Kalp gözünün mührünü açmak

Birçokları, köşemde kullandığım gözleri kapalı fotoğrafın nedenini merak ediyor. Bunu defalarca açıklamama rağmen bugün yeni bir açıklama daha getirmeye çalışacağım.

Fiziksel gözümüze o kadar çok görüntü yansıyor ki, o görüntülerin arkasındaki gerçeği bir türlü göremiyoruz. Gerçeği sezebilmenin nadir işe yarar yöntemlerinden biri, gözümüzle bakmayı bırakıp kalbimizle görmeye başlamak.

Gökyüzüne baktığımızda özellikle haber bültenlerinin gözlüğüyle baktığımızda bir sürü gri bulut ve sisin arkasındaki gerçeği göremiyoruz. Bazen bulutlar, bazen de gökyüzünün maviliği, evreni görmemize izin vermiyor.

Şimdi kullanacağım ifade biraz sert gelebilir ama… Fiziksel gözlerimizin açıklığı oranında, kalp gözlerimiz o kadar kapanıyor. Aklımızı, düşüncelerimizi durulaştıramıyoruz. Nerede yaşıyorsak, oranın koşuşturmacası içinde önümüze gelen konuşmalar, sorunlar, haberler kafamızı iyice bulandırıyor ve asıl olanı ıskalıyoruz.

ABD’de tüketim toplumuna dönüşmüş insanlar, neyi neden satın aldıklarını bilmeden onları satın alabilmek için para kazanıp duruyorlar. Dünyada çok satan kitapların içinde “Ferrari’sini Satan Bilge” diye bir kitap var. Yazar, “hayatın anlamını bulmuş” gibi görünüyor. Ancak yine de Ferrari’sini satıp parasını cebine indiriyor. Gerçekten hayatın anlamını bulan birisi Ferrari’si varsa onu satmaz, onu terk eder.

Türkiye’de seçimler, siyasetçiler, ekonomi, cinayet haberleri, bombalar, liselerden görüntüler… Bütün bunları takip eden insanların kafası iyice bulanıyor. Bütün bu gürültünün, patırtının içinde önemli olanın, asıl olanın ne olduğunun farkına varamıyor. Daha ilginç olanı ise insanların çoğu gördüklerinin arkasında başka duru ve net bir gerçek olduğunun/olabileceğinin dahi farkında değiller.

Gözlemlediğim insanların konuşmalarının çok büyük bir bölümü, etkimizin hiç olmadığı konularda konuşmakla geçiyor. Bunun yanında etki oluşturabilecekleri konularda da hiçbir şey yapmıyorlar. Örneğin cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda ya da seçimler konusunda durmadan konuşurken, aile içindeki sorunları çözmek için hiç konuşmuyorlar.

Zamansızlıktan şikayet eden insanlar, akşamları kendilerini televizyona mahkum ediyorlar. Aileleriyle, misafirleriyle sohbet etmek yerine, seyrettikten sonra geriye birçok örnekte hiçbir şey kalmayan dizileri seyrediyorlar. Uykuları yetişmiyor; çünkü televizyon erken yatmalarına bile izin vermiyor. Onu da seyredeyim, bunu da bitireyim derken, vücutları için kullanacakları zamanı televizyon izlemek için harcıyorlar.

İstanbul’un trafiğinden şikayet edenler, trafiği kendi varlıklarıyla oluşturduklarının farkında bile değiller.

Çocuklarının kitap okumamasından, ders çalışmamasından şikayet eden anne-babalar kendileri kitap okumuyorlar. Gözlerimiz görüyor; ama sanki kalp gözlerimiz mühürlü gibi. Yaşamın içindeki gözümüzü boyayan gereksiz ayrıntıları temizlemeniz ve kendi yaşamınızdaki tutarsızlıkları ortadan kaldıracak cesarete ve güvene erişerek varsa kalp gözünüzün mührünü açabilmeniz dileğiyle…
Melih ARAT

2 yorum

Kalp gözünün mührünü açmak

Teşekkürler, hoş bir yazı idi.

11.12.2007 - ankebut-57

Kalp gözünün mührünü açmak

selamün aleyküm bütün siteye üye olan kardeşlerımize ALLAH rahatlık versin amin :(

09.12.2007 - Tefekkür

Konular