61 yorum 3. sayfa

Ynt: Dar pantolon üstüne türban

ARKADAŞIN DEDİĞİ GİBİ ÖRTÜNMEYİ BİLİYORSA BİR İNSAN NASIL GİYİNMESİ GEREKTİĞİNİ DE ÇOK İYİ BİLİR..
DAR PANTOLUN ÜZERİNE BİR BAŞÖRTÜSÜ GEÇİRİLİYORSA BİLİNSİNKİ BU İSLAMI KÖTÜLEMEK DEMEKTİR... SELAM

07.10.2008 - ayhan

Re: kapanmak

[quote="Tefekkür"]selamun aleyküm genç arkadaşlar bakın neden boyle ağır derecesinde eleştiri kapananlara ben 55 yaşındayım ve elimden geldıkcede herşeyime çok ama çok dıkkat ederim giyimime herşeyime ama gençler yeni yeni kapaniyorlar onlara boyle eleştiriler çok ağır benim kizimda üniversite okurken kapandı 10 yaşından beride namazınıda kılar vede cemaatlerden yetişti ama etek giyemiyor beceremiyor neyapalın oda birşey bantol giyiniyor üstune genişce tünik giyiniyor bakın ben 3 tane çocuk üniversite okuttum vede dediğim gibi 3 çude cemaatlerden yetişti oyle ağır eleştiriden once acaba onlera neler verebiliriz diye biraz duşunun ALLAHA emanet olun[[/quote]

burdaki handikappimiz, kisilerle bizzatihi muhatap olunmadigi icin her kesime her yas gurubuna hitapta malesef eksikler oluyor...burdan duyulanlari tekrar ehli takva kisilerin süzgecinden gecirmekte fayda var... yanlis bir ifademiz taraflari yanlis istikametlere sevk eder... oysa bizim burdaki hedefimiz dogruyu (ehli sünnet cercevesinde) net olarak ortaya koymak olmalidir... kisilerin kabiliyetlerini bilmedigimiz icin kendi kabiliyetimiz kadar ortaya koyariz... siz durumunuzu cocuklarinizin kabiliyetine göre ayarlayin ancak bizler burda pantolonun kizlara haram oldugunu ve hatta peygamberimizin lanet ettigini belirtmemiz gerekir...kizimiz bunu bilsin , kendisini bu fikre hemen olmasada yavas yavas alistirarak düzelsin... zaten üniversite tahsilinin mutassip bir hanima nekadar gerekli olmasi hususu gerektigi kadar tartisildi...

26.08.2008 - alaattin

kapanmak

selamun aleyküm genç arkadaşlar bakın neden boyle ağır derecesinde eleştiri kapananlara ben 55 yaşındayım ve elimden geldıkcede herşeyime çok ama çok dıkkat ederim giyimime herşeyime ama gençler yeni yeni kapaniyorlar onlara boyle eleştiriler çok ağır benim kizimda üniversite okurken kapandı 10 yaşından beride namazınıda kılar vede cemaatlerden yetişti ama etek giyemiyor beceremiyor neyapalın oda birşey bantol giyiniyor üstune genişce tünik giyiniyor bakın ben 3 tane çocuk üniversite okuttum vede dediğim gibi 3 çude cemaatlerden yetişti oyle ağır eleştiriden once acaba onlera neler verebiliriz diye biraz duşunun ALLAHA emanet olun[

