmak böyle değildir. Fani şeylererin yok olmasıyla, onlara bağlananlar da yok olacaktır. Allah'ı bu şekilde tanıyan daha bir samimiyetle O''na ibadet etmeye çalışır. O'ndan başka hiçbir şeye güvenip bel bağlamaz. Sadece Allah'a yönelmenin ve O'na dayanıp güvenmenin bir zorunluluk olduğunu anla. Her şeyin O'na döneceğini hatırından çıkarma. O'na kulluk et ki, kulluğun O'nun katında geçerli olsun. [/size]

16.08.2007 - naz

Esmaü'l Hüsna ve Şerhi

[size=18px][URL=http://imageshack.us][img]http://img127.imageshack.us/img127/4143/1evvelaq6.gif[/img][/URL]


Evvel : Varlığının başı olmayan.


Cenab-ı Hak buyuruyor:

"O Evvel'dir, Ahir'dir, Zâhir'dir, Bâtın'dır." (Hadid - 3)


Esmâ-ül Hüsna - Karınca Yayınları :

Allah Teâlâ, başlangıcı olmayan evvel, sonu olmayan Âhir'dir. O, her şeyden önceki Evvel'dir, her şeyden sonraki Âhir'dir. O, var etmede ve yaratmada Evvel, hidayete ve başarıya erdirmede Âhir'dir. O, kalplerdekini bilen Avvel, ayıp ve kusurları örten Âhir'dir. Başlangıç ilk olarak Allah'la başladı, son olarak dönüş yine O'nadır.

Bu İsmi Bilmenin Faydası:

Allah'ın Evvel olduğunu bilmek, sadece sebeplere bakmaktan, bunlar üzerinde durup düşünmekten kurtulmamızı ve daha geniş düşünmemizi sğlar. O'nun salt lütuf ve ihsanına ve merhametine bakmamıza yardım eder. Hiçbir varlığın herhangi bir katkısı olmadan O'nun bize sayısız nimetler verdiğini düşünmemizi sağlar. Mutlak yokluğun olduğu bir ortamda bütün varlığı sonra da bizleri yarattı. Bütün varlıklar yok iken, adı dahi zikredilmezken O, her şeyi bizim için hazırladı. BiBize güç ve kuvvet verdi, varlıklar için sebep-sonuç kanunu koydu. O'nun varlığı hiç bir vesileye bağlı değildir. Allah'ın Evvel ismini bu şekilde anlayan O'na mutlak manada muhtaç olduğunu bilir. Bütün içtenliği ile O'na ibadet etmesi gerektiğini daha iyi anlar.

'Evvel' ve 'Ahir'in yarattıklarının bir başı ve bir sonu vardır. Yaşımız kadar yaşıyoruz ve bizi ilk defa getiren, son defa götürüyor. Yani O'ndan geldik O'na dönüyoruz. Öyle ise O'na yaraşır işler yapalım. Hayırlı hizmetlerde ilklere imza atalım. [/size]

16.08.2007 - naz

Esmaü'l Hüsna ve Şerhi

[size=18px][URL=http://imageshack.us][img]http://img339.imageshack.us/img339/6356/1muakhdq3.gif[/img][/URL]


Muaahhir : İstediğini sona erteleyici, yüksek mertebelerden indirilen


Cenab-ı Hak buyuruyor:

"Allah onları yalnızca korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne ertelemektedir." (İbrahim - 42)


Esmâ-ül Hüsna - Karınca Yayınları :

Mukaddim ve Muahhir isimlerinden birini zikretmeden yalnız ötekiyle dua etmek caiz değildir. Her ikiside Allah'ın fiili sıfatlarındandır. Dilediğini öne alan, dilediğini arkada bırakan O'dur. Öne alınan kimse yüksek mertebeler çıkar. Geri bırakılan ise en aşağı mertebelere iner. Geri bıraktığını öne çıkarmaz, öne çıkardığını da geriye bırakmaz. Bu iki ismi birlikte zikretmek, ayrı zikretmekten daha güzeldir.

Allah, kullarının teşebbüslerini bazen onların beklentilerine uymayacak şekilde ertelemesi, sonuçsuz bırakmasında mutlaka derin hikmetler vardır. O'nun takdirini saygı ile karşılayıp bu ertelemeyi O'ndan olduğu bilinciyle kabul etmek lazımdır. İşte bu kulluktur.

