Alzheimer Basit Bir Unutkanlık mı?

Alzheimer Basit Bir Unutkanlık mı?



Mürşide Hanım 61 yaşında bir kış gecesi yatağından kalkıyor, odanın ortasına kağıtları yığıyor, kibrit alıyor, ateş yakmaya çalışıyor. Kızı sesten uyanıp geldiğinde "Anne ne yapıyorsun, yangın çıkacak" dediğinde, anne şaşkın bir şekilde "Üşüdüm, ısınmaya çalışıyorum" diye cevap veriyor. Mürşide Hanım Alzheimer hastası ve ilerlemiş bir evrede. Nasıl ısınacağını unutmuş. Çocukluk dönemlerindeki ısınma şekli aklında kalmış.

ALZHEIMER HASTALIĞI NEDİR?

Alzheimer hastalığı, en yaygın görülen bunama (demans) sebebidir. Beyin hücrelerinde harabiyet ve kayıp sonucu zihinsel güç zayıflamakta ve yıkılmaktadır.

Hastalığın en önemli belirtisi, hafıza kaybıdır. Bu, yakın hafızadan başlayarak, bilgileri depolama ve kullanma becerisinin kaybolması şeklinde ortaya çıkar. En hafif şekli isim hatırlamama, daha sonra simaları hatırlamama, olayları hatırlamama şeklinde ortaya çıkar. Yön hafızasının kaybı sonucu evdeki eşyaların yolunu şaşırabilir. Sakladığı şeyi bulamaz. Konuştuğunu unuttuğu için aynı şeyleri tekrarlar durur. Banyo, tuvalet yolunu şaşırır. Televizyondaki konuşmaları evde insan var şeklinde anlayabilir. Eşine "Sen kimsin?" diyebilecek kadar, bildikleri yok olmuştur. Alzheimer demansı bu kadar ileri olduğu halde bile kişinin kalbi sağlamdır, organları sağlıklı çalışabilir, iştahı yerindedir. Yediğini unutup tekrar yemek yemeler, defalarca namaz kılmalar, çok eskileri anlatıp durmalar sık rastlanan bulgulardır.

Hastalığın erken dönemlerinde kelimeleri anlayabilir, odadaki insanların kimler olduğunu bilebilir. Yanlış kelime kullanma, hastanın düzeltemeyeceği bir belirtidir. Hafıza kaybı hastanın beyninde oluşan hasardan kaynaklanmaktadır ve hastanın kontrolü dışındadır.

Zaman kavramını unutması sonucu rutin işlerini çoğu zaman yapamaz. Yakınları ikaz ettikçe kendine güveni azalır, şaşkınlığı artar, hastalığı ilerler.

Hastalığın ikinci önemli belirtisi ise, kişilik değişimidir. Bir hastanın Alzheimer demansını, kızı şöyle anlatıyordu:


"Babam eskiden uyumlu bir insandı, şimdi küçük şeyler üzerinde büyük problemler yaratıyor. Dün akşam torunu ile kavga etti. Sebebi de Kazakistan’ın ayrı bir devlet olmadığında ısrar etmesi idi. Sinirlenip odayı terketti. Ona banyo yapmasını söylediğimizde büyük kavga çıkıyor. Önceden çok temizdi."

Bu hanım, "Babam kendi gibi değil" derken haklıydı. Alzheimer hastasıyla konuştuğumuzda, başlangıç evrelerinde kendisi şöyle der: "Herşeyi unutuyorum, izah etmeye çalışıyorum, doğru kelimeleri bulamıyorum."

Alzheimer’la gelen bir diğer durum, davranış problemleridir. Bazı demans hastaları gerginlik, öfke, hırçınlık göstererek kendisine veya çevreye zarar verebilirler. Demans beyni tahrip ettiği için gördüklerini ve işittiklerini anlayamayan hastalar korkar ve telaşlanırlar. Kendisine gösterilen bakıma karşı koyması, eve gitme konusunda ısrarcı olması elinde değildir.

Bazı demans hastaları başını alıp gider, amaçsız gezinir. Kalabalık sokaklarda yönlerini kaybedip korkarlar. Özellikle gece gezinmeleri aile için çok zor bir durumdur.

Demans hastası odası değiştiğinde, yeni eve taşındığında çok zorluk çeker. Yeni şeyleri öğrenmekte zorluk çekmektedir. Akşamları kötüleşme demans hastasının tipik özelliklerinden birisidir. Beyin işlevi akşamları daha fazla zorlanmaktadır. Bu nedenle gece ışığı açık bırakmak genelde faydalıdır.