25.08.2008 - Tefekkür

Re: Dar pantolon üstüne türban

[quote="ibrahimd"][b]Yüce yaratıcımız Allah aşkına
İsmine kurban olduğum Muhammet (s.a.v) aşkına
[b]varmı İslamda böyle bir giyim tarzı?[/b]dar pantolon üstüne türban[/b]...
sokakta rastladıklarım hariç,
bulunduğum işhanında üç işyerinde çalışan bayan
altta [b]üstüne hiçbir örtü almaksızın dar pantolon üstüne türban [/b][b]giyiyor,utanmadan arlanmadan,arkadaşlar böyle bir giyim tarzı varmı?
İslamda[/b]
rica ediyorum,[i]aklım almıyor,[/i]
lütfen [i]el-insaf[/i]yapmayalım etmeyelim,güzelim dinimizi moda,modelite uğruna deforme etmeyelim,kendimizi komik durumlara düşürmeyelim, yarın birgün hepimize mutlaka bunun hesabı sorulacak unutmayalım,içimde bu hususta bir ukte kaldı satırlara dökmeden edemedim,forumu bu yüzden işgal ettiğim için herkesten özür diliyorum.[/quote]kardesim galiba ben bi bayan olarak hem utanıyorum hemde deliriyorum bununla ilgili bi yzı yazdım inş yayımlarlar bekliyorum diyorum tut sunu yaka paca at bi de güzel döw ama ben kim oluyorum yüceler yücesi sabrını gösteriyor da ben kimim onlrı döwiyim zten olmaz ama işte ama yapmak istiyorum anlatsan da anlamıyolar onlarınki bilinçli kapanma değil ya aileden öyle gördükleri için ya da baskıyla yani hakkıyla değil elbette rabbim hidayet wersin

23.08.2008 - eda19

Dar pantolon üstüne türban

tesekkürler bizimle paylastiginiz icin

14.08.2008 - talib

ARAŞTIRMAK İŞLERİNE GELMİYOR BENCE..

Ben 18 yaşımda örtünmüş biriyim. Allah razı olsun eşimden öğrendim çoğu şeyi. Peki ben öğrenemezmiydim önceden. Tabiki öğrenebilirdim. Evde duvarda asılı tuttuğumuz kuran-ı kerimi açıp bir kerecik de mealinden okusaydım elbette öğrenirdim. Ama galiba işime gelmedi. Ağızdan dolma bilgilerle örtünmenin çok da gerekli olmadığını düşündüm. Zaten diyorum ya öyle olması işime geliyordu. Ama şimdi ALLAHA şükürler olsun doğruları biliyorum ve uygulamak için çabalıyorum. Bu dar pantolon giyenler de bana kalırsa örtünmeyi Kuran-ı kerimden hadislerden değil de ailesinden öğreniyorlar ve daha fazlasını araştırmak da işlerine gelmiyor. Şahit olduklarımdan bir kısmı da aile baskısıyla içselleştirmeden örtünmüş zaten. tesettürü başörtüsüne indirgeyip bi taraftan vicdanlarını rahatlatıyorlar bi taraftan da istedikleri gibi giyiniyorlar. Tesettürün anlamından da hiç mi hiç haberleri yok bence. ALLAHA EMANET OLUN...

13.08.2008 - psikolog58

Dar pantolon üstüne türban

Sevgili Kardeşim MATHMADX,

Kardeşim benim söylediğimde aynen o;

Yüce Allahtan beni cehennemde yakar diye korkmak,kendini kurtarmaya çalışmak olur.

YÜCE ALLAHTAN ONUN SEVGİSİNİ KAYBEDERİM DİYE KORKALIM.

İBADETLERİMİZİ CENNETE GİTMEK GAYESİYLE DEĞİL,ONUN BİZE VERDİĞİ NİMETLERE ŞÜKRAN İÇİN ,ONA OLAN SEVGİMİZ İÇİN SEVEREK YAPALIM. MECBURUZ YOKSA CEHENNEME GİDERİZ İÇİN DEĞİL.

SAYGILARIMLA
erdem222

25.05.2008 - erdem222

Dar pantolon üstüne türban

[quote="balsultan"]bizler islamiyeti dogarken secmeden icinde yetisiyoruz.. ALLAHA nekadar sükretsek az...bazilarimiz islamiyetin bu nimetini iyi kullanamiyorlar ve arastirmadan kolayina geleni seciyor... Halbuki bir gayri müslim islamiyeti secerken herseyini arastirarak ögrenerek bilerek islamiyete giriyor... aile icinde basliyor her yalnis sadece kuran okumayi ögrensin veya hatmetsin der gerisine gerek duymaz... uyanalim islamiyeti iyi ögrenelim yasayalim ve yasatalim...cok uzun yazdim ama son bir cümle ile bitirmek istiyorum.. sayet bu cahillikte devam edilirse gelecegin genclerin islamiyet anlayisi beni ürkütüyor muhafazanALLAH[/quote]

