ÖSS'de başarılı olmanın püf noktaları

Türkiye’de hayatın önemli bir dönüm noktasını teşkil eden ÖSS’ye sayılı günler kaldı. Baharın gelmesi ve havaların ısınması ile birlikte insan psikolojisinde genel bir rehavet havası hâkim olur. Şairin dediği gibi “beni bu havalar mahvetti” demek istemiyorsanız, daha planlı daha düzenli, eğlenceye ve gençlik heyecanlarına daha az zaman ayırarak baharı karşılamanız geleceğiniz açısından oldukça önemlidir.

Üniversite sınavlarına kısa bir süre kaldı. Uzun ve yorucu bir çalışmanın sonlarına doğru yaklaşıyorsunuz. Başarılı olmak, ideallerinizi gerçekleştirmek herkesin olduğu gibi sizin de en büyük arzunuz. Bu arzunuzu gerçekleştirmek için ara vermeden, çalışmalarınızı sürdürmeniz yararlı olacaktır.


Baharın gelmesi ve havaların ısınması ile birlikte insan psikolojisinde genel bir rehavet havası hâkim olur. Kapalı mekânlarda kalmak artık daha zorlayıcıdır. Bir de sınav yaklaştıkça yaklaşan sınavın nefesini ensenizde hissetmek ayrı bir duygu iklimine götürür sizi. Şairin dediği gibi “beni bu havalar mahvetti” demek istemiyorsanız, bu baharın kadrini kıymetini bilip en azından daha planlı daha düzenli, eğlenceye ve gençlik heyecanlarına daha az zaman ayırarak baharı karşılamanız geleceğiniz açısından oldukça önemlidir.

Yeni konulara çalışmayı zamanla azaltınız
Öğrenme insan yaşamında kesintisiz devam eden bir süreçtir. İnsan hep öğrenen ve öğrendikleriyle davranan bir varlıktır. Öğrenme faaliyeti devam ettikçe yeni öğrenilenler, daha çok akılda kalır, eski öğrenilenler ise zamana karşı direncini kaybeder ve unutulur. ÖSS, hem mayıs ayında öğrendiklerinizi, hem de bir önceki yılın ekim ayında öğrendiklerinizi sorgulayan ve bu öğrenme materyalinden faydalanarak yorum yapabilme, mantığınızı kullanabilme ve problem çözme yeteneğinizi ölçen bir sınavdır. İşte bu geniş spektrumda elde edilen bilgiler, birbirine girmemeli, tam öğrenme gerçekleşmelidir. Sınava 1 hafta kalıncaya kadar yeni konuları kavramak, ÖSS performansınıza olumlu olarak yansıyacaktır. Ancak sınava 1 haftadan daha az bir süre kaldığında edinilecek yeni bilgilerin ket vurucu (eski öğrendiklerinizi unutturucu, bilgilerinizi karıştırıcı) bir etkisinden söz etmek gerekir. Bu nedenle son haftaya kadar öğrenmeye devam etmeli, son haftaya geldiğinizde zamanınızı daha çok test çözerek değerlendirmeli ve genel tekrarlar yapmalısınız.

Unutulan konularla ilgili genel tekrarlar yapınız
Unutma öğrenmenin haylaz kardeşidir. Öğrendiğiniz bilgiler, zaman içinde hızlı bir şekilde kaybolmaya başlar. Yapılan bilimsel araştırmalar “tam unutma”nın olmadığı yolundadır. Öğrenme gerçekleştikten hemen sonra öğrendiklerinizin büyük bir kısmını kaybetmeye başlarsınız. Zaman ilerledikçe unutma hızı düşer. Öğrenmenin üzerinden uzun bir zaman geçse bile hâlâ aklınızda kalanlar olacaktır. İşte unutmanın olumsuz etkisini azaltmak için yapılması gereken, öğrendiklerinizi belirli aralıklarla tekrar etmektir. Ders sonunda yapılan özet tekrarlar, günlük, haftalık ve aylık tekrarlar işinizi oldukça kolaylaştırır.


Genel tekrar yapmanın yöntemi de önemlidir. A’dan Z’ye her şeyi okumak veya gözden geçirmek yerine, o konuyu öğrenirken kullandığınız ayrıntıları ve önemli ipuçlarını dikkate alarak tekrarlar yapmalısınız. Bu size zaman kazandırır. Öğrendiklerinizi tekrar yoluyla hatırlamak çok kolaydır.
ÖSS’ye hazırlanan aday pragmatik (faydacı) olmak zorundadır. İşine en fazla yarayanlara en kısa sürede sahip olmaya çalışmalıdır. Bu nedenle bildiğiniz, bildiğinizden emin olduğunuz, genel tekrar gerektirmeyecek ders veya konularla zaman geçirmemeli, zorlandığınız, unuttuğunuz ve sınavda size çok lazım olacak ders veya konuların genel tekrarına ağırlık vermelisiniz.

