Âlimlerin Üstünlüğü
[b]Salihlerle beraber olan, onlardan hiçbir şey öğrenemese bile, yedi ikrama kavuşur:[/b]
[b]1-[/b] İlim talebesinin faziletine kavuşur.
[b]2-[/b] Onlarla beraber iken günahtan uzak olur.
[b]3-[/b] Evinden çıkışından itibaren rahmete girer.
[b]4-[/b] Onlara inen rahmetten o da faydalanır.
[b]5-[/b] Onları dinlerken, kendine sevap yazılır.
[b]6-[/b] Melekler ondan memnun olup, duâ eder.
[b]7- [/b]Attığı her adım, günahına kefaret olur.
[b]Allahü teâlâ da ona altı ikramda bulunur:[/b]
[b]1-[/b] İlim ehliyle bulunmayı ona sevdirir.
[b]2-[/b] Âlime uyanlar gibi sevaba kavuşur.
[b]3-[/b] O salihlerden birinin şefaatine kavuşur.
[b]4-[/b] Günahkârların gittiği yerlerden soğur.
[b]5-[/b] O da salihlerin yoluna girmiş olur.
[b]6-[/b] Dinimizin emirlerine uymuş olur.
[i]Bir kimse, Peygamber efendimize, (Kıyamet ne zaman kopacaktır?) diye sordu. Ona cevaben, (Kıyamet için ne hazırladın?) buyurdu. O kimse, (Fazla ibâdetim yok. Fakat Allah ve Resulünü seviyorum) dedi. O kimseye, (Herkes sevdiği ile beraber olacaktır. Sen de, ahirette sevdiğinle beraber olacaksın) buyurdu. (Buhârî)[/i]
[b]Hikmet ehli buyuruyor ki:[/b]
[b]1-[/b] Âlimlerle beraber olanın ilmi artar.
[b]2-[/b] Salihlerle beraber olanın, ibâdete rağbeti ve günahlardan kaçma arzusu artar.
[b]3- [/b]Fâsıklarla [açıktan günah işleyenlerle] düşüp kalkanın günah işleme cüreti artar.
[b]4-[/b] Zenginlerle düşüp kalkanın dünya sevgisi artar.
[b]5-[/b] Fakirlerle beraber olanın şükrü artar. Bir kimse, bir âlimle dünyayı dolaşsa, âlimden dinine ait bir mesele öğrense, birlikte yaptıkları seyahati boşa gitmiş olmaz. Bir kimse de, âlimlerle, salihlerle beraber olsa, hiçbir şey istifade edemese bile, onların yüzüne bakması, onun için büyük bir nimettir. Çünkü salih Müslümanın yüzüne bakmak ibadettir. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
[i](İyi arkadaş, güzel koku satan gibidir. Sana koku sürmese de, yanında bulunduğun müddetçe güzel kokusundan faydalanırsın.)[/i] [Müslim]
Kötü arkadaş, bir tane olsa da çoktur. İyi arkadaş bin tane olsa da azdır. İyilerle dost olmalı ve sayısını çoğaltmaya çalışmalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
[i](Çok dostunuz olsun; çünkü Rabbiniz kerimdir. Kıyamette dostları arasında bulunan kuluna azab etmekten hayâ eder.)[/i] [Şir’a]
[i](Çok tanıdığınız olsun! Kıyamette hepsi de şefaat eder.)[/i] [Şir’a]
[i](Allahü teâlâ, rıza-i ilahi için bir din kardeşi edinenin cennetteki derecesini yükseltir.)[/i] [İ. Ebiddünya]
(Allah için ahiret kardeşliği yapan, ahirette öz kardeşinden daha faydalı yardımları, o ahiret kardeşinden görür. Allahü teâlâ, ahiret kardeşini çok seveni, o nispette çok sever.) [Ey oğul ilm.]