25.05.2008 - talib

Dar pantolon üstüne türban

bizler islamiyeti dogarken secmeden icinde yetisiyoruz.. ALLAHA nekadar sükretsek az...bazilarimiz islamiyetin bu nimetini iyi kullanamiyorlar ve arastirmadan kolayina geleni seciyor... Halbuki bir gayri müslim islamiyeti secerken herseyini arastirarak ögrenerek bilerek islamiyete giriyor... aile icinde basliyor her yalnis sadece kuran okumayi ögrensin veya hatmetsin der gerisine gerek duymaz... uyanalim islamiyeti iyi ögrenelim yasayalim ve yasatalim...cok uzun yazdim ama son bir cümle ile bitirmek istiyorum.. sayet bu cahillikte devam edilirse gelecegin genclerin islamiyet anlayisi beni ürkütüyor muhafazanALLAH

24.05.2008 - balsultan

Dar pantolon üstüne türban

[quote="erdem222"]
Bu nedenle ALLAHLA KORKUTMAYALIM. ONU SEVELİM
BİRBİRİMİZE ONUN SEVGİSİNİ AŞILAYALIM.
[/quote]
Güzel bir hususa deginmissin, fakat anlamalisiniz ki Allah korkusu, yilandan, akrepten, huysuz bir insandan korkmak gibi degil!
[i]
Allah korkusu, Allahi hakkiyla sevememek, Allaha hakkiyla kulluk edememek için korkmaktir! [/i]

24.05.2008 - MathmadX

Dar pantolon üstüne türban

SEVGİLİ KARDEŞİM TURAB,

Öncelikle medeni,çok seviyeli cevap ve tenkitleriniz için teşekkür ederim.

Sevgili kardeşim ben eğitimim dini alanda değildir.
ancak ben Yüce Allahın varlığını fizikte,matematikte,kimyada ,biyolojide ve astoronomide gören,inanan ve aşırı hassasiyetle Kuran'ı Kerimi okuyan,
onu Yüce Allahın verdiği zeka kadar anlamış bir kişiyim.

İslami inanışın ana direği olan.
Bütün günahlarınız affedilebilir Kul hakkı hariç öğütüne tüm kalbiyle inanmış, bir kişiyim.

Okuduğum dini kitaplar arasında en çok etkisinde kadığım kişi Hz. Mevlanadır. Bu nedenle Allah sevgisine ağırlık vermeyi önemsiyorum.

Her kişinin değişik inanç tarzı, eğitiminin, zeka seviyesinin anlayış sisteminin farklı olacağı gayet tabiidir.

SEVMEK VE KORKMAK konularında ağırlık tercihlerimiz farklı olabilir.

SEVGİ VE SELAM İLE

erdem222

24.05.2008 - erdem222

Dar pantolon üstüne türban

Seven insan sevdigini kaybetmekten korkar :wink:

Seven insan sevdigini üzmekten korkar :wink:

Seven insan sevdigini mutsuz edememekten korkar :wink:

Seven insan sevdiginden ayri kalmaktan korkar :wink:

Seven insan sevdigine daha güzel bir hayat sunamamaktan korkar :wink:


Neden sevgi degil de korku ön planda?

Sanirim siz ayetlere dört dörtlük sarilan ama hadisler gelince su koyuveren tarzda gibisiniz.. fakat o kadar ayeti celilede [b]vettegullah[/b].. yani Allahtan korkunuz kelimesine ragmen korkuya karsi korkusuzca mücadeleye azmetmis durumdasiniz..


Neden sevgi degil de korku..