Eski yıllara ait sınav sorularının çıktığı konulara ağırlık veriniz
ÖSS’nin soru formatı genelde hep aynıdır. Yıldan yıla çok küçük değişiklikler yaşanır. Soru formatı aynı olduğu gibi, soruların ait olduğu konular da birbirine çok benzer. Bu nedenle özellikle son yıllara ait ÖSS sorularının hangi derslerin hangi konularında yoğunlaştığına bakmanız ve bu konularla ilgili eksiklerinizi gidermeye çalışmanız, size hem zaman hem de puan kazandırır. Kesinlikle aynı konulardan soru çıkacak diye bir kaide yoktur ama soruların % 80’i genelde aynı konulardan çıkmaktadır.

Alanınızda yer alan ders ve sorulara öncelik veriniz
1999 yılından beri ÖSYS’de alan uygulaması adı verilen bir yerleştirme modeli kullanılmaktadır. Nedir alan uygulaması? Eğitim gördüğünüz lise alanına uygun programları seçerseniz, AOBP katkısını daha yüksek alırsınız, uygun olmayan programları seçerseniz AOBP katkısı daha düşük olur. İşte bu nedenle her adayın her programı seçebilme hakkı olmasına rağmen, her programa yerleşmede her aday aynı şansa sahip değildir. Yerleşme şansınızın yüksek olduğu, AOBP kaybına uğramayacağınız programların öğrenci alırken kullandığı puan türlerine hangi ders veya derslerin katkısı daha yüksek ise bu derslere ağırlık vermeniz yararlı olacaktır. Mühendislik seçecek bir adayın sayısal derslere, edebiyat seçecek bir adayın sözel derslere, iktisadi programları seçecek bir adayın ise Türkçe ve matematik derslerine ağırlık vermesi yararlı olur.

Konuya daha az, test çözümüne ise daha fazla zaman ayırınız
ÖSS test tekniğine dayalı bir sınavdır. Sınavda çok bilen değil, çok iyi test çözebilen adaylar başarılı olacaktır. Test tekniğini geliştirebilmenin en iyi yolu da değişik içerik ve niteliklere sahip birçok soruyu çözebilmektir. Bu nedenle sınav yaklaştıkça daha fazla test çözmek test ve sınav tekniği konusunda gelişmenize yardımcı olur.

Test çözerken yaşanan en ciddi sorunlardan biri de aynı ders ve konuya ait testlere daha fazla yoğunlaşıp, değişik karakterdeki soru ve testlere karşı yabancılık yaşamaktır. ÖSS tek tip ders ve soru formatından oluşan bir sınav değildir. Sınavda 240 soru bulunduğunu, bunun 180 tanesini cevaplandıracağınızı ve bunların değişik konu, yöntem ve içeriklere göre hazırlandığını asla unutmayınız.

Motivasyon bozucu olumsuz düşüncelerden uzak durunuz
Bütün soruları doğru cevaplandırmak ÖSS’de başarılı olmanın yollarından biridir. Doğru. Ancak ÖSS’de başarılı olabilmenin tek şartı bu değildir. Keşke imkânınız olsa da bu yıl Türkiye birincisi olacak rakibinizle şu an konuşabilseniz. Mutlaka o da bazı eksiklerinden zafiyetlerinden bahsedecektir. İnsan doğası gereği tam ve bitmişlik diye bir şeyden bahsedilemez. Bu durum, öğrenme ve başarı gibi soyut değerler için de geçerlidir. Sahip olamadıklarınızı düşünerek moralinizi bozmak yerine sahip olduklarınızla elde edebileceğiniz başarıya odaklanın. Bu aşamadan sonra performansınızda olumlu bir değişim yapabilmek için zayıf yanlarınızla oyalanmak yerine sahip olduklarınızla yetinmek ve kendinize güvenmek zorundasınız. Bu duygu sınav performansınıza mutlaka olumlu yönde yansıyacaktır.