İyilerle arkadaşlık, dostluk böyle kıymetli iken, kötülerle arkadaşlık daha kötüdür. İnsanın dünyasını da, ahıretini de yıkar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
[i](Kişinin dini arkadaşının dini gibidir. O hâlde kiminle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin!)[/i] [Hakim]
Akıllı, ilim sahibi, iyi ahlâklı, doğru sözlü, cömert ve günahlardan kaçan kimselerle arkadaşlık etmelidir! Kur’an-ı kerimde, [b](Benim yolumda gidenlere uy)[/b] buyuruluyor. (Lokman 15)
Allahü teâlâ Hz. Davud’a vahyetti ki: [i](Beni sevmeyenlerle arkadaşlık etme! Bunlar senin düşmanındır. Kalbini karartır ve seni benden uzaklaştırır.)[/i] [İ. Gazali]
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: [i](Ev almadan önce komşu, yola çıkmadan önce arkadaş edinin! Yolculuktan önce de azık tedarikine çalışın!) [/i][Taberânî] (Ahiret yolcusunun azığı doğru iman ve arkadaşı da salih ise ne mutlu ona.)
Dinimizde ilmin önemi 2
[left]
[color=red][b]Okuma alışkanlığı kazanmak [/b] [/color]
[b]Sual[/b]: Ülkemize gelen turistlere dikkat edin, bavullarının yarısında elbise, geri kalan yarısında kitaplar var. Oysa biz seyahate çıktığımız zaman aklımıza en son gelen şey kitaptır. Okuma sevgisi ve alışkanlığını kazanmamız hususunda tavsiyeniz nedir?
[b]CEVAP[/b]
Bilginin kaynağı kitaptır. En güzel, en sağlıklı ve en kolay bilgi kitap okuyarak öğrenilir. Sessiz bir öğretmendir kitap. Anlamadığınız yeri defalarca okuyabilirsiniz. Anlayamadığınız için kızmaz size. Aşağılamaz ve şevkinizi kırmaz.
Kitap okurken hem yeni bilgiler öğrenir, ufkunuzu genişletir, hem de günlük sıkıntılarınızdan az da olsa uzaklaşmış olursunuz. Çok kitap okuyanların konuşması düzelir. Güzel ve anlamlı cümleler kurar. Fikrini sağlıklı bir şekilde aktarabilir muhatabına. Fazla gaf yapmaz. Hadiseleri daha geniş açıdan ele alarak değerlendirir. Kolay öfkelenmez, sabrı öğrenir. Anlayışlı ve hoşgörülü olur.
Tabii kitap derken, her kitap bunları sağlar demiyoruz. Kitabın da doğrusu, güzeli, faydalısı var. Bunun tersi de mümkün. Bazı kitapları okuduğunuz zaman; ister istemez olumsuz yönde etkilenebilirsiniz.
At, otu yemeden önce koklar. Eğer zehirli ise, şüphelenirse yemez. Kitap da öyledir. Kitap hakkında önceden bilgi sahibi olmak, kitabın yazarı, müellifi hakkında fikir sahibi olmak gerekir.
Bozuk bir besin yediğimiz zaman midemiz nasıl bozuluyorsa, bozuk bir kitap okuduğumuz zaman beynimiz de o şekilde etkilenir. [Bu yüzden mezhepsizlerin, reformcuların kitaplarını okumamalı.]
İnsanın en esef duyacağı şey, öğrendiği lüzumsuz ve yanlış bilgidir.
[color=red][b]Lüzumsuz bilgi nedir?[/b][/color]
Dünya ve ahiretine yaramayan, sadece bazı tartışmalarda ve bilgiçlik taslamada işe yarayabilen bilgi türüdür. Mesela, 1980 yılının en hızlı koşan adamının ismini ezberlemek gibi. Maalesef günümüzde genel kültür dendiği zaman bu tür şeyler akla geliyor. Bilime ve insana hiçbir faydası olmayan bir sürü ıvır zıvır bilgiler...Konuyu fazla dağıtmayalım.
Kitap okumanın faydalarını saymakla bitiremeyiz...
Bizim asıl değinmek istediğimiz konu; kitap okuma alışkanlığıdır.
Bu alışkanlık, küçük yaşlarda kazanılırsa, daha etkili, daha güzel ve daha kalıcı olur.
Çocuklara ve gençlere okuma alışkanlığı kazandırmak lazımdır. Peki, bu nasıl mümkün olabilir?
Çocukların ve gençlerin okudukları zaman heyecan duydukları çizgi romanlar, kısa hikayeler, meraklı çocuk romanları, kelime hazinesini geliştiren bulmacalar, bilmeceler, çocuklar ve gençler için hazırlanmış mecmualar bu iş için biçilmiş kaftandır.