Aslinda burada azamet ve büyüklügü anlatan bir edebi anlatim söz konusu.. Allahtan baska gidecegimiz kapmiz.. Onun rahmetinden baska siginacak limanimiz mi var ki sevgi de tercihimiz olsun... O tekdir. Dogmamistir dogurmamistir.. Ondan baska bir yaratici yokki Ona olan sevgiden süphemiz olsun.. Senin aradigin sevgi imanda yatar.. seven iman eder sevgilisine. inanir güvenir.. sevdikce imani arttikca korkusu alevlenir siddetlenir.. Sevgisiz iman mi olur? korkusuz sevgi..

sen sevmedigin bir insana bile yürekten inanabilir misiniz? Önce sever isinir baglanirsin ona.. sonra inanmak fiili filizlenir yaprak yaprak.. dal dal.. boy boy.. Korku, sevgi günesi her dogdugunda o filizlenip koca cinar olmus agacin gölgesi misali...

Günes nur misali, nuru ilahi misali dogar yürekler.. sevgi kelimesi bile kafi gelmez ona.. sevgiden daha yüce.. günes olmadan ne otlar cikar ne de hayvanlar yasar.. sular buharlasamaz.. yagmur yagamaz.. bahar hic gelemez.. Sogur yürekler.. üsür minik bedenler. ve ölüm kacinilmaz olur..

Ama yoksa sevgi, yoksa yaradanina iman, korku kabusa döner..

selam sevgi ve dua ile..

24.05.2008 - vefali

Dar pantolon üstüne türban

esselamun aleyküm erdem kardeşim,
Ben Allahtan nasıl korkmalı,neden korkmalı diye sayfalarca yazsamda birşey değişmeyecek sanırım.Çünkü Rabbim 'ben dilemedikçe siz dileyemezsiniz' buyuruyor.
Duam odur ki tüm inanları,O'nu hakkıyla seven ve bu sevgi dolayısıyla O'ndan hakkıyla korkabilenlerden eylesin.Amin!
Allaha emanet olunuz.

23.05.2008 - turab

Dar pantolon üstüne türban

Sevgili kardeşim TURAB,

Cevabi yazınız için teşekkür ederim.
Önce:FATIR SURESİ bazı tercümelerde:
(Kulları içinden alim olanlar korku duyarlar) şeklinde olmasına karşın:

Diyanet tercümesinde:

(kulları içinden alin olanlar DERİN SAYGI duyarlar ) denmiştir.

Tabiiki bu iki tercümeden kişi aklına daha uygun gördüğüne itibar eder.

Sevgili kardeşim, Yüce allah bana ,beyin,ağız,göz,kulak,kalp ve eksizsiz bir vücut vermiş. Bu alemi,hertürlü ihtiyaç için yaratmış, her nimeti vermiş.
Daha ne vermeliydi? verdiklerinin noksanı var mı?
Onu sevmemek mümkün mü? Ben O na medyun-u şükranım. Ona aşığım.
Ben ondan sadece onun isteklerini yapamazsam gücenir diye korkarım.

Sevgili kardeşim , önceki yazımın nedeni bu sitede herkesin haramdır,günahtır,öbür dünya,cehennem gibi sadece korkutmaktan bahsetmeleri,ALLAH SEVGİSİNİ bir yana koymalarıdır.

O rahman-ı rahim (MERHAMETLİLERİN EN MERHAMETLİSİ),
Yürekten dilenen her affı kabul eden,değil mi?

Eğer O'nu seviyorsanız,O'na sevdiğiniz için uyun.

Eğer ben O' ndan korktuğum için O'na uyuyorum diyorsanız sizin bileceğiniz iştir.
Her işin her şeyin başı SEVGİ OLMALIDIR diye düşünürüm.

SEVGİ VE SELAMETLE KARDEŞİM

erdem222

23.05.2008 - erdem222

Dar pantolon üstüne türban

[quote="erdem222"]Sevgili Arkadaşlar,

Sitedeki bazı yazılarda rastladığım ALLAHTAN KORKMA VE KORKUTMA konusuna değinmek istiyorum. Ben şuna inanıyorum:

Yüce Allah insanı tüm canlı varlıklardan farklı olarak zeka ve konuşma kaabiliyeti vererek yaratmış. İnsana yaşaması için gerkli her nimeti vermiş. Bu Yüce Allahın yarattığı insanoğlunu sevdiğini gösterir.