Bu İsmi bilmenin Faydaları:

Müslüman, Allah'ın öne çıkardığını öne çıkarmalı arkaya koyduğunu arkaya koymalıdır. Allah'ın ibadet etmekle yükseltip azizi kıldığı kimseye saygı duymalı ve ona yakın olmalı, günah işleyerek zelil kıldığı kimseden de uzak durmalıdır.

Allah'ın Mukaddim ve Muahhir olduğunu bilen kimse, ibadet ve iyiliklerinin çokluğuna güvenmez, günah ve kötülüklerinin çokluğu nedeniyle de Allah'tan ümit kesmez. Zira Allah'a uzak gibi görünen nice kimseler yakın, yakın gibi görünen nice kimseler de gerçekte O'ndan uzaktır.
Daima kötü sondan, günahları öne alıp ibadetleri geriye bırakmaktan Allah'a sığınırız. [/size]

16.08.2007 - naz

Esmaü'l Hüsna ve Şerhi

[size=18px][URL=http://imageshack.us][img]http://img466.imageshack.us/img466/4620/1muqadtn8.gif[/img][/URL]


Mukaddim : İstediğini öne alıcı, dilediğinin mertebesin yükselten.


Esmâ-ül Hüsna - Karınca Yayınları :

Mukaddim ve Muahhir isimlerinden birini zikretmeden yalnız ötekiyle dua etmek caiz değildir. Her ikiside Allah'ın fiili sıfatlarındandır. Dilediğini öne alan, dilediğini arkada bırakan O'dur. Öne alınan kimse yüksek mertebeler çıkar. Geri bırakılan ise en aşağı mertebelere iner. Geri bıraktığını öne çıkarmaz, öne çıkardığını da geriye bırakmaz. Bu iki ismi birlikte zikretmek, ayrı zikretmekten daha güzeldir.

Bu İsmi bilmenin Faydaları:

Müslüman, Allah'ın öne çıkardığını öne çıkarmalı arkaya koyduğunu arkaya koymalıdır. Allah'ın ibadet etmekle yükseltip azizi kıldığı kimseye saygı duymalı ve ona yakın olmalı, günah işleyerek zelil kıldığı kimseden de uzak durmalıdır.

Allah'ın Mukaddim ve Muahhir olduğunu bilen kimse, ibadet ve iyiliklerinin çokluğuna güvenmez, günah ve kötülüklerinin çokluğu nedeniyle de Allah'tan ümit kesmez. Zira Allah'a uzak gibi görünen nice kimseler yakın, yakın gibi görünen nice kimseler de gerçekte O'ndan uzaktır.

Daima kötü sondan, günahları öne alıp ibadetleri geriye bırakmaktan Allah'a sığınırız. [/size]

13.08.2007 - naz

Esmaü'l Hüsna ve Şerhi

[size=18px][URL=http://imageshack.us][img]http://img169.imageshack.us/img169/3305/1muqtadgd0.gif[/img][/URL]


Muktedir : Kudret sahipleri üzerinde istediği gibi tasarruf eden, mutlak güç sahibi.


Cenab-ı Hak buyuruyor:

"Allah, her şey üzerinde iktidar sahibidir." (Kehf - 45)


Allah'ın İsimleri - Harun Yahya :

Muktedir, gücünü fiillerle ortaya koyup gösterendir. Allah'ın gücü yettiği halde yapmadığı nice fiilleri vardır. eğer dilerse bunları yapabilir.O, dilediğini yapandır, Hiç kimse O'na mani olamaz. hiçbir güç O'nu aciz bırakamaz. Kudreti her şeyi kuşatan O'dur. Kul, böylesine güçlü olandan nimet ummalı, intikam almasından korkmalıdır.