En güzel okuma alışkanlığını bu bahsettiklerimiz sağlayacaktır.
Yoksa, çocuklara direkt bilginin verildiği ders kitaplarının ve ağır kitapların okutulması çok zordur. Ülkemizde bu işi en güzel yapan ve başarılı olan kuruluşlardan bir tanesi Türkiye Çocuk Dergisi’dir. Yıllardan beri profesyonel ve uzman kadrosu ile çocukları ve gençleri geleceğe hazırlıyor.
Ülkemizde okuma alışkanlığının çok yetersiz düzeyde olduğunu kabul etmek zorundayız. Dünya ülkeleri ile kıyaslandığımız zaman, çok geri saflarda kalıyoruz.
Televizyon ve radyo gibi cihazlardan edinilen bilgiler, uçucudur. Çok bilgi verilse dahi, bunları hatırımızda tutmak zordur. Çünkü, bu bilgilere erişmek için hiçbir emek harcanmamıştır.
Ama kitap öyle değil. Belli bir emek harcanarak edinilen bilgilerin unutulma ihtimali daha düşüktür.
[b]Sual:[/b] Bazıları dini ve ilmi diyorlar. Din ilimden ayrı mıdır?
[b]CEVAP[/b]
İslamiyet, ilmin tâ kendisidir. Kur'an-ı kerimde birçok yerde, ilim emredilmekte, ilim adamları övülmektedir. Mesela, ([b]Bilen ile bilmeyen hiç bir olur mu, bilen elbette kıymetlidir[/b]) buyurulmaktadır. ([b]Zümer 9[/b])
Peygamber efendimizin(aleyhi selatu vesellem) ilmi öven ve teşvik buyuran sözleri o kadar çok ve meşhurdur ki, gayrı müslimler dahi bunları bilmektedir. Yukarıda birkaçını bildirdik.
İslam dininde kadın, kocasının izni olmadan nafile hacca gidemez. Sefere çıkamaz. Fakat kocası öğretmezse ve izin vermezse, ondan izinsiz, kendisi için lüzumlu ilmi öğrenmeye gidebilir. Allahü teâlânın sevdiği hacca izinsiz gitmesi günah olduğu halde, ilim öğrenmeye izinsiz gitmesi günah olmuyor. Hadis-i şerifte, ([i]Nerede ilim varsa, orada Müslümanlık vardır. Nerede ilim yoksa, orada kâfirlik vardır[/i]) buyuruluyor. Burada da ilmi emretmektedir. (Herkese Lazım Olan İman)
İlim, dinden ayrı değildir. İslam ilimleri ikiye ayrılır:
[b]1- [/b] [u]Akli ilimler[/u],
[b]2- [/b] [u]Nakli ilimler[/u].
Fizik, kimya, matematik, edebiyat gibi tecrübi ilimlere, akli ilimler denir. Tefsir, kelâm, hadis, fıkıh gibi ilimlere de nakli ilim veya din ilimleri denir.
"İslamiyet, ilmi, fenni emreder" demek bile yanlış anlaşılabilir. İslamiyet’in kendisi ilimdir.
Fen ilimleri, İslamiyet’in bir koludur. Din [İslamiyet] denince, içine ilim de girer. Bunun için, dini ve ilmi demek yanlıştır. Fen, dinden ayrı değildir.
"Dini, ilmi, edebi ve ahlaki yayın" gibi tabirler kullananlar, böyle konuşup yazanlar, ya dinimizi iyi bilmiyorlar veya mezhebi kabul etmiyorlar. Bütün ilimler, İslam bilgileri içinde incelenir. Dini, ilimden ayıranlar, Batılı yazarların tesiri altında kalan kimselerdir. Dinimizde ahlak da var, edep de var, edebiyat da... Bu bakımdan "Dini, ilmi, edebi, ahlaki yayın" tabiri doğru değildir. Dini denilince, diğerleri kullanılmaz. Dini kelimesi kullanılmadan diğerlerinin hepsini kullanmakta mahzur yoktur.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
[i](Fen ve sanat müminin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa alsın!) [İbni Asakir][/i]
[i](İlim Çin’de de olsa talep edin! Öğrenin!) [Beyheki][/i]
Çin, eskiden olduğu gibi yine müslüman değildir. Çin’den alınacak ilim, elbet fen ilmidir. Her türlü teknolojidir. Bu bakımdan hiç kimsenin, İslamiyet’in ilme, tekniğe karşı olduğunu söylemesi mümkün değildir.
