Hayatalarına format atmak isteyenler buyursun...

Hacc öyle bir ibadettir ki kul ne kadar günahkar olursa olsun, hakkıyla hacc ettiğinde tüm günahlarından arınıp, anadan doğma günahsız gibi olur. Demekki hacc insana verilen en büyük şanslardan biri. Parası, imkanı olan bu görevi yerine getirebiliyor ya param yok diyenler ne yapsın diyorsanız, Yüce Rabbim adaleti ve merhametiyle zilhicce ayının on gecesine yemin ederek; "Fecre yemin olsun. On geceye yemin olsun. Hem tek‘e hem çifte yemin olsun. Gelip geçen geceye yemin olsun. Bütün bu anlatılanlarda, akıl sahipleri için bir yemin vardır." (Fecr:1-5) buyurarak, bu on geceyi hakkıyla ifa ettiğimizde bir yol bulup hacca gidemeyenlere de hacc sevabı veriyor. Evinizde olduğunuz halde hacı olmak istemezmisiniz.? İsterim diyorsanız buyrun hacı olalım...

1...Sevgili Peygamberimize ilk vahy hira mağarasında inmiştir. Öyle ise bizde dünyayı arkamıza atıp kendi hiralarımıza çekilelim. Kalp ki ondan daha güzel mağara yok. Tefekküre dalalım kalp mağaramızda ve kendimizi hesaba çekelim Allah bizi çekmeden önce. Günahlara tevbe edelim, gözlerimizden akan ırmaklarla yıkayalım tüm kirli elbiselerimizi. Ahlakımızın kötülerini düzeltmek için Allaha söz verelim ve iyiliklerimizi artırmak için azmedelim.

2....Sonra niyet edelim Hacı olmaya yani Hz HACER olmaya.

3....Soyunalım tüm dünyalık elbiselerimizi üzerimizden. Kim olduğumuzu, kariyer ve rütbemizi, zenginlik ve fakirliğimizi. En önemlisi bu güne kadar bizi Ayşe yapan Ali yapan kişilik ve karakterimizi, enemizi, egomuzu, hainliğimizi, cimriliğimizi, kıskançlığımızı..vs. Çünkü elbise üzerine elbise giyilmez. Giyilsede şık durmaz, biz artık Hacc elbisesi giyeceğiz yani Hacer'in elbisesini iHRAMI. İhram ki rengi gibi hayatımıza bembeyaz bir sayfa açtığımızın işareti.

4....Bir devrim gerçekleştireceğiz hayatımızda mutlaka çok zor olacak öyle ise Rabbimin buyurduğu gibi: Ey müminler, sabırla ve namazla Allah'tan yardım isteyin. Hiç şüphesiz Allah, sabredenler ile beraberdir.(bakara-153)
tavsiyesine uyarak namazla Allahtan yardım dileyip, Rabbim, Hacer olma yolunda bana yardım et, kolaylaştır zorlaştırma diyelim.

5....Zilhicce ayının ilk on gecesini ibadet ve tefekkürle, gündüzünü oruçla geçirelim. Her gece çekilip evimizin en sessiz köşesine tefekküre dalıp, Hz İbrahim ve Hz Hacerin ve Hz İsmai'lin peşine takılıp Mekkenin yollarını tutalım.

6....Mekke vadisine geldiğimizde, önce Hz İbrahim olalım. Allah bize en sevgililerini dağ başında kurda kuşa yem olsalarda arkanda bırak ve yürü diyor.!!! arkana bakmadan yürü...Allah için yürü. İşte o an bize sevgili olan ne varsa, eş evlat sevgili,makam, para, şöhret, ticaret, kariyer... vs toplayıp hepsini bir araya, bırakıp arkamızda, hiç arkaya bakmadan yürüyelim Allaha doğru, Allah'ın emirleri doğrultusunda. (Çok zor dediğinizi duyar gibiyim...) Bir sakıza bile bedel ödemeden alamıyor isek, cennet bedava değil.