İnsanoğlu da bu nedenlerle Allahını sever.Hemde çok sever.

Yine bu nedenle insan Yüce Allahını sever,severcesine ona tapar.
Onun tüm öğütlerine sevdiği için uyar. İbadetlerini sevdiği için yapar.

Eğer Yüce Allaha ibadetleri cennete göndermeyecek diye korkarak yaparsanız ne anlamı olduğunu bilemem.

Bu nedenle ALLAHLA KORKUTMAYALIM. ONU SEVELİM
BİRBİRİMİZE ONUN SEVGİSİNİ AŞILAYALIM.

SELAMETLE

erdem222[/quote]

esselamun aleyküm erdem kardeşim,
takip ettiğim kadarıyla sürekli Allahtan korkamamız gerektğinden dem vuruyorsunuz.Bununla ilgili okuduğum bir yazıyı sizinle paylaşmak istedim.
Umarım istfade eder,satırlardan sadırlara indirebilirsiniz.

Allah Sevgisi ve Allah Korkusu Dengesi

Soru : Kalpte Allah Sevgisi ve korkusu dengesi nasıl kurulmalıdır?

Cevap:


İslâma göre, kul, Allah’ı hem sevmeli hem de Ondan korkmalıdır.
Cenab-ı Hakk, insan ruhunda korku ve sevgi denilen iki mühim his yaratmıştır. İnsan bu hisleri yaratılış gayesine uygun kullandığı takdirde dünya ve ahiret saadetine nail olur. Cenab-ı Hakk’ın Cemal ve Rahmeti muhabbeti icap ettiği gibi, Celal ve Azameti de korkuyu iktiza eder.

Kul, Cenab-ı Hakk’ı sevmekle rahmetine mazhar olduğu gibi Ondan korkmakla da azabından kurtulur.

Allah’ı sevmenin ölçüsü emirlerine riayet etmek, korkunun ölçüsü ise yasaklarından sakınmaktır. Bunların her ikisi de insanın saadet ve necatına vesile olurlar. Böylece insan ne Allah’ın rahmetinden ümit keser, ne de azabından emin olur.

İnsan Allah’ı sevmekle kalben tatmin olur ve vicdanen huzur bulur. Muhabbetin en önemli üç kaynağı “kemal, cemal ve ihsandır”. Cenab-ı Hakk’ın bütün sıfatları hem sonsuz kemalde, hem de nihayet derecede güzeldir; ihsan ve keremi ise sonsuzdur. Buna göre, aklen ve vicdanen, insan muhabbetini ancak Allah’a hasretmelidir. Onun yarattığı mahlukatı sevmek ise Onun namına olduğu takdirde Allah katında makbuldür.

İnsan, korku hissini de ancak Allah’a hasretmelidir. Çünkü Allah nihayetsiz celal, azamet ve kudret sahibidir. Öyle ise Allah’tan korkmak da hem aklın, hem de vicdanın gereğidir. Bir insanın kalbinde, Allah korkusu kemaliyle hakim olunca başka türlü korkulara mahal kalmaz. Zira Allah’tan korkan bir adam, hiçbir zaman başkasının hukukuna tecavüz etmez, hiç kimsenin canına, malına namusuna dokunmaz.

Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bu konuda şöyle buyururlar: “Hikmetin başı Allah korkusudur.” (El-Münâvî, Feyzü’l-Kadir-3:574)

Toplum hayatının nizam ve ahengi Allah korkusuyla kaimdir ve onunla devam eder. Hak ve hukuk tanımamanın cezası, dünyada zillet ve ahirette İlâhî azaptır.

Mehmet Kırkıncı


Soru : Korku insanı ürküten bir kelime. Buna göre Allah korkusunu nasıl anlamalıyız?