[b]Sual: [/b] Kadın ve erkeğe farz olan ilimler nelerdir?
[b]CEVAP[/b]
Dinimizde farz olan ilimler ikiye ayrılır: Farz-ı kifaye, Farz-ı ayn olan ilimler.
Dünya işlerini tanzim için gereken tıp, ziraat, terzilik, siyaset gibi ilimler, farz-ı kifayedir.
Bu ilimleri bilen kâfi miktarda insan varsa, diğer insanların bu ilimleri öğrenmesi farz olmaz. Yani bu ilimleri bilmediği için diğer insanlar mesul olmazlar.
Farz-ı ayn olan ilimleri her müslümanın bilmesi farzdır. Mesela namaz, oruç gibi ibadetleri her müslümanın bilmesi farzdır. En başta da Ehl-i sünnet itikadını öğrenmek her müslümana farz-ı ayndır. Ancak zekat verecek zenginin zekat ilmini bilmesi farz-ı ayn iken, fakirin bilmesi farz değildir. Evlenecek kimsenin evliliğe ait lüzumlu bilgileri bilmesi farzdır. Evlenmeyecek kimsenin evliliğe ait bilgileri bilmesi farz değildir. (Hadika)
[b]Sual: [/b] Dinimi daha iyi öğrenebilmem için çok çeşitli kitap okumanın zararı olur mu?
[b]CEVAP[/b]
Çok kitap okumak, çok ilim öğrenmek yerine faydalı ilim öğrenmek gerekir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
[i](Allahü teâlâdan faydalı ilim isteyin ve fayda vermeyen ilimden Allahü teâlâya sığının.) [İbni Mace][/i]
[i](İlmin faydası, ibadetleri doğru ve makbul yapmakla görülür. Haramlardan sakındırmayan, zühdü artırmayan ilim, ancak Allahü teâlânın gazabını artırır.) [Deylemi][/i]
[i](İlmi çoğaldığı halde, ahlakı düzelmeyen kimse, Allahü teâlâdan uzaklaşır.) [Deylemi][/i]
[color=red][b]Hikmet nedir? [/b] [/color]
[b]Sual[/b]: Gayri Müslimlerden alınan ilimlerden istifade etmenin mahzuru olur mu?
[b]CEVAP[/b]
Dini bilgiler, ehl-i sünnet âlimlerinden alınır yani onların kitaplarından öğrenilir. Fen ilmi ise her yerden alınır. Bu konudaki üç hadis-i şerif meali şöyledir:
[i](Hikmet, [fen ve sanat] müminin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa alması gerekir.) [İbni Asakir, Askeri][/i]
[i](Hikmeti al, hangi kaptan çıktığı sana zarar vermez.) [Künuz-ül hakaik][/i]
[i](İlim Çin’de de olsa alın.) [Beyheki][/i]
Bu hadis-i şerifler, dünyanın en uzak yerinde, hatta kâfirlerde bile olsa ilmi almayı emretmekte, doğu veya batıdan gelme diyerek fenni reddetmemek gerektiğini bildirmektedir. (Mevduat-ül-ulum)
Hikmet, fen ilmi anlamına geldiği gibi, başka anlamlara da gelir. Mesela fıkıh ilmi anlamına da gelir. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
[b](Allah, hikmeti [fıkh ilmini] kime dilerse ona verir. Her kime hikmet verilmişse, muhakkak ona çok hayır verilmiştir.) [Bekara 269][/b]
Hikmet, eşyanın mahiyetini, vasfını ve özelliğini bilmek anlamına da gelir. Bir âyet meali şöyledir:
[b](Allah’a şükret diye Lokmana hikmet verdik. Şükreden kendisi için şükreder.) [Lokman 12][/b]
[b]Sual: [/b] İlim öğrenmenin şartı falan var mı?
[b]CEVAP[/b]İlim talep edene öğretilir. Talep etmeden ilim öğrenilmez. Bir şeyler ezberleyebilir, durumu idare edebilir ancak faydasını pek göremez. İlim öğrenmenin ilk şartı talep etmektir.
