.....ZİNCİR.....

[color=darkblue].....ZİNCİR.....


Büyükşehir Belediyesi Projeler Daire Başkanlığı şube müdürlerinden biri, yani bir üst düzey bürokrat, yeni yılda tayinle geldiği yeni görev yerinde, güzel bir memureye vuruldu.
Müdür, şehirle ilgili proje geliştirmenin yanında, yanıp tutuştuğu, hayaller kurduğu genç memure ile nasıl bir iletişim kurabileceği yolunda da proje arayışındaydı.
Personel Şefi’nden, kendi şubesine bağlı bütün elemanların ev ve cep telefonları ile mail adreslerini istedi.
Güzel memurenin cep telefonuna mesaj geçmeyi düşündü.
Sonra, uygunsuz zamanda ve uygunsuz ortamda olur diye vazgeçti.
Gece, eşi ile birlikte girdiği yatakta uyku tutmayan huzursuz haliyle sağa sola dönerken kafasında “yazdığı” maili ertesi sabah göndermeyi düşündü.
Sanal ortamın güvensizliğinden korkup bundan da vazgeçti.
Ve sonunda bir gün, en garantili yolu buldu.
Ünlü bir şirketin eşantiyon olarak gönderdiği yeni yıl ajandalarını bütün personele dağıtmaya karar verdi. Personeli daha yakından tanımak için sıra ile ve tek tek odasına çağırıp ajandaları da bizzat kendisi veriyordu.
İki binli yılların başlarındaki deyimiyle “elektrik aldığı” güzel kıza verdiği ajandanın 14 Şubat günkü sayfasını sevgi sözcükleriyle doldurmuştu:
***
“Başka bir dünyadayım...
Gözümü açıyorum sen, kapatıyorum sen... Senden öncesini hatırlamıyorum bile...
Her gün yeniden, bir kez daha keşfediyorum seni...
Sen sözcükleri anlamlı kılansın... Sen umudun adısın...
Bir İstanbul’u düşünüyorum, bir de seni... Nasıl da yakışıyorsunuz birbirinize... Sen olmasan bu kentteki evlerin hiçbirinde hiçbir ışık yanmayacak sanki...
Sen bana, hayatın kötülüklerine ve zorluklarına karşı dayanma gücü veriyorsun...
Sabah uyandığımda yanımda olmayışının acısını geceden hissediyorum, uykularım kaçıyor. Sensizliğin bitmesini bekliyorum...
Seni özlemeyi en çok ben bilirim. Hiç yakınmam seni özlemekten... Ama aynı oranda kaybetme korkusunu da bu kadar yoğun hissediyorum içimde... Çünkü ilk kez böylesine derin seviyorum.
Bak gözlerime, yeneceğim korkularımı...
Her gidişinde bir parça götürüyorsun benden... Her gidişinde yüreğimde bıçak izleri kalıyor...
Sen...
Yüzümdeki gülüşlerin, yüreğimdeki deli atışların sebebi...
Yıldızım, ayım... Bitmeyen masalım...
Geçmişim, geleceğim... Umut kelebeğim...”
***
Güzel memure, müdürün yazdığı 14 Şubat (Sevgililer Günü) sayfasındaki ifadeleri çok beğendi.
Ve tutup, uzun zamandır ilgi duyduğu, her akşam çöp kutularındaki kâğıtları tekerlekli özel bir araba ile toplayan Bulgar göçmeni genç müstahdeme verdi bu ajandayı...
Ama müstahdemden yine yüz bulamadı; çünkü o eşini çok seviyordu.

[/color]

Sadık Söztutan

Konular