Cevap:
İşlenen suçların ve günahların çoğunu, bunları yapan kişilerde Allah korkusunun bulunmayışına bağlarız. “Bu kimseler Allah’tan korkup Onun azabından çekinselerdi, bu işleri yapmazlardı” deriz. Acaba Allah korkusu nasıl olmalıdır? Yalnızca dehşet ve korku üzerine kurulmuş bir disiplini, İslamın hoşgörü muhtevası ve Cenab-ı Hakkın sonsuz rahmetiyle nasıl bağdaştırabiliriz?

Kur’an-ı Kerim’de mü’minler şöyle anlatılır:
“Mü’minler ancak o kimselerdir ki, Allah’ın adı anıldığı zaman kalbleri titrer. Kendilerine Onun ayetleri okunduğunda imanları artar ve onlar yalnız Rablerine tevekkül ederler.” (1)
Bu ayetten anlaşıldığı gibi, iman nurunun artmasıyla Allah korkusunun kalbde yerleşmesi arasında çok yakın bir ilgi vardır.
Allah’ın ayetleri okundukça imanın ziyadeleşmesini merhum Elmalılı şöyle izah eder:
“İlim ve amel cihetinden gelen deliller arttıkça tahkiki iman inkişaf eder. Yakin ve iman ziyadeleşir.”(2)

Tahkiki imanın da mertebeleri vardır. Bunlardan ilmelyakin mertebesi, delillere dayanarak şüphelere karşı koyar. Taklidi, yani anne ve babadan devralınan ve derin bir araştırmaya dayanmayan bir iman bazan tek bir şüphe karşısında bile mağlûp olabilirken, delillere dayanarak elde edilen bir iman sayısız şüphe karşısında dahi sarsılmaz.

Tahkiki imanın ikinci bir mertebesi aynelyakindir ki, onun da kendi içinde mertebeleri mevcuttur. Allah’ın kainatta tecelli eden güzel isimleri ve bu isimlerin mertebeleri kadar mertebesi vardır. Mü’min o tecellileri görüp okuyabilme kabiliyeti nisbetinde sağlam ve sarsılmaz bir imana sahip olur. Bu safhanın en yüksek mertebelerinde artık kainatı bir kitap gibi okuyabilecek dereceye gelir. Yani, mesela bir çiçek üzerinde Cenab-ı Hakkın Halık, Musavvir, Müzeyyin, Mülevvin, Cemil, Rahim gibi isimlerini okur. Onu yaratan, sûret veren, süsleyen, renklendiren, güzelleştiren ve şefkat ve merhamet gösteren bir yaratıcısının isimlerinin tecellilerini seyreder.

Üçüncü mertebe de hakkalyakin olarak isimlendirilir. Bu dereceye ulaşan bir kimse artık varlık alemlerini saran perdeleri geçmiş ve şüphelerin ordular halinde hücumu karşısında dahi sarsılmayacak bir imana erişmiştir.(3)

Peygamberlerin ve maneviyat rehberlerinin imanı bu derinliğe sahiptir. Miracda Cenab-ı Hakkın cemal ve kelamına muhatap olan Resul-i Ekrem Efendimizin (a.s.m.) ve onun izinden giderek yerde iken Arş-ı Alayı temaşa edebilecek kadar ruhen terakki eden Abdülkadir Geylani Hazretlerinin kuvvetli imanları bu mertebeye misal olarak verilebilir.

Bu umman misali imana sahip olanların her an Cenab-ı Hakkın huzurunda imişçesine duydukları haşyet ve ürpertiyi tarif etmek mümkün müdür?

“Allah’tan ancak ilim sahipleri korkar”(4) mealindeki ayet-i kerimede bu hakikat ifade edilmektedir. Bu hürmet ve haşyet, her mü’minde imanın derecesine göre tecelli eder.

Çünkü insan ilim vasıtasıyla Rabbini tanıdıkça Ona olan sevgisi ve saygısı artmaktadır. Zira bütün kemal mertebelerinin üzerindeki sonsuz bir kemal, elbette ki sonsuz bir hürmete layıktır.Üstün vakarıyla ve eşsiz şahsiyetiyle erişilmez bir mertebeye sahip bir maneviyat büyüğünün huzurunda nasıl içimizi sevinçle karışık bir ürperti kaplıyorsa, onun sayısız defa üstünde bir kemalin sahibi olan Cenab-ı Hak katında nasıl bir ruh hali içine gireceğimizi düşünelim.