[b]Sual: [/b] Günah işleyerek ilim öğrenilir mi?
[b]CEVAP[/b]
Öğrenilmesi lazım olan ilim bile, günah işleyerek öğrenilmez.
[b]Sual: [/b] Okulda bulunduğumuz ve evde ders çalıştığımız her an, hiç durmadan sevap almamız için nasıl niyet etmeli?
[b]CEVAP[/b]
Şöyle niyet edilebilir: (Okula, eğitimim bitince, müslümanlara, insanlara hizmet etmek için gidiyorum ve derslerime onun için çalışıyorum. Ya Rabbi bana faydalı ilim nasip eyle.)
[b]Sual: [/b] "Bilip de yapmamanın cezası daha büyüktür" diyerek dini meseleleri öğrenmek istememek uygun mudur?
[b]CEVAP[/b]
Öğrenmesi mümkün iken öğrenmemek de günahtır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
[i](Aynı günahı işleyen âlime bir, cahile iki günah yazılır. Âlim, yalnız günahın, cahil ise, hem günahın, hem de o meseleyi öğrenmemenin cezasını çeker.) [Deylemi][/i]
[b]Sual:[/b] Dünya ve ahireti kazanmak için ne gerekir?
[b]CEVAP[/b]
Dünya ve ahireti kazanmak, ilim iledir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
[i](Her şeyin bir yolu vardır. Cennetin yolu ilimdir.) [Deylemi][/i]
Ahireti kazanmak ilim ile olduğu gibi, dünyada da rahat ve huzur içinde yaşamak, yine ilim iledir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
[i](Süleyman aleyhisselam, mal, saltanat ve ilim arasında muhayyer bırakıldı. İlmi seçti. Mal ve saltanat da verildi.) [Deylemi] [/i]
[i]En üstün amelin ne olduğu sual edildiğinde, Peygamber efendimiz, (Allahü teâlâyı bilmek) buyurdu. Onlar, (Ya Resulallah, biz amelden soruyoruz. Siz ilimden cevap veriyorsunuz) dediler. (İyi bilin ki, ilim ile yapılan az amel kıymetlidir. Fakat cehaletle yapılan çok amel faydasızdır) buyurdu. (İbni Abdilber) [/i]
Tasavvufu, yani tarikatı öğrenmeden önce, ilim öğrenmek gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
[i](Bir saat ilim öğrenmek veya öğretmek, sabaha kadar ibadet etmekten daha sevaptır.) [Ebu Nuaym] [/i]
[u]Bedreddin-i Serhendi[/u] hazretleri buyuruyor ki:
([u]İmam-ı Rabbani [/u] hazretlerinden Buhari, Mişkat, Hidaye, Şerh-i Mevakıf kitaplarını okudum. Gençleri ilim öğrenmeye teşvik eder, "Önce ilim, sonra tasavvuf" buyururdu. Benim ilimden kaçındığımı, tasavvuftan zevk aldığımı görünce, halime merhamet ederek, "Kitap oku, ilim öğren, cahil sofu, şeytanın maskarası olur, Rütbetül-ilmi aler rüteb yani, rütbelerin en üstünü, ilim rütbesidir" buyurdu.) [Hadarat-ül-kuds]
[b]Sual: [/b] En iyi ibadet nedir?
[b]CEVAP[/b]
Her zaman doğru iman sahibi olmaya, farzları yapıp haramlardan kaçmaya, tevbe edip farz borçlarını ödemeye çalışmalıdır! Bunları doğru yapabilmek de, ancak ilimle mümkündür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
[i](Gece bir müddet ilim öğrenmek, bütün gece ibadet etmekten sevaptır.) [R. Nasıhin][/i]
[i](Sabah-akşam ilimle meşgul olmak, cihaddan efdaldir.) [Deylemi][/i]
[i](İlimden bir mesele öğrenmek, yüz rekat [nafile] namaz kılmaktan daha kıymetlidir.) [İ. Abdilber][/i]
İlimsiz amelin kıymeti olmaz. Günümüzde ilmin önemi daha büyüktür. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
[i](Siz fakihleri çok, hatipleri az, isteyeni az, vereni çok bir zamandasınız. Böyle zamanda amel ilimden hayırlıdır. Bir zaman gelir ki, fakihleri az, hatipleri çok, isteyeni çok, vereni az olur. O zamanda ise ilim amelden hayırlıdır.) [Taberani][/i]
[b][color=red]Faydalı ve faydasız ilimler[/color][/b]
[b]Sual: [/b] Faydalı ve faydasız ilimler nelerdir?
