Erkeğin hanımı üstündeki hakları

[color=darkblue]Erkeğin hanımı üstündeki hakları


Erkeğin de, hanımı üzerinde hakkı çoktur. Kadın kocası ile iyi geçinmelidir!

Günümüzün çalışma şartları ağır, para kazanma çok zordur. İş ahlakı, güzel ahlak kalmamıştır. Erkek çoğu zaman bu şartlar karşısında bunalır, çok sıkıntı çeker. Evine, tabir caizse pestil olmuş şekilde gelir. Yorgundur, sinir sistemi bozuktur. Bunu düzeltmek, sıkıntılarını unutturmak, onu neşelendirmek, ona destek olmak, yardımcı olmak kadına düşer. Bu halde eve gelen koca, haklı olarak hanımından en azından tatlı dil güler yüz, ilgi bekler. Bunu da göremezse dengesi iyice bozulur. Sözleri ve hareketleri normal olmaz. İslam âlimleri (Evinde huzuru olmayan erkek, dünya Cehennemindedir) buyuruyor.

Bu kadar azapta olan insandan her türlü dengesizlik beklenir. Kadın, bardağı taşıran son damla olmamalı. Aksine, hemen devreye girmeli, onu hoş görmeli, idare etmeli, teselli etmeli. Onun evde olduğu zamanlar iş falan yapmamalı, onu neşelendirmeli, teselli etmeli. O olmadığı zamanlar işini gücünü yapmalı.

Evli kadınlara hep tavsiyemiz şu oluyor; dışarısı ateş, ahlak namus yok gibidir, kocanıza sahip çıkın, güzel ahlakınızla, tatlı dilinizle, güzel yemeğinizle, evinizin temizliği intizamıyla veya hoşlandığı ne ise o usulle kocanızı evinize bağlayın. O, eve adımını atmak için can atsın. Yuvayı dişi kuş yapar, bunu da unutmayın.

İslam âlimleri (şeytanlar kâfirlerle değil, Müslümanlarla uğraşıyor) buyuruyor. Nefsimiz keza, kuduruyor. Neye kuduruyor, tesettüre, namaza niyaza doğru itikada kudurup duruyor. Şeytan adamlarını sabah salarmış, gece rapor alırmış. birisi, namazını bozdurdum dermiş, tamam dermiş. Birisi orucunu bozdurdum dermiş, tamam dermiş. Diğeri haram yedirdim dermiş, tamam dermiş. Bir başkası da, karı ile kocanın arasını bozdum dermiş. Şeytan çok sevinir, ayağa kalkarmış, aferin dermiş, onu alnından öpermiş, en büyük işi başarmışsın dermiş, bu olunca hepsi zamanla bozulur dermiş.

Onun için hep tetikte olmalı, şeytana nefse bu fırsatı vermemeli.

İslamiyet sadece kadına gelmedi, sadece kocaya da gelmedi. Sadece anneye babaya evlada da eşe dosta akrabaya da gelmedi, herkese geldi. Herkes uymak zorundadır. Kim uyarsa dünyada ve ahirette rahat eder, faydasını görür. Nasıl ki, arabanın bir lastiği patlayınca araba gitmiyorsa, nasıl ki saatin dişlilerinden biri kırılırsa saat çalışmıyor veya doğru göstermiyorsa, aileden birisinin de yanlışı, eksiği, bütün ailenin huzurunu, düzenini bozabilir, hatta yuvanın yıkılmasına sebep olabilir.

Buna göre herkes dikkat etmeli, haddini ve vazifesini bilmeli, kusurları için özür dileyip, yeni bir sayfa açıp, yeni bir başlangıçla hayata neşeyle devam etmeli. Dinimizde üzmek yasak olduğu gibi üzülmek de yasaktır, Müslümanı hep hoş görmeli, kusurunu örtmeli, görmemezlikten gelmeli. Bilmediğim bir mazereti vardır deyip, onu affetmeli. Affeden affedilir, seven sevilir.