7....Sonra Hz Hacer olalım. Bir peygamber eşi olduğumuz halde Varlığına inandığımız Allah ve resulü bizi bir çölün ortasında yapayalnız bırakma kararı verdiğinde, ne Allah'ı nede eşimizi hiç sorgulamayalım. Hatta Ey İbrahim gitmeni Allah emretti ise gözün arkada kalmasın için rahat git Rabbim halimi görendir. Ben başımın çaresine bakarım diyelim. Yani Rabbimizin bizim için yazdığı kader ne kadar acıda olsa, Rabbim senden gelene razıyım diyelim. Eşimize yaptığı tüm doğru işlerde nefsimize zor gelsede destek verip dağlar gibi ardında duralım...Ve nasıl olsa ben bir peygamber eşiyim, Allah eşime onları bırak git dediyse demekki banada gökten yiyecek indirecek, oturup bekleyeyim demeden, kalkıp hayatın tüm zorluklarını sırtlanalım. Koşalım dağdan dağa taki çarelere ulaşana dek. Hacer olalım. Hacı olalım. Bu hayat mücadelesi içinde şeytan ve şeytanlaşmış insanlar vesveseler versede, tuzaklar kursada bizi saptırmak, Allah'a isyan ettirmek için, tüm silahlarımızla onları gözlerinin bebeğinden vuralım. Defolun gidin Rabbim beni unutmaz Allahtan ancak kafirler ümit keser diyelim.

"Demek ki gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır. (İnşirah Suresi, 5-6)"..

"Ve Allah'a tevekkül et, itimad et. Vekil olarak Allah yeter. Ondan başka dayanacak, işler kendisine havale edilecek dost yoktur. Zira O'nun koruduğuna başkası zarar veremez, O'nun vereceği zarardan da başkası koruyamaz. (Ahzap suresi-3)" İşte sabrımızın ve Hacer gibi gayretimizin ve teslimiyetimizin sonunda Allah'ın Rahmeti. Acılarla yanan yüreklerimizi soğutacak, aç ruhlarımızı ve aç bedenlerimizi doyuracağı ZEMZEM' i yudumlayalım. İnananlara Allah yeter dediğimizde Allah'ın bize nasıl yardımını indirdiğine şahit olalım.

8....Sonra Beytullaha yürüyelim. Kabeye Allahın evine misafir olmaya. Lebbeyk allahumme lebbeyk...Buyur Allahım buyur, davet ettin beni evine, dinine ve cennetine. Davetin, emrin başım üstüne, sana geliyorum buyur diyelim. Sonra duralım Hacer'ül esvedin karşısında. "Hacer'ül esved Allah'ın sağ elidir"..hadisi şerifini hatırlayıp, bizde sağ elimizi kaldırıp hacer'ül esvedi selamlayalım. Ve koyalım sağ elimizi Allahın eli üzerine söz verelim. "Rabbim sana iman ettim, hayatımdaki tüm putları kırdım, tüm tağutları reddettim, tüm ilahları arkama attım senden başka İlah tanımayarak, benim için seçip beğendiğin dinine girdim..."Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip beğendim. (maide-3)". Ve verdiğimiz söze duvardaki taşı, Hacer'ül esvedi şahit kılalım. Kainatın en büyük kamerasına Hacerül esvede poz verelim ellerimizi kaldıralım, " ey kainatın kamerası iyice çek beni çek ki mahşerde mizanda lazım olacak bu görüntüler. Şahit ol bana Rabbe verdiğim söze ve Allah yolunda yürüyeceğime şahit ol deyip yürüyelim. Katılalım biz gibi, Rabbe söz verenlerin içine tek vücut olarak. tek yürek olarak. El ele yürüyelim, durmaksızın yürüyelim. Tavafın anlamını düşünelim. Allah dileseydi oturup kabeyi seyrederdik, çevresinde dönüp durmak niye.? Çünkü durgun sular kokar, sineklenir, balçık olur bataklık olur bir zaman sonra. Demekki akarsular gibi çağlamalıyız hayatımız boyunca. Akıp geçtiğimiz yerlerde hayat bulmalı dokunduğumuz ölü topraklar. Çiçekler açıp meyve vermeli beslediğimiz ağaçlar. Yemişlerini sunmalı aktıkça suladığımız bahçeler bağlar. Neden illada Kabe etrafında dönüp duruyoruz düşünmeliyiz. Rabbimin cevabını duyar gibiyiz. Yönümüz Allaha dönük, yolumuz Allah rızasının çevresinde dönüp durmalı. Kabe İslamın merkezinin simgesi. Merkezden uzaklaşırsak azanlardan sapanlardan oluruz. Tafav: Yön Allah, yol İslam durmaksızın yürüyüş ise, CİHAD. Son nefese kadar durmak yok, dinlenecek vakit yok. yolcu yolunda gerek...