Allah sonsuz rahmet ve şefkat sahibi olduğu gibi, aynı zamanda sonsuz derecede gayret ve izzet sahibidir. Pekçok Kur’an ayetinde tekrarlandığı üzere, Allah hem Rahim’dir, hem Aziz’dir. Rahim isminin gereği olarak bütün varlık alemini sonsuz şefkat ve rahmetiyle kucaklarken, Aziz ismiyle de, kanunlarına isyan edenleri ve bu isyanlarıyla izzetine dokunanları cezalandırmaktadır.

Bu itibarla, Cenab-ı Hakkın huzurunda olan bir kul, bir taraftan o sonsuz rahmetin cazibesiyle kendisinden geçmiş, diğer taraftan da gazabının dehşeti karşısında kalbi titrer bir vaziyettedir. Böyle bir insanın Allah’ın emirlerine isyan edip yasaklarını çiğnemesi mümkün müdür?

Bu korku da, tıpkı sevgi gibi, insanı Allah’a götürür. Bu konuda Nur Külliyatında şöyle buyrulur:
“Halik-ı Zülcelalinden havf etmek [korkmak], Onun rahmetinin şefkatine yol bulup iltica etmek demektir. Havf [korku] bir kamçıdır, Onun rahmetinin kucağına atar. Malûmdur ki, bir valide, mesela bir yavruyu korkutup sinesine celb ediyor. O korku, o yavruya gayet lezzetlidir. Çünkü şefkat sinesine celb ediyor. Halbuki, bütün validelerin şefkatleri, rahmet-i İlahiyenin bir lem’asıdır. [parıltısıdır] Demek, havfullahta [Allah korkusunda] bir azim [büyük]lezzet vardır.” (5)

Şu halde, korkunun veriliş maksadı da insanı Allah’a götürmektir. Bu bakımdan, bu duygumuzu başka yerlerde kullanıp asıl maksadından uzaklaştırırsak, büyük zararlara uğrarız. Nasıl sevgimizi yanlış yerlerde kullandığımızda, sevdiklerimizden karşılık görmemek; aksine onlar tarafından tahkir edilmek gibinice ıztıraplar içine düşeriz. Aynı şekilde, korku duygusunun yanlış yerde kullanılması da, insanın hayatını zindana çevirir. Çünkü korkulmaya değmediği halde korktuğumuz varlıklar bize gayet sıkıntılı bir zillet yaşatmaktan başka hiçbir şey yapamazlar. Ne yardımcı olabilirler, ne de korkumuzu teskin edebilirler.

Korku hissinin iman ve tevekkülle olan alakası şöyle anlatılır:
“Tam münevverü’l-kalb bir abidi [kalbi nurlanmış bir mü’mini] küre-i arz [dünya] bomba olup patlasa, ihtimaldir ki, onu korkutmaz. Belki, harika bir kudret-i Samedaniyeyi [Allah’ın kudret tecellilerini] lezzetli bir hayret ile seyredecek. Fakat meşhur bir münevverü’l-akıl denilen [aklını ilim ve düşünce ile aydınlattığı iddia edilen] kalbsiz bir fasık feylesof ise, gökte bir kuyruklu yıldızı görse yerde titrer. ‘Acaba bu serseri yıldız arzımıza çarpmasın mı?’ der, evhama düşer. (Bir vakit böyle bir yıldızdan Amerika titredi. Çokları gece vakti hanelerini terk ettiler.)” (6)

Kaynaklar
1. Enfal Sûresi, 2.
2. Hak Dini Kur'an Dili, 3:2367
3. Bediüzzaman Said Nursi. Emirdağ Lahikası, 1:102-3.
4. Fatır Sûresi, 28
5. Sözler, s. 331
6. A. g. e.

22.05.2008 - turab

Konular