Biyolojik saatinizi biliyor musunuz?

[size=18px][color=blue][b]Biyolojik saatinizi biliyor musunuz?

*SABAH Kalp krizine yakalanma riski fazladır.


* ÖĞLE Bakteriyel infeksiyonlarda ateşimiz genellikle öğleye doğru yükselir.


* İKİNDİ Kandaki demir miktarı sabaha göre yarıya düşer.


* AKŞAM Virüse bağlı hastalıklarda akşama doğru ateş yükselmesi gözlenir.




--------------------------------------------------------------------------------


09.00 Vücudumuzun en dinç ve zinde olduğu saattir. Her hangi bir tedavi için iğne yaptırıyorsanız. En uygun saattir.


11.00 Kalp ve dolaşım sisteminin en güzel çalıştığı saat 11.00 - 13.00 civarıdır.


13.00 13.00-15.00 arası kısa bir uyku vücudun biyolojik ritmine olumlu katkı sağlar. Spor için en uygun saat ikindi zamanlarıdır.


17.00 Gastrit ve ülser gibi mide şikayeti olan hastalar için kritik bir saattir. Çünkü bu saatten sonra mide asit salgısı artmaya başlar.


18.00 Akşam yemeği için en uygun saat 18.00’dir. bu saatte pankreas aktiftir.


19.00 Tansiyon ve nabız düşme eğilimine girdiğinden yemek için kendinizi zorlamayın. Virüse bağlı hastalıklarda akşama doğru ateş yükselmesi gözlenir.


21.00 Bu saatten sonra yemek yememelisiniz. Çünkü sindirim organları dinlenmeye başlamıştır.


22.00 Stres hormonları daha az salgılanmaya başladığından vücut gevşemeye başlar. Vücut ısısı, tansiyon ve kalp atım hızı düşer. Çocuk ve gençlerde büyüme hormonu yükselir ve uykuya eğilim başlar. Vücut dinlenmeye hazır hale gelir.

Kanser, mevsimsel depresyon, ülser, mide kanaması, kalp krizi gibi birçok hastalığın, biyolojik saatlerdeki düzensizliklerle ilgili olduğu bilinmektedir.
Güneşin ilk ışıklarıyla birlikte açıp, akşam kapanan çiçeklere dikkat ettiniz mi? Göç eden kuşlar belli mevsim ve günlerde göç ediyorlar. Kış uykusuna yatan hayvanlarda “saat” hiç şaşmıyor. İnsan vücudu da öyle. Biyolojik saatimiz (buna sirkadien ritm de deniyor) vücudumuzdaki bir çok maddenin saat saat az ya da çok salgılanmasını idare ediyor.

Vücut ısısı, tansiyon, kalp atım hızı ve kanımızdaki hormon miktarı günün belirli saatlerinde farklılık gösterir. Sabah saatlerinde kalp krizine yakalanma riski daha fazladır. Sabahın erken saatlerinde bazı hormonlar ve nörotransmitter denilen sinir uçlarından salgılanan bazı maddeler bedeni uyanık duruma getirmede önemli rol oynuyor. Öğleden sonra kandaki demir miktarı sabaha göre yarı yarıya düşük oluyor. Bağışıklık sistemimizin de günlük bir ritmi var. Bakteriyel infeksiyonlarda ateşimiz genellikle öğleye doğru yükselir. Virüse bağlı hastalıklardaysa akşama doğru ateş yükselmesi gözlenir.

Sabah saatlerinde kortizon salgılanması en yüksek düzeye çıkmıştır. Saat 09.00 civarı vücudumuzun en dinç ve zinde olduğu saattir. Her hangi bir tedavi için iğne yaptırıyorsanız. 09.00 en uygun saattir. Saat 11.00’e doğru vücut tam formundadır. Kalp ve dolaşım sisteminin en güzel çalıştığı saat 11.00 - 13.00 civarıdır.

Öğle saatlerinde vücut formdan düşmeye başlar. Bütün organlar alt seviyede çalışır. Bu yüzden kendimizi bitkin hissederiz. Öğle sonrası 13-15 civarında kısa bir süre dahi olsa uyku vücudun biyolojik ritmine olumlu katkı sağlayacaktır. Bir fırsatını bulup bunu gerçekleştirebilirseniz saat 15.00 civarında yeni işlere daha canlı bir şekilde başlayabilirsiniz. Spor için en uygun saat ikindi zamanlarıdır. Bu saatlerde tansiyon ve dolaşım oldukça iyi durumdadır. Organların faaliyetleri en üst düzeydedir. Böbrekler çok iyi çalışmaktadır. Fakat gastrit ve ülser gibi mide şikayeti olan hastalar için saat 17.00 sonrası kritik bir saattir. Çünkü bu saatten sonra mide asit salgısı artmaya başlar. Akşam yemeği için en uygun saat 18.00’dir. bu saatte pankreas aktiftir. Saat 19.00 dan sonra tansiyon ve nabız düşme eğilimine girdiğinden mecbur değilseniz yemek için kendinizi zorlamayın. Saat 21.00 den sonra yemek yememelisiniz. Çünkü sindirim organları dinlenmeye başlamıştır. Uzun ve sağlıklı yaşamak istiyorsanız akşam yemeğini çok hafif olarak ve meyve ağırlıklı olarak geçiştirmeniz önerilmektedir. Stres hormonları daha az salgılanmaya başladığından saat 22.00 den sonra vücut gevşemeye başlar. Vücut ısısı, tansiyon ve kalp atım hızı düşer. Çocuk ve gençlerde büyüme hormonu yükselir ve uykuya eğilim başlar. Vücut dinlenmeye hazır hale gelir.

Uyku esnasında deri hücreleri durmadan çalışır. Tazelenme başlar. Uykuya olan ihtiyacımız suya, havaya olan ihtiyaç kadar vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Uyumadan yaşamak mümkün değildir. Vücut ısısı uyku açısından biyolojik ritmimizi düzenler. Vücut ısısının düşük olduğu dönemlerde uykuya daha yatkın oluruz. Vücut ısısı gün içinde iki kez düşer: Sabahı karşı saatlerde ve öğleden sonra 14.00 civarında kısa bir gündüz uykusu vücuda gün ortasında yeni bir zindelik kazandıracaktır. Uykuda olmayıp da gece 01.00-02.00 de hala trafikte araç kullananlar daha dikkatli olmak zorundadırlar. Bu saatlerde salgılanan melatonin vücudu tembelleştirir. Sabaha karşı stres hormonları salgısı artmaya başlar. Sonuçta tansiyon yükselir, kalp damarları çabuk gerilir ve kalp krizi geçirme riski artar. Hamile bayanlar içinde bu durum böyledir. Bu yüzden sabah saatlerinde, bebekler daha çok dünyaya gelirler.




--------------------------------------------------------------------------------


PROF. DR. RAMAZAN YİĞİTOĞLU, FATİH ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ BAŞHEKİMİ
Sayı: 210
Bölüm: Sağlık

ailem/zaman [/b][/color][/size]

Konular