9....Say: Hz Hacer'i taklittir. yoksa Safa Merve arası yürümek insana ne kazandırır. Hacer olmadan Hacı olunmaz. Haceri tanımadan Hacer olunmaz. Safa Merve arası yürürken; "Rabbim ben Ali, Ayşe elbiselerimi çıkarıpta geldim. Öyle ise Hacerin elbiseleriyle giyindir beni. O elbiseki, teslimiyetin, itaatin, cesaretin ve gayretin, mücadelenin yani TAKVANIN simgesi. Allah yolunda yürürken küfrün ve kaderin dikenleri battı, ateşler düştü belkide yüreğimize. Her şeye rağmen, isyan etmeden, pes etmeden, yürümeye devam etmişsek Rabbimize. Öyle ise buyurun bizde kavuşalım ZEMZEM'imize.

10....Yine namazla Allah'tan yardım dileyip sonra dalarız seyrederek Kabeyi tefekküre. Aman Allahım, Kabenin etrafındaki çıkıntıda ne.? Öğreniriz ki Rabbimiz Hz Haceri komşu etmiş kendisine. Evini Beytinin dibine yapmış. Mezarını Beytinin dibine kazmış. Ve müslümanlara, Kabe ile birlikte Hz. Haceri'de tavaf edin diye yazmış. Ey Hacer Rabbim peygamberlere bile nasip olmayan mertebeye seni nasıl çıkarmış. İşte cevap; İşin sırrı Allaha hakkıyla teslim olmakmış.

11....Sonra yürüyelim Arafata. Önümüze çıkacak bir tepe, adı AKABE. Nasıl mola verilmezki burada. İşte Allahın Rasulü ve ensar orada. Ensar Allahın Resulüne biat ederken öylece seyretmek olurmu bir kenarda. Buyrun bizde Muhammed SAV biat edelim burada. "Ey Allahın Rasulü, yolun yolumuz, canın canımız, davan davamız. Son nefesimize kadar seninleyiz diyelim. Ve sevgili efendimize bir BİAT hediye edelim. Selavat dediğiniz nedirki.? kuru bir sözden ibaretmi.? Yoksa Resulün yolunda yürüyerek davasını yüklenmekmi...adını yüceltmekmi...

12....İşte Arafattayız. Her birimiz Adem ve havvayız. Yani insanız. Burada tekrar hatırlarız yaratılış gayemizi... "Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. (Zariyat-56)...İnsanız beşeriz, ne kadar azmetsek te delalete düşeriz. Öyle ise dua dua Rabbin kapısında durup yardımını dilemek lazım.."Deki; Eğer duanız olmasa Rabbimin katında ne kıymetiniz olurdu."(Furkan suresi -77)" Hz. Ademin ve Havva'nın şeytanın tuzağına düştüğünü hatırlayıp, bu hatalarının kefaretlerini yıllarca birbirlerinden ayrı kalarak ödediklerini, yıllarca özlemler içinde tek başlarına hayat mücadelesi verdiklerini hatırlamak lazım. Ve kendi günahlarımızı hatırlayıp; ey Rabbim Hz Adem ve Havva sana böyle dua etmişti; "Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik,eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmetinle muamele etmezsen muhakkak ziyana uğrayacaklardan oluruz" (Araf ,7/23)" Ve sen Rabbim onların dualarını kabul etmiştin. Bizim dualarımızıda onların duasıyla birlikte kabul eyle. Bizi affet bizi bağışla bize merhamet et...

13....Sonra müzdelifeye yürüyelim, dolu dizğin. Arafatta Hz Adem ve Havva'yı tanıdık. Şeytanın onları nasıl kandırıpta günaha sürüklediğine ve yıllarca kefaret ödediklerine şahit olduk. Öyle ise biz müzdelifede şeytana karşı silahlanalım. Taşlar toplayalım müzdelifenin dağlarından her birinin üzerine zaaflarımızı, bizi günaha sürüklemesinden korktuğumuz arzu ve tutkularımızın adını yazalım. Ve dualarla Allahın koruma zırhını giyinip, şeytana fırlatacağımız taşlarımızı yani silahlarımızı kuşanıp yola çıkalım.