İstifleme ve saklama sık rastlanan belirtilerdir; çöp evler, yatağın altına biriktirmeler, çekmeceleri altüst etmeler... Kıymetli eşyaları çöp sepetlerine, çamaşır sepetlerine atabilirler. Uygunsuz cinsel davranışlar, alkol ve ilaçları abartılı kullanma da demans belirtileri arasındadır.

Alzheimer hastası, depresyona da maruz durumdadır. Depresyonun genel belirtileri, elem, keder hâli, ilgi ve enerji azalması, hayattan zevk alamama, irade zayıflaması, uyku-iştah bozulmaları, cinsel ilgi azalması, intihar düşünceleri, düşünceyi yoğunlaştıramama, konsantrasyon güçlüğü gibi belirtilerdir. Hafıza sorunu yaşayan Alzheimer hastalarında depresyon belirtilerine sık rastlanır. Yahut uzun süren, kronik depresyonlarda hafıza sorunları ileri derecede artarak Alzheimer hastalığını tetikleyebilir. Uzun süren depresyonlar, eğer tedavi edilmezse, Alzheimer için bir risk grubu olarak değerlendirilmektedir. Kronik alkol kullanan ve depresif olan kişiler Alzheimer hastalığı için büyük risk oluştururlar.

Alzheimer, diğer taraftan, stresle de ilintlidir. Stres zihin fonksiyonlarının bozulması, anlama, kavrama, öğrenme, hatırlama, konuşma, düşünme gibi beyin ilişkilerinin aksamasını sonuç verebilmektedir. Özellikle uzun süren stres depresyonu tetikleyerek düşünceyi yoğunlaştırma ve dikkati sürdürmeyi bozmaktadır. Alzheimer’ın önemli nedenlerinin başında modern hayatta kaygı düzeyinin yükselmesi, beyin kimyasının bozulmasının yer aldığı şeklinde bir tartışma hâlen sürmektedir ve bazı uzmanlar bu hastalığın son yıllardaki artışını bu çerçevede açıklamaktadır.

Stres olaylarının ve yalnızlığın yaşlılarda demansı ağırlaştırdığı, tedavi ekibinin çok iyi bildiği bir konudur. Aile ve tedavi ekibinin Alzheimer hastasında dikkat edecekleri en önemli şey, onun kaygı düzeyini artırmamak olmaktadır. Şefkatli, esnek, onu zorlamayan yaklaşımlar hastalığı yavaşlatmaktadır. Kendini güvende hissetmeyen bir insan korkularının etkisi ile yoğun stres yaşayacaktır. Alzheimer hastası ise, strese diğer insanlardan daha fazla duyarlı durumdadır.

DEMANS HÂLİNE TEPKİLER

Alzheimer bunamasına maruz kalan hastaların bu hastalığa verdikleri tepkilerin en başta geleni, unutkanlığı gizlemeye çalışmaktır. Hatırlama güçlüklerini kapatmak için senaryo yazar, söz uydururlar. Bazı kişiler hafızalarını canlı tutmak için listeler yaparlar. Bazıları problemi inkâr eder, olup bitenler için başkalarını suçlarlar. Meselâ hasta gözlüğünü kaybeder; eşine, "Çöpe attın" der. Bazı kişiler hafızalarının kötüleştiğini fark ettiklerinde depresif ve sinirli olurlar. Bazıları ise dışarıdan neşeli görülürler, çocuksu tepkiler verirler.

ERKEN TANININ ÖNEMİ

Alzheimer hastalığı sinsi ve yavaş başlayan bir hastalıktır. Masum unutkanlıklar Alzheimer demansının habercisi olabilirler. Bu hastalığa karşı eski yaklaşım, "Önemli değil; dikkatsizlik, dalgınlık, stresten kaynaklanıyor" diyerek geçiştirmekti. Hekimlerimizin bu eski inancı şimdi sarsıldı ve değişmeye başladı. Alzheimer’ın erken tanınması konusunda bazı yöntemler bize kolaylık sağlamaya başladı. Özellikle yeni çıkan kolinosteraz inhibe edici ilaçların erken Alzheimer vak’alarında yüz güldürücü sonuçlar vermesi çok dikkat çekici oldu.

Bu bakımdan, Alzheimer hastalığından değil, erken davranılmamasından korkmak daha doğru olacaktır.


PROF. DR. NEVZAT TARHAN

Konular