Allah tarihte kimi insanları kudret sahibi kılmış; onlara hem benzerine az rastlanır bir mülk vermiş, hem de makam sahibi yapmıştır. Yaşadıkları kavmin başına geçirmiş, tüm insanların ve toprakların yönetimini kendilerine vermiştir. Firavun da bu insanlardan biridir. Ancak Firavun, Allah'a karşı büyüklenmiş, gerçek kuvvetin ve gücün kendisinde olduğunu zannetmiştir. Öyleki bu, kendini ilah ilan etmeye kadar varmıştır. unun üzerine tüm gücün tek sahibi olan Allah, Firavun ve ordusunu suda boğarak onlardan büyük bir intikam almıştır. Haman ve Karun da yaptıkları dolayısıyla Firavun'la aynı sonu paylaşmışlardır. Bu azgın insanlar malları ve orduları dolayısıyla yeryüzünde büyüklendikçe büyüklenmişler, gerçek gücün ve kudretin kendilerinde olduğunu zannetmişlerdir. Böylelikle de Allah gerçek gücün kimde olduğunu tüm kavme göstermiştir. Halbuki kainattaki tüm iktidar ve kudretin yegane sahibi Allah'tır. Yeryüzünde güç ve yetki sahibi olanlara ellerinde olan malları, bulundukları makamları ve orduları veren de kendisidir. Hergün güneşi doğuran, geceyi ve gündüzü ardarda getiren, uzayda hızla yol alan gezegenleri yörüngelerinde tutan ve kainattaki sayısız düzeni kusursuzca kontrol altında tutan Allah'ın gücü ortadadır. İnsan ise elinden malı alındığında, makamından indirildiğinde hemen tüm gücünü yitirir. Vücudundan direnci çekilip alındığında ise görülmemiş bir acizlik içinde kalır. Yine Allah dilediği zaman, onlardan kimisini bir çığlık sarar, kimisi de yerden gelen bir azapla toprağın içine alınır. Böylelikle Allah kullarına gerçek gücün kimde olduğunu gösterir.[/size]

13.08.2007 - naz

Esmaü'l Hüsna ve Şerhi

[size=18px][URL=http://imageshack.us][img]http://img466.imageshack.us/img466/3360/1kadirwq5.gif[/img][/URL]


Kâdir : İstediğini istediği gibi yapamaya gücü yeten.


Cenab-ı Hak buyuruyor:

"Şüphesiz Allah her şeye kadirdir." (Bakara - 148)

"Evet O, her şeye kadirdir." (Ahkaf - 33)


Esmâ-ül Hüsna - Karınca Yayınları :

Kâdir, güç ve kudret sahibi demektir. Kâdir, bir şeyi dilediğinde yapan veya yapmayandır. Kâdir için dileme, bir şeyi yapmak için mutlaka olması gereken bir şart değildir. Allah, kıyameti şu anda da gerçekleştirmeye kadirdir. Eğer O, bunu dilerse yapabilir. Ancak kıyamet şu an gerçekleşmediğine göre Allah, bunu şu an için dilememektedir. Allah'ın ezeli ilmiyle kıyamet için bir süre ve saat belirlemesi, O'nun güç ve kudretinde kusur olduğunu göstermez.Mutlak Kâdir, her varlığı tek başına ve kendi dilemesi ile hiç kimseden yardım alma ihtiyacı duymadan yoktan var edendir. bu da ancak Allah için geçerlidir. Kulların gücünü yaratan O'dur.Yararlı zararlı, iyi kötü bütün her şeye gücü yeten, mutlak kadir olan ve kudreti her şeyi kuşatan O'dur.[/size]

13.08.2007 - naz

Esmaü'l Hüsna ve Şerhi

[size=18px][URL=http://imageshack.us][img]http://img169.imageshack.us/img169/8819/1samadod6.gif[/img][/URL]



Samed : Hiçbir şeye muhtaç olmayan, herşey kendisine muhtaç olan.


Cenab-ı Hak buyuruyor:

" De ki: O, Allah birdir. Allah sameddir." (İhlas - 1-2)


Fütuhat-ı Mekkiyye - Muhyiddin Arabî :

Hak Teâlâ katında her şeyin mutlaka hazineleri vardır ve bundan dolayı da O Samed'dir. Lakin o hazineler değişmez bilgilerden ibarettir. Çünkü onlar O'nun katında sabittir. O, onları bilir ve görür ve bütün içindekileri de görür, bildiği ve gördüğü içindir ki onlardan dilediğini vücuda getirir, açığa çıkarır, dilediğini de bırakır. Onlar O'nun hazinelerinde olmakla sonlu ve sınırlı değildir, sonsuzdurlar. Varlıkların hepsi Allah'ın elindedir. Ondan hiçbir şey ait olduğu hazinenin dışına indirilmez, hepsi Allah'ın indinde koruma altındadır. Bütün hazineler ve hazine bekçileri Allah'ın olduğu için gerçekte âlem onun içinden hiçbir şeyin dışarıya çıkmadığı bir tek hazine durumundadır. Çünkü hepsi de Allah'ın elinde ve O'nun katındadır. Bundan dolayıdır ki, her konuda iltica olunacak ve başvurulacak Samed ancak O'dur. Kimi Allah'a tevekkül eder, kimi de sebebe tevekkül eder. Şu kadar var ki, sebepler kendilerine sarılan ve sığınanlara çok kere hainlik eder. Hak Teâlâ ise kendisine sığınıp işlerini ısmarlayanı muhakkak selâmete çıkarır. Bütün hazineler O'nun katında olduğu, senin de o hazinelerden biri olarak yine O'nun mülkü bulunduğunu bilirsen kalbin O'na güvenmiş olacağı için O senin yanında, sen O'nun yanındasın demektir. [/size]