14....Ah Mina... Üç kulun Allaha teslimiyetlerini sergilediği. Bıçağın kemiğe dayandığı yer Mina. Öyle bir sahneki yürek dayanmaz. Rabbim Hz İbrahimi yine çok ağır bir imtihandan geçirmiştir... "Bir zaman Rabbi İbrahim’i birtakım emirlerle sınamış, İbrahim onların hepsini yerine getirmiş de Rabbi şöyle buyurmuştu: “Ben seni insanlara önder yapacağım. (Bakara-124)" Mademki Allahın her emrine itaat ediyordu kul İbrahim, acaba Rabbi en sevgilini de bana kurban et dese bunuda yaparmıydı.? Bu ödenecek bedellerin en zoru en ağırı olmasına rağmen, Allah'ın bu emrinede başım üstüne dedi ciğerleri yana yana Hz İbrahim. Tuttu yavrusunun elinden kessmek için götürürken Minaya, Şeytan gelip haber verdi Hz. Hacer'e. Ey Hacer eşin oğlunu kesmeye götürüyor. Hz. Hacer inanmadı koştu arkalarından. Ey İbrahim doğrumu iblisin söyledikleri.? İbrahim yüreği yaralı baba; "Rabbim öyle emretti bunu yapmalıyım Hacer." O Hacer'ki gözyaşlarını yüreğine akıtır ve destektir kocasına. Ey İbrahim Allahın emrini yerine getir. Yavru İsmail duyar konuşulanları. Korkudan dizlerinin bağı çözülür ama Rabbinin emrine çocuk yaşta teslim olmuştur, destek verir, seslenir babasına çocuk İsmail... "Çocuk kendisinin yanısıra yürümeye başlayınca: "Ey oğulcuğum! Doğrusu ben uykuda iken seni boğazladığımı görüyorum, bir düşün, ne dersin?" dedi. "Ey babacığım! Ne ile emrolundunsa yap, Allah dilerse, sabredenlerden olduğumu göreceksin" dedi. (Saffat-102)" Üç yaralı yüreğin üç Allah adına en ağır bedeli ödeyenin, üç Allah'a teslimiyetin derecesini sergileyenin tarihini yazmaktadır Mina. Şeytanın tüm kışkırtmalarına, vesveselerine yerden topladıkları taşları fırlata fırlata yürüdüler Rahmete.

Ey Hacı olmak Hacer olmak isteyen kardeşlerim bizde Allah için en sevgilimizi Allah yolunda feda edebilecekmiyiz.? Şimdi söyleyin sizin İsmailiniz kim.? Veya nedir?Makamın mı? Onurun mu?Mevkin mi? Statün mü? Mesleğin mi?Paran mı? Evin mi?Bağın mı? Otomobilin mi?Ma'şukun mu? eşinmi? çocuğunmu?İlmin mi? Rütben mi? Sanat ve maharetin mi?Ruhaniyetin mi? Alimliğin mi? Elbisen mi?Adın mı? Namın mı? Şöhretin mi?Canın mı? Ruhun mu?Gençliğin mi? Güzelliğin mi?Ben nereden bileyim?Bunu sen kendin bilirsin. Her ne ve kim ise onu minaya getir. Ki bunları bıçak altına yatırmadığımız sürece gökten koç yani Allahın yardımı Allahın merhameti, Allahın bağışlaması, Allahın Rahmeti inmeyecek. Allaha adamışsak en sevgilimizi minada en ağır bedeli ödemişsek işte burada, İbrahim olduk, İsmail olduk, Hacer olduk...HACI OLDUK...

Kur'ân-i Kerim'de Fecr sûresinde "Ve on geceye yemin olsun." ifadesinde kastedilen on gece bazi kaynaklara gore Ramazan ayinin son on gunu veya Muharrem'in ilk on gunu olarak belirtilse de genel görus, bu mubarek on gunun Zilhicce ayinin ilk on gunu olduğudur.
Kamerî aylarin onikincisi olan Zilhicce ayi, Islâm'in beş esasindan olan hacc ibadetinin yerine getirildigi aydir. Peygamber Efendimiz (sav) bugunlerin onemini soyle ifade ediyor:
"Salih amellerin Allah'a en ziyade sevgili oldugu gunler bu on gundur! Ondaki her bir gunun orucu bir yillik oruca (sevapca) esittir. Ondaki bir gece kiyami (ibadetle ihya edilmesi) Kadir gecesinin kiyamina (ihyasina) esittir.

Ebu'd-Derda (r.a) Zilhicce ayinin onemini soyle anlatiyor: "Zilhiccenin ilk 9 gunu oruc tutmali, cok sadaka vermeli, cok dua ve istigfar etmelidir. Cunku Resulullah (sav):

"Bu on gunun hayir ve bereketinden mahrum kalana yaziklar olsun" buyurdu.
Rabbimiz Hacılara arafatta ve müzdelifede vakfeye durarak geçmiş günahlarını bağışlarken, anadan doğmuş gibi temizlerken, günahkarları cehennemden azad ederken, hacca gitme imkanı bulamayan kullarınada adalet ve merhametiyle bu on geceyi hediye etmiş. Bugünleri hakkıyla ifa edenlere aynı fırsatı vermiştir. Allah'ın bize sunduğu bu fırsatı hakkıyla değerlendirip evlerinde olduğu halde HACI OLMAYI BAŞARANLARA SELAM OLSUN...

Nazlı Yenidunya

Konular