Ev işine karışmak

[b][color=blue]Ev işine karışmak





Sual: Erkeğin, eşinin yemek, temizlik, ütü gibi işlerine müdahale etmesi uygun mudur?


CEVAP
Kesinlikle karışmamalıdır. Kadının dünyası evidir. Yemek yapmamışsa, olsun peynir ekmek yeriz, demesi gerekir. Tuzlu tuzsuz yapmışsa ses çıkarmaz. Yemek yanmışsa hiç görmemesi gerekir. Eğer erkek bunları yaparsa, kadın kocasına hayran olur, kendisi utanır, düzeltmeye çalışır. Aksine niye böyle yapıyorsun denirse, iş çığırından çıkar. Kadın zayıftır, tez üzülür, tez sevinir, çok şeyi bir anda silip atar. Bütün iyiliklerini unutur. Erkekten daha dirayetli kadın olmaz mı; olur ama istisnalar kaideyi bozmaz. Evliya zatlar buyuruyor ki:

(Hanım, evde hizmetçi değil, sultandır. Hanımını üzmek akıllı insanın yapacağı iş değildir. Bir Müslüman hanımını nasıl üzer, akıl almıyor. Aklı olan karı koca, birbirini üzmez. Hayat arkadaşını üzmek, incitmek, ahmaklık alametidir. Zalim, huysuz kimsenin eşi, devamlı üzülerek sinirleri bozulur. Sinir hastası olur. Sinirler bozulunca, çeşitli hastalıklar hâsıl olur. Hayat arkadaşı hasta olan bir eş, mahvolmuş, mutluluğu sona ermiş demektir. Eşinin hizmet ve yardımlarından mahrum kalmıştır. Ömrü, onun dertlerini dinlemekle, ona doktor aramakla, ona alışmamış olduğu hizmetleri yapmakla geçer. Bütün bu felaketlere, bitmeyen sıkıntılara kendi huysuzluğu sebep olmuştur. Dizlerini dövse de, ne yazık ki bu pişmanlığının faydası olmaz. O halde; eşine yapılacak huysuzluğun zararı kendine olur. Ona karşı, hep güler yüzlü, tatlı dilli olmaya çalışmalı! Bunu yapabilen, rahat ve huzur içinde yaşar, Allahü teâlânın rızasını da kazanır!)
Bir kadına çirkinsin demek, öldürmekten beterdir. Bir arkadaşımız anlattı:

Yakın akrabamız bir bayan, (Kocam bana esmersin, pasaklısın dedi, hiçbir zaman “Güzelsin, seni seviyorum” demedi, hep kötü yönlerimi söyledi, elin adamlarından güzel söz duyunca, ister istemez gönlüm o adamlara düştü, kocamdan soğudum) dedi. Bu durumu iyi bilen bir arkadaş oğlunu evlendirirken (Aman oğlum, eşinle kavga etsen, kötü söz söylesen bile, ona sen çirkinsin deme, her zaman güzel olduğunu söyle) derdi. Kızımla annesi tartışınca, kız bana, (Baba bu köylüyü nereden buldun da aldın) der. Ben de, (Ama annen güzeldi onun için) derim. Kavga biter hemen.

Bir de, hanım sorsa bile, varsa, ölmüş eşinden kesinlikle bahsetmemelidir. Eski eşin adını evde anmamalı, bundan çok sakınmalıdır. Bir gün Peygamber efendimiz, vefat eden Hazret-i Hatice validemizden bahsedince, kadınların en üstünü olan Âişe validemiz bile üzüldü. O üzülünce kim üzülmez ki? Hanımı üzmek için evlenilmez ki. Eski eş, ne kadar iyi olursa olsun, evde onun iyiliğinden bahsetmemelidir.

Kadın erkek iyi geçinmek için yalan söyleyebilir. Bir hadis-i şerif meali:

(Erkek, hanımını, hanımı da, beyini idare etmek için yalan söylerse günah olmaz.) [Müslim]

İbni Erkam hazretleri, Hazret-i Ömer’e, (Eşim, bana sevmediğini söyledi. Beni sevmeyen bir kadınla birlikte yaşayamam, ayrılmak istiyorum) dedi. Hazret-i Ömer, kadına, (Kocana, seni sevmiyorum dedin mi?) der.O da, (Evet, dedim. Bana sordu. Ben de yalan söyleyemedim. Yoksa burada yalana izin var mıdır) diye cevap verir. Hazret-i Ömer de, (Elbette burada yalan söylemeye izin vardır. Bir kadın, kocasını sevmese de, onu üzmemek için, yalan söylerse günah olmaz) buyurur. Hanımı idare etmek, onu haramdan korumak, neşelendirmek birinci vazife olmalıdır.


Dinimiz İslam Mail Grubu
__________________[/color][/b]

Konular