13.08.2007 - naz

Esmaü'l Hüsna ve Şerhi

[size=18px][URL=http://imageshack.us][img]http://img466.imageshack.us/img466/3125/1vahidcs6.gif[/img][/URL]



Vahid : Tek ve eşsiz. Zatında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde, hükümlerinde, asla ortağı veya benzeri dengi bulunmayan.


Cenab-ı Hak buyuruyor:

"De ki: O, Allah birdir." (İhlas - 1)

"İlâhınız bir tek Allah'tır. O'ndan başka ilâh yoktur." (Bakara - 163)



Esmâ-ül Hüsna - Karınca Yayınları :

Allah'ın, zatında, sıfatlarında ve fiillerinde bölünmesi ve sayısının artması söz konusu olmayan ve bir ve tek olduğunu ifade eden ismidir.

Ezelde yalnız Allah vardı. Başka hiçbir şey yoktu. Hz.Peygamber bir hadislerinde bu anlama şöyle işaret etmiştir. Sadece Allah vardı O'nunla birlikte hiçbir şey yoktu". Büütn celâl ve kemal sıfatları sadece Allah'ta bulunmaktadır. Bu yönüyle O, bir ve tektir. Bütün varlıkları idare eden ve işleri yürüten yalnız O'dur. Bir şeyi yaratmak ve yapmak için herhangi bir maddeye, süreye, alete ve hazırlığa ihtiyacı yoktur.

Kulun ilâhı, her halde ve her vakitte ona gerek olandır. O, gerçek olup O'nun dışında kalan bütün ilâhlar batıldır. Kul nerede olursa olsun, allah, sıkıntı anında ve ihtiyaç duyduğunda hep onunla birliktedir. Yok olup giden ilâhlar hiçbir zaman işe yaramaz.[/size]

13.08.2007 - naz

Esmaü'l Hüsna ve Şerhi

[size=18px][URL=http://imageshack.us][img]http://img466.imageshack.us/img466/5443/1majid2to0.gif[/img][/URL]



Mâcid : Şanı yüce, ulu ve cömert



Esmâ-ül Hüsna - Karınca Yayınları :

Mecd, bolluk ve genişlik anlamındadır. Zengin ve zenginlik veren anlamına da gelebilir. Mâcid, güç ve kudreti mükemmel olmasının yanında cömertliği, rahmeti, kerem ve ihsanı bol anlamına gelir. Allah, zatında ve bütün sıfatlarında en mükemmel ve eksiksiz, yüce ve üstün olandır. Zartın yüceliği ve fiillerin güzelliği bir araya geldiğinde mecd ortaya çıkar. Her ikisi de Allah'ta bulunduğu için O, Mâcid'dir. Fakat Mecid, mübalağa ifade ettiği için Mâcid'den daha geniş anlamlıdır. [/size]

13.08.2007 - naz

Esmaü'l Hüsna ve Şerhi

[size=18px][URL=http://imageshack.us][img]http://img466.imageshack.us/img466/1240/1wajidcj4.gif[/img][/URL]



Vâcid : İstediğini istediği an bulan.


Esmâ-ül Hüsna - Rauf Pehlivan :

Vâcid kelimesi, bulan, vücuda getiren, hiçbir şeye ihtiacı olmayan anlamına gelir. Yüce Allah istediği şeyi, istediği canlıyı istediği zaman bulur, hükmünü infaz eder. Bir şeyi bulmak için, meydana getirmek için O'nun zamana, mekana, plana veya başka bir şeye ihtiyacı yoktur.. Hiçbir canlı O'ndan gizlenemez. Hiçbir şey O'ndan kaçamaz. O'nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Her şey O'na muhtaçtır.