“Eksiklik duygusundan, kötü düşünceden kendimi alamıyorum, ne yapmalıyım?” sorusuna verilecek net bir cevap ne yazık ki yok. Bu tip rahatsızlık verici duygu ve düşünceler zihninizde belirdiği anda yapacak bir işiniz olmalıdır. Kısa süreli molalar, farklı bir derse ait çalışmalar veya küçük bir gezinti. Bu davranışlar sizi kâbustan kısmen de olsa uyandırabilir.


[b]Sınava hazırlık sürecinde gençler nelere dikkat etmeli?[/b]
Gençlerin en sık yaşadığı sorunların şunlar olduğunu düşünüyorum:
- Okulda edinmeleri gereken temel bilgilerden ne yazık ki çoğu öğrenci yoksun. Bu nedenle bilgi eksikleri ile ilgili sorunların giderilmesi gerekiyor.
- ÖSS’yi bir var oluş sebebi olarak algılıyorlar. Sınava çok farklı anlamlar yüklüyorlar. Bu konuda kabahat sadece onlarda değil. Medya, öğretmen, veli, sınavla ilgilenen her kesim sınava böyle farklı bir anlam yüklenmesini besliyor. Bu sınav bir zekâ sınavı bir başarı veya kişilik değerlendirmesi değil. Basit anlamda bir sıralama sınavı.

- Başarısızlığa dair kuvvetli bir inanç besleyen büyük bir öğrenci kitlesi var. İnanmadığınız bir sınavda başarılı olamazsınız. Her başarının altında bir inanç yatar.

- Öğrencilerden bir çoğu sınav sistemini bir engel olarak görüyor ve başarısızlığının arka planındaki suçluluk hissini sistemin üstüne yükleyerek bir nevi defans mekanizması geliştiriyor. Sistem tabiî ki suçsuz değil ama değiştiremeyeceğimiz şeylere dayalı bir planlama yapmak yerine değiştirebileceğimiz şeylere odaklanmalıyız.


- Önyargılarımız ve tutkularımızla hareket ediyoruz. Sınava girmeyi yaşam biçimi haline getirmiş, hedefsiz, bilinçsiz, alternatifsiz bir kitle de yok değil. Tabiî ki bir üniversiteye yerleşmek, bir mesleki eğitim almak çok istenen bir durum ama eğer bunu bir veya iki deneyim ile yakalayamamışsak çok da ısrarcı olmamak gerekiyor. 6 kez ÖSS’ye giren öğrencilerimi hatırlıyorum.

- Anne, baba ve sosyal çevrenin kıyaslamaları sınavın anlamını ve meslek seçiminin önemini büyük ölçüde etkiliyor. Kısaca bilinçli ve ilgili gibi görünen ama öğrenciyi motive etmek yerine daha da çok kaygılandıran çevresel etkenler var. Öğrenci başarıyı başkalarını memnun etmekten çok kendisi için istemeli

- Çalışmayı ve başarmayı engelleyen bir çok uyarıcı var hayatımızda. Telefon, televizyon, bilgisayar, arkadaşlıklar. Denetimsiz bir tüketim toplumuyuz ne yazık ki. Bunlar için ne kadar, dersler için ne kadar zaman ayırmamız gerektiğini bir türlü ayarlayamıyoruz.


- Günümüzde gençlik bazı şeyleri o kadar emeksizce elde ediyor ki, sınav başarısının da aynı emeksizlik ile sağlanacağını düşünüyor. Hiçbir çaba harcamadan hemen sonuca yansımasını beklediği bir başarıyı göremeyince umutsuzluğa, karamsarlığa ve kaygıya kapılıyor. Ben uykusuz geçen hiçbir gecenin boşa gitmeyeceğine inananlardanım.


Bazı olumsuz nedenlerle istediği başarıyı yakalayamayan adaylara bazı tavsiyeler
ÖSS yılda bir kez yapılan ve yasal engel olmamasına rağmen öğrencinin birkaç kez deneme imkânı olan bir sınav. Öte yandan sınavın sayısı ile birlikte kaygı oluşturan boyutu, adayın geleceğine yön vermesine olan etkisi. Çevresel beklentileri de hesaba katarsak psikolojik sorunların yaşanması doğal bir hal alıyor. Uzun bir açıklama yaparak adaylara zaman kaybettirmeyeyim ve hemen tavsiyelere geçeyim.


- ÖSS, kazanmak kadar kaybetmenin de doğal olduğu bir sınav. Bu nedenle kaybedersem ne yaparım, çevreme nasıl anlatırım gibi yersiz düşüncelerden bu dönemde uzak durmak gerekir. Gevşeme ve kaygıdan kurtulma teknikleri kullanılmalıdır.