Kocasına, elinden geldiği kadar güler yüzlü davranıp, sevgi göstermeli, dili ile de onu incitmemelidir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:

(Kıyamette Allahü teâlâ, kocasına dili ile eziyet eden kadının dilini 70 arşın uzun yapıp, boynuna dolar. Kocasına kötü gözle bakan kadını da başı kesik ve bedeni parçalanmış hale çevirir.) [Şir’a]

Kadına ziynet eşyası mubahtır. Ziynet almak için kocasını müşkül duruma düşürmemeli, yabancılara ziynetlerini göstermemelidir! Böyle olunca ziynetleri Cennete girmelerine mani olmaz. Bir hadis-i şerif meali:

(Cennette kadınların az olduğunu gördüm. Sebebini sordum. “Onları altın ve ziynet eşyası meşgul etti” dediler.) [İ. Ahmed]

(Senden ne gördüm) diyerek küfran-ı nimette bulunmamalıdır! İki hadis-i şerif meali şöyledir:

(Eğer kocalarına karşı küfran-ı nimette bulunmasalar, namaz kılanlar hemen Cennete girerdi.) [Şir’a]

(Cehennem halkının ekseriyetini kadınların teşkil ettiğini gördüm. Sebebi de, çok lanet ederler ve kocalarına karşı küfran-ı nimette bulunurlar.) [Buhari]

Kocasına bir iyilik yapmışsa, başına kakmamalıdır. Yeme ve giyme gibi hususlarda kocasını üzmemeli, yapamayacağı şeyi ondan istememelidir! Kocasının şerefini korumalı, her işte onun rızasını kazanıp gönlünü hoş etmeye çalışmalıdır! Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:

(Kocanın hanımı üzerindeki hakkı, benim sizin üzerinizdeki hakkım gibidir. O halde kocasının hakkını gözetmeyen, Allahü teâlânın hakkını gözetmemiş olur.) [Şir’a]

Kadın, kocasını üzmemelidir.
Bir gün Hazret-i Fatıma, ağlayarak babasının huzuruna geldi. Resulullah efendimiz buyurdu ki:
- Ya Fatıma, niçin ağlıyorsun?
- Kasıtsız söylediğim bir sözden Ali bana kızdı. Özür diledim. Fakat onu üzdüğüm için ağlıyorum.
- Kızım, bilmez misin, Allahü teâlânın rızası kocanın rızasına bağlıdır. Ne mutlu o kadına ki daima kocasının rızasını arar, kocası ondan razı olur. Kadınlar için en üstün ibadet, kocasına itaattir. Erkek, hanımından razı olunca, o kadın istediği kapıdan Cennete girmeye hak kazanır. Kocasını üzen kadın, onu razı edinceye kadar, Allahü teâlânın lanetinde olur.) [R. Nasıhin]

Koca hakkına riayet, kadına cihad etmiş gibi sevap kazandırır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Koca hakkına riayet, Allah yolunda cihad etmek gibidir.) [Taberani]

(Kadın, kocasından izinsiz olarak nafile oruç tutamaz. Eğer tutarsa, aç ve susuz kalmış olur, sevap kazanamaz. Kocasından izinsiz evinden dışarı çıkamaz. Çıkarsa, gökteki melekler, geri evine dönünceye kadar ona lanet eder.) [Taberani]

(Bir erkek, ihtiyacı için hanımını çağırsa, kadın tandır başında olsa da, hemen ihtiyacına cevap versin!) [Tirmizi]

(Kocası çağırdığı halde yatağa gelmeyen kadına melekler sabaha kadar lanet eder.) [Buhari]
(Kadın, kocasının izni olmadan kendi malını da harcayamaz.) [Taberani]

(İzinsiz evden çıkan kadına, kocası razı oluncaya kadar, güneşin ve ayın doğduğu her şey lanet eder.) [Deylemi]

(Kadın, kocasından izinsiz [ana, baba, kardeşleri dahil] hiç kimseyi evine alamaz, nafile namaz kılamaz.) [Taberani]

(Kadınlarınızı süslü giyinmekten men ediniz! Beni İsrail kadınları süslü giyinip camiye gururlanarak yürüdükleri için lanetlenmişlerdir.) [İbni Mace]

(Kocası razı oluncaya kadar, kadının namazları ve hiçbir iyiliği kabul olmaz.) [Taberani]

(Kadın, kocasının hakkını ödemedikçe, Allahü teâlânın hakkını ödemiş olmaz.) [Taberani]

(Kadının üzerinde en büyük hak sahibi kocasıdır, erkeğin de anasıdır.) [Hakim]

(Kadının namazları kabul olmaz) demek, namaz borcundan kurtulur, fakat namaz kılmakla meydana gelecek büyük sevaba kavuşamaz demektir. Namazı boşa gider demek değildir.

Bir kadından kocası razı olmazsa, kadın, günahının cezasını çektikten sonra, Cennete girer. Cennete sadece kâfirler girmez. Müslümanın günahı çok olsa da, sonunda mutlaka Cennete girer.

Karı koca iyi geçinip, birbirlerinin rızalarını almaya çalışmalıdır.

[url]www.evlilikrehberi.net[/url][/color]

Konular