Cenab-ı Hakk'ın, herhangi bir şeyi ele geçirmek için; zaman kollamaya bunu sağlamak amacıyla önlem almaya ihtiyacı yoktur. Herşey daima O'nun huzurundadır. Dilediği an hükmünü infaz eder ve bunda da O'nun için hiçbir zorluk söz konusu olmaz. Ne lütfunu hemen kullarına ulaştırmada, ne de cezasını yerine getirmekte O'nun için bir güçlük bulunmaz. [/size]

13.08.2007 - naz

Esmaü'l Hüsna ve Şerhi

[size=18px][URL=http://imageshack.us][img]http://img169.imageshack.us/img169/5797/1kayyumlt2.gif[/img][/URL]



Kayyûm : Her şeyi ayakta tutan, koruyan,diri ve bütün kâinatın idaresini bizzat yürüten, hiç bir şeyin gizli kalmadığı.



Cenab-ı Hak buyuruyor:

"Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. " (Bakara - 255)

"Ölümsüz ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan." (Furkan - 58)



Esmâ-ül Hüsna - Karınca Yayınları :

Kayyûm, Allah'ın kusursuz güç, kuvvet ve üstünlüğe sahip olduğunu gösterir. O, yalnız başına kâimdir. ayakta kalmak için hiçbir yönden kimseye ihtiyacı yoktur. O, kendi kendine yetendir ve başkasına muhtaç değildir. O'nun dışında her şey O'na muhtaçtır. Her şeyi ayakta tutan ve koruyan O'dur. O'nun desteği olmadan hiçbir şey ayakta duramaz ve varlığını devam ettiremez. Bu, O'nun mükemmel gücünü gösterir.

Allah dostlarının tecrübe edip kabul ettiklerine göre, "Ya Hayyu yâ Kayyûm, lâ ilâhe illâ ente" (Ey diri ve kâim olan! Senden başka ilâh yoktur) duasını okuyan ve bunu tekrarlayan kimsenin kalbi ve aklı dirilir. Bu iki isimle yardım dilemek sıkıntılardan, dert ve kederlerden, zorluk ve darlıklardan kurtulmak ve isteklere kavuşmakta daha etkilidir.[/size]

13.08.2007 - naz

Esmaü'l Hüsna ve Şerhi

[size=18px][URL=http://imageshack.us][img]http://img172.imageshack.us/img172/2857/1hayyli0.gif[/img][/URL]


Hay : Her zaman diri


Cenab-ı Hak buyuruyor:

"Ölümsüz ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan. " (Furkan - 58)

" O daima diridir." (Mümin - 65)


Esmâ-ül Hüsna - Karınca Yayınları :

Allah dostlarının tecrübe edip kabul ettiklerine göre, "Ya Hayyu yâ Kayyûm, lâ ilâhe illâ ente" (Ey diri ve kâim olan! Senden başka ilâh yoktur) duasını okuyan ve bunu tekrarlayan kimsenin kalbi ve aklı dirilir. Bu iki isimle yardım dilemek sıkıntılardan, dert ve kederlerden, zorluk ve darlıklardan kurtulmak ve isteklere kavuşmakta daha etkilidir. Bu iki isim ism-i azam'dandır. [/size]

08.08.2007 - naz

Esmaü'l Hüsna ve Şerhi

[size=18px][URL=http://imageshack.us][img]http://img162.imageshack.us/img162/4379/1mumitgu2.gif[/img][/URL]


Mümit : Öldüren, ölümü yaratan.


Cenab-ı Hak buyuruyor:

"Nerede olursanız olun ölüm size ulaşır..." (Nisa - 78)

"Her canlı, ölümü tadar..." (Enbiya - 35)


Esmâ-ül Hüsna - Karınca Yayınları :

Mümit, isim olarak Kur'an'da geçmez, fiil olarak geçer. Mümit, canlı varlıkları öldürendir. Allah ölüm ile sağlıklı ve güçlü olanların gücünü yok eder. O, her şeyi yaşatan ve öldüren, her şeye kadir olandır. Allah, yaşatma sıfatı ile övündüğü gibi, öldürme sıfatı ile de övünür. Bu, hayır ve şerrin, yarar ve zararın yalnız O'ndan geldiğini, mülkünde hiçbir ortağı bulunmadığını, yalnız kendisinin, bâki ve ebedi olduğunu, kendisinin dışındaki bütün varlıkların fani olduğunu bilmemiz içindir. Her müslüman, mutlak olarak yalnız Allah'ın yaşatan ve öldüren olduğunu bilmeli ve inanmalıdır. [/size]

08.08.2007 - naz

Konular