Petrol İmparatoru Deterding

[color=orange]İz Bırakanlar
Ahmet Sırrı Arvas


Petrol İmparatoru Deterding

Sir Henry Wilhelm Agustus Deterding! İsme bakın, duyan da hanedan üyesi filan sanacak. Yalanı da yok hani, adı geçen adam bir kraldır, dünya petrolünü ondan sorarlar.
Efendim Henry bir Yahudi çocuğudur, gözlerini Amsterdam’ın pis varoşlarında açar. Çocukluğu sefalet içinde geçer ve doğru dürüst bir tahsil yapamaz. Fukara mekteplerinde kırık dökük bir şeyler görür o kadar. Karnını doyurmak için çalışmak zorundadır, nitekim Twensche Bank Wereening’de işe başlar. Başlangıçta hepi topu 20 Florin alır, boğaz tokluğuna getir götür işleri yapar. Ama hırslıdır, gözü mütevazı ücretlerle doymaz. Hollanda’nın büyüklerinden Handel Mastchappy Bank’ın açtığı yarışmaya katılır ve yüzlerce akranına fark atar. Düşünebiliyor musunuz, henüz 23 yaşında şef olma şansı yakalar.

Sumatra’da
Vazife yaptığı Sumatra Şubesi, Petrol şirketi Royal Dutch ile içli dışlıdır. Nitekim Henry pratik çözümleriyle firmanın idare meclisi azası Kesslerin teveccühünü kazanmakta zorlanmaz. Önünde bir banka memurunun hayal bile edemeyeceği rakamları görünce fazla düşünmez, finans piyasasına veda eder, postu enerji sektörüne atar.
Ancak işin içine girince Royal Dutch’un öyle dışarıdan göründüğü gibi güçlü olmadığını fark eder, firmanın kasaları bomboştur ve rakipleriyle aşık atacak takattan, mecalden mahrumdurlar.
Kessler bu zor virajda Henry ile istişare eder ve “kaybedecek nemiz var ki” mantığı ile çılgınca bir atak yapar. 500 bin florinlik hisse senedi çıkarır, piyasaya sunarlar. Olacak bu ya tam da o sıra Conda adalarındaki sondajlardan petrol çıkar, hisse senedleri bir anda kapışılır, kasaları (5 milyon florin) para dolar.
Bakın şu işe ki Kessler o günlerde gözlerini hayata yumar, vasiyetnamesini okuyanlar adeta şok olurlar. Ünlü işadamı yerine ısrarla Henry’nin geçmesini arzular. Uzun süren müzakerelerden sonra Kesslerin dileğine uyar, yönetimi gencecik çocuğa bırakırlar.

Çin de tamam
Henry riskten korkmaz, öyle kararlar alır ki yaşlıların kanı donar. Lâkin Donkişot değildir, hesabını ince yapar, oyunu kuralına göre oynar. İcabında Standart Oil gibi bir tekele ve Rockfeller gibi acımasız bir patrona kafa tutar. İmparatorluk mücadelesi yapan İngiliz rüzgarını arkalar ve Uzakdoğu’da Amerikalıların tozunu atar. Özellikle Çin pazarı üzerinde strateji savaşı kopar. Doğrusu İngilizler onu destekler, bu uğurda su gibi para harcarlar. Eh bu arada Hollanda hariciyesinin gayretleri de unutulmaz.
Majesteleri (Kraliçe Victoria) o kadar memnun olur ki bu gence devlet başkanlarından bile kıskandığı “Dizbağı nişanı”nı sunar.
Yarım milyarlık Çin pazarının elinden kayıp gittiğini farkeden ABD’li Rockefeller müşterilerine zaman zaman lamba dağıtır, ara sıra fiyat kırar, ancak İngilizler de altında kalmaz “bedavadan ucuza” petrol dağıtırlar. Yeri gelmişken söyleyelim Britanyalı misyonerler işi gücü bırakır, devletleri için çalışırlar. Neticede Amerikalıları piyasadan siler atarlar. Eh, tek kale maç yapmaya başlayınca kaybettikleri paraları misli misli çıkarır, adeta altın toplarlar.