[b]CEVAP[/b]
[u]Faydalı ve faydasız ilimlere birkaç örnek verelim:[/u]
[b]1- [/b] İman, ibadet ve kazanç ilimlerini öğrenmek farzdır. (Hindiyye)
[b]2- [/b] Fıkıh öğrenmeyip, hadis, tefsir ile meşgul olmak çok yanlış olur. (Berika)
[b]3- [/b] Matematik ve geometri, astronomi gibi ilimler, eğer Allahü teâlânın gösterdiği yerlerde, yani insanlara hizmet etmek için kullanılmazsa bunlarla uğraşmak, boşuna vakit öldürmek olur. Kıble ve namaz vakitleri için ve dine hizmet için bu ilimleri öğrenmekte mahzur yoktur. (M. Rabbani, Hindiyye)
[b]4- [/b] Falcılık bilgileri öğrenmek haramdır. (Hindiyye)
[b]5- [/b] Kelam, yani iman bilgilerini ihtiyaçtan fazla öğrenmek caiz değildir. (Hadika)
İlmi, Allah rızası için ve Müslümanlara hizmet için öğrenmelidir. Mal, mevki kazanmak, kibir ve şöhret için öğrenmemelidir. İlmi de ancak Ehl-i sünnet âlimlerinin yazdıkları kitaplardan öğrenmelidir. (İslam Ahlakı)
[color=red][b]Önce lazım olan[/b][/color]
[b]Sual: [/b] Bir Müslümanın önce bilmesi lüzumlu bilgiler nelerdir?
[b]CEVAP[/b]Her Müslümanın (İlmihal) öğrenmesi farz-ı ayndır. Allahü teâlâ, ([b]Bilenlerden sorup öğreniniz[/b]) buyuruyor. Bilmeyenlerin, âlimlerden ve bunların kitaplarından öğrenmeleri gerekir. Bunun için, hadis-i şerifte, ([i]İlim öğrenmek, kadın-erkek herkese farzdır[/i]) buyuruldu. Yapılması ve sakınılması gereken bilgileri, doğru yazılmış ilmihal kitaplarından öğrenmek lazımdır.
Âlimler, sözbirliği ile bildirdiler ki, her Müslümanın Ehl-i sünnet itikadını kısa olarak ve günlük işlerindeki ve ibadetlerdeki farzları ve haramları iyice öğrenmeleri farz-ı ayndır. Bunları ilmihal kitaplarından öğrenmezse, bid'at sahibi veya mülhid yani kâfir olur. Bunların fazlasını ve Arabi lisanının oniki âlet ilmini öğrenmek ve tefsir ve hadis-i şerif ve fen ve tıb bilgilerini, hesap, yani matematik öğrenmek, farz-ı kifayedir. Bu farz-ı kifayeyi, bir şehirde, bir kişi öğrenirse, bu şehirde bulunanların öğrenmeleri farz olmaz, müstehap olur.
Şehirde fıkıh kitaplarının bulunması da, İslam âlimlerinin bulunması gibidir. Böyle şehirde, fıkıh bilgilerinin fazlasını ve tefsir ve hadis öğrenmek hiç kimseye farz olmaz. Müstehap olur.
İhtiyaç halinde bilmeyenler, bilenlerden sormalı, bilenler de bilgisini gizlememelidir!
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
[i](Âlimin, ilmini gizlemesi, cahilin bilmediğini sormaması caiz değildir. Çünkü Allahü teâlâ "[b]Bilmediğinizi âlimlere sorun!" [/b] buyuruyor.) [Taberani][/i]
Dünya işlerini yaparken ahireti unutmak çok kötüdür. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
[i](Ahir zamanda insanlar, camileri süsler, kalblerini viran ederler. Dinden çok elbiseye değer verirler. Dünyaları selamet ise, ahireti düşünmezler.) [Hakim][/i]
Hep nafile namaz kılmak yerine, namazın nasıl kılınacağını öğrenmek daha kıymetlidir. Bilerek yapılan az amel, bilmeden yapılan çok amelden kıymetlidir. Bir şeyi iyi yapmak ancak ilimle mümkündür. Her şeyden önce ilim öğrenmeye çalışmalıdır!