- Kendine güvenmek, sınav anı ve sınav sonrası ile ilgili duygu ve düşünce ortamından uzaklaşmak yararlıdır. İnsan psikolojisi yapabildiklerinden çok yapamadıklarıyla ilgilenir. Bu nedenle bardağın dolu yanından bakmayı da denemek gerekir. Sahip olma isteğinin ölçüsü yoktur. Birçok aday bu dönemde hep kıyaslama yapar ve bu yarışta herkesin kendinden daha iyi durumda olduğunu düşünür.


Ölçüsüz beklentiler, anlamsız kaygılar, gereksiz düşünce odaklanmaları adayın motivasyonunu alt üst eder.


- Tüm bunların üstüne bir de ailesel ve çevresel beklentiler yüklenince zaten diken üstünde bulunan sınav yükü daha da artar ve adayı içinden çıkılmayacak bir yaşam alanına sürüklemeye başlar. Bu nedenle görev sadece adayın değildir, mensubu olduğu ailenin ve çevrenin de gence karşı görev ve sorumlulukları vardır. Adaya güven vermek, yanında olduğunu hissettirmek, büyük beklenti içinde olduğunu yansıtmamak, sınav ortamı ve başarı mecburiyeti ile ilgili tozlanmış konuları her fırsatta dile getirmemek ailenin görevleri olmalıdır. Bu sınav sadece öğrenciyi değerlendiren bir sınav değildir. Aynı zamanda iyi ve doğru yönlendirici ebeveyn değerlendirmesi de bu sınavın bir parçasıdır.

- ÖSS sadece bilgi temelinde iyi olmanın yeteceği bir yarış değildir. Bilgi temeli ile birlikte psikolojik hazırlığını tamamlayan adaylar bu sınavda üst düzey başarıyı yakalayabilirler.

Medya organları sınav yaklaştıkça üniversite adaylarına ÖSS’de başarıyı getiren beslenme programları sunuyorlar. Bu, ÖSS’nin magazini mi yoksa beslenme gerçekten bu kadar önemli mi?

Beslenme tabii ki önemli ama bunu başarının altın anahtarı gibi sunmak doğru değil. Sınava hazırlanan adayların tabii ki temel ihtiyaçlarını giderebilecek gıdayı almaları gerekir. Dengesiz beslenme alışkanlıkları zihinsel aktiviteyi olumsuz etkiler. Diyet yapan adaylar uyguladıkları diyet programını sınav sonrasına ertelemelidirler.


Gençlerin atıştırma, açlığı yatıştırma alışkanlıkları yerine düzenli beslenme alışkanlıklarını kazanmaları gerekir. Ancak sınav dönemine kadar bu alışkanlığı kazanamamış bedenin ÖSS için kalan kısa sürede düzenli beslenme alışkanlığını kazanması zordur. Asıl odaklanması gereken alana harcanacak enerji bu tip diyet programlarına harcanırsa sınav performansı düşer.


Farklı bir beslenme menüsü ile karşılaşan beden “acaba ne oluyor, önemli bir şey mi var” gibi bir his oluşturur ve sınav duygusunu bize hatırlatır, olağanüstü durum sinyali verir. Sınav, aday için olağanüstü bir durum olmamalıdır, olağanüstülük duygusunu zihinde canlandıran her unsurdan da uzak durmak gerekir. Adaylar hem çalışırken, hem de sınav anında açlık duygusu yaşamamalıdırlar.


Salim Ünsal

Kültür Dershaneleri R.B.Başkanı

Moral Dünyası

3 yorum

Ynt: ÖSS'de başarılı olmanın püf noktaları

[quote=beyaz.nur ]
bu yaıyı okuyunca aklıma bir arkadaş geldi...
önceki yıllarda çıkan soruları çözmeyin çünkü bi daha çıkmıcak nasılsa derdi hep :D
[/quote]
;D

06.03.2009 - hhmercan

Ynt: ÖSS'de başarılı olmanın püf noktaları

bu yaıyı okuyunca aklıma bir arkadaş geldi...
önceki yıllarda çıkan soruları çözmeyin çünkü bi daha çıkmıcak nasılsa derdi hep :D

06.03.2009 - beyaz.nur

Ynt: ÖSS'de başarılı olmanın püf noktaları

bunu okuycam zamanla derss çalışır başarılı olurum daha iyi çok uzun :D:D

29.11.2008 - harded

Konular