Ve Amerika
Deterding, Uzakdoğu zaferinin ardından Ortadoğu’ya yönelir ve malum çanağa çomak sokar. Bunun yolu yine İngilizlerle birlikte olmaktan geçer, yetmez bir başka Yahudi Lord Berstid (Marcus Samuel) ile el sıkışırlar. Muazzam bir nakliye filosu olan Marcus’la (Shell) okyanusları aşarlar. Standart Oil’in kalelerini zorlar, hatta işi abartır Amerika’ya çıkartma yaparlar. Sadece Meksika ve Vanezuella’ya kanca atmakla kalmaz, Teksas’da dahi petrol çıkarırlar.
Rockfeller ettiğini bulur, bir zamanlar insafsızca ezdiği ABD’li petrolcülerden zerre kadar destek alamaz. Halbuki Henry darbeli müteşebbisleri kazanmasını bilir, Rockfeller’dan kazık yiyen kim varsa kapısını açar. Doğrusu şu ki onları ezmez, aldatmaz, birlikte kazanırlar.
Nitekim Standard Oil baskıya dayanamaz Exxon, Chevron ve Mobil adlı üç şirkete bölünür, karşısına Texaco ve Gulf gibi güçlü rakipler çıkar.
Deterding, bir derin devlet şirketi olan ve istihbari faaliyetlerde de bulunan Burmah Oil vasıtasıyle Irak’a ve İran’a da musallat olur, Osmanlıyı bölmek parçalamak için ne gerekiyorsa onu yapar. Kâh Irak’da görünür, kâh Galiçya’da ortaya çıkar.
I. Cihan Harbine rağmen petrol imparatorluğunu kuramayan İngilizler, Musul’a tam manasıyla çöreklenmek için dikkatleri bir başka yöne çeker, bir Türk Yunan savaşı çıkarırlar. Henry Deterding ve Lloyd George, Rumları “Büyük Yunanistan” hayaliyle ayaklandırır, Venizelos’u kolay kullanırlar.

Nazilerle elele
Yıl 1933. Irak Emiri Faysal, İngiltere’ye yaptığı ziyaretin ardından Cenevre’ye geçer. Deterding’in kendisine hediye ettiği otomobille şehri gezdikten sonra, otele döner ve vefat eder. Haydi diyelim kalbi sürat ve heyecana dayanamadı, peki otel müdürü Eggymann (naaşı o bulmuştur) aynı gün niye ölür? Anlaşılamaz.
Faysal’ın yerine geçen oğlu Gazi de, aynen babası gibi, petrolcülerin kendisine hediye ettiği “bir otomobille” direğe çarpar.
Almanya’da Naziler iktidara gelince Siyonistler pek memnun olurlar. Neticede ikisi de rkçı ideolojilerdir, birbirlerine yaslanmalıdırlar. Nitekim Hitler’in palazlanmadığı yıllarda Krupp, Bosch, Schnitzler, Voegler gibi Yahudi sanayiciler (ve Amerikalı Banker Warburg) Führer’in arkasında dururlar.
İşte Royal Dutch Shell’in sahibleri de (Samuel Ailesi ve Sir Henry) Hitler’e
30 milyon Paund bağışlar.
Deterding siyonist ideallerini açığa vurmaz “Nazileri Sovyetleri durduracak yegane güç olarak” gördüğünü söyleyerek fikrini maskelemeye bakar. Ama bu yakınlaşma sonu olur, Shell yönetim kurulu olağan üstü toplanır ve bizimkini kapının önüne koyar. Deterding savaştan altı ay önce ölür, Hitler’in elbette çok işi vardır ama ne yapar yapar dostunun cenazesine koşar.
[/color]

Konular