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
[i](Allah indinde, ilim talebi, namaz, oruç, hac ve cihaddan efdaldir.) [Deylemi][/i]
[color=red][b]İlmin önemi (şiir)[/b][/color]
[b]Sual:[/b] İlmin önemi nedir?
[b]CEVAP[/b]
İlmin önemi büyüktür. Kur’an-ı kerimde, bilenlerle bilmeyenlerin bir olmadığı, bilenlerin elbette kıymetli olacağı bildirilmektedir. Ama her ilim değil, faydalı ilim övülmüştür. Bir de, faydalı ilimlerden kendimize lazım olanı seçmeliyiz. Bugün kendimize faydalı olan ilmi, gerçek İslâm âlimlerinin yazdıkları muteber eserleri okuyup öğrenmek gerekir. İlmin önemi hakkında bir şiir:
İlimsiz bir şey olmaz, ilim her şeye baştır,
Karanlık yollarda o, en aziz arkadaştır.
İlim, gerçek bir rehber, ilim başlara taçtır,
İlimsiz hayat olmaz, herkes ilme muhtaçtır.
Ondan sadığı yoktur, onun gibi yâr olmaz,
Her şeyde zarar olsa, onda hiç zarar olmaz.
Malını sen korursun, ilimse seni korur,
İlimsiz yeşil ağaç, susuz kalır ve kurur.
İlim, uçsuz bucaksız, bir denizi andırır,
İlimden başka her şey, insanı usandırır.
Nasıl kıymetli olmaz, Allah ilmi övüyor,
Resul-ü Kibriya da, bak neler buyuruyor:
(Ara, her yerde ilmi, o yer Çin olsa bile,
İlim öğrenmek farzdır, kadın erkek herkese.)
Hazret-i Ali’ye bak, ne diyor anlasana:
(Kim bir harf öğretirse, köle olurum ona.)
Âlimler nebilerin, vekilleri olurlar,
Dinimizi bozulup, yıkılmaktan korurlar.
Âlimin mürekkebi, daha azizdir şundan,
Fî sebilillah akan, şehitlerin kanından.
Nefisle cihad etmek, elbet ilimle olur,
Ancak doğru ilimle, amel eden kurtulur.
Âlim zahidden üstün, zühd ilmin altındadır,
Âlimler âhirette, nebiler yanındadır.
Âlimlerin bir sözü, yıllarca, baki kalır,
Alçaktaki insanı, yükseklere kaldırır.
Şimdi âlim bulmak zor, o halde ne yapmalı?
Onların kitabını, bulup çok okumalı!
Kitap, altın bir kafes, ilim içinde kuştur,
Kafesi satın alan, kuşa malik olmuştur.
Doğru kitaba sarıl, kalbin nur ile dolsun,
Okuyacağın kitap, doğru ilmihal olsun!
Sonra da okunmalı, Mektubat-ı Rabbani,
Feyizlerle doldurur, nurla kaplar insanı.
Fıkıh, ilm-i kelam ve tasavvuf birleşmiştir,
Kalbi temizleyen nur, orada yerleşmiştir.
Harikalar kaynağı, bulunmaz ifadeler,
Orada çözülmüştür, çok çetin meseleler.
Hepsi Mektubat’ta ve tercümesinde vardır,
Onsuz kurtuluş zordur, onsuz ilim, noksandır.
Okumalı bunları herkes, genç ve ihtiyar,
Nimetlere kavuşur, olur elbet bahtiyar.
[b]Kelimeler:[/b]
[b]Fî sebilillah:[/b] Allah yolunda, Allah rızası için
[b]Zühd:[/b] Dünyadan ve dünyalık olan şeylerden uzak durmak
[b]Zahid: [/b] Dünyaya düşkün olmayan kimse
[b]İlm-i kelam: [/b] İman ve itikad bilgilerini delilleriyle anlatan ilim
[b]Aziz:[/b] Üstün, kıymetli.
[url=http://www.dinimizislam.com]www.dinimizislam.com[/url][/left]
30.12.2008 - freef2