Sen namazını tekrar kılıver

[color=orange][size=24px]Sen namazını tekrar kılıver[/size][/color]

[color=olive][size=18px]Bir şeyi olduğunun tersine göstermeye, riya yani gösteriş denir. Riya, ahiret amellerini yapıp ahiret yolunda olduğunu göstererek, dünya arzularına kavuşmak, ibadetlerini göstererek, insanların sevgisini kazanmaktır. Kısacası gösteriş yani dünya kazancına dini alet etmektir. Peygamber efendimiz; (Dünyada riya ile ibadet edene, kıyamet günü, “ey kötü insan! Bugün sana sevap yoktur. Dünyada kimler için ibadet ettin ise, sevaplarını onlardan iste denir) buyurmuştur.

Başkalarının sevgisine ve övmelerine kavuşmak için, dünya işleri ile, onlara iyilik yapmak, riya olur. İbadet ile olan riya bundan daha kötüdür. Allahü teâlânın rızasını hiç düşünmeden yapılan riya, hepsinden daha fenadır.

Riya ile yapılan farzlar sahih yani ibadet borcu ödenmiş olur ise de, sevabı olmaz. Şöhret için vaaz vermek, nasihat etmek, kitap yazmak da riya olur. Münakaşa etmek, başkalarından üstün görünmek ve övünmek için ilim öğrenmek de, riya olur. Dünyalık elde etmek, yani mal, mevki elde etmek için ilim öğrenmek de, riya olur. Riya ise, haramdır. Herkesin yanında sünnetlere uygun olarak, yalnız iken ise, edeplere uymayarak yapılan ibadetler de, riya olur. Hadis-i şerifte; (Başkalarına gösteriş için namazını güzel kılan, yalnız olduğu zaman böyle kılmayan, Allahü teâlâyı tahkir etmiş olur) buyuruldu.

Gösteriş için namaz kılmak riyakârlıktır. Böyle namaz kabul edilmez. Farzlar yapılırken araya riya, gösteriş karışmaz. Nafile ibadetlerde ise, gösteriş çok olur. Elbiseyi herkese gösteriş için giymemelidir ki, günahtır. Riya ve gösteriş için tesbih kullanmak mekruhtur. İnsanı israfa sürükleyen sebeplerden birisi de; riya ve gösteriş yapmaktır.

Dürr-ül-muhtarda buyuruluyor ki:
“Ticaret yapmak ve haccetmek için giden kimsenin, hac niyeti fazla ise, sevap kazanır. Sevabın miktarı, hac niyetinin çokluğuna göre değişir. Ticaret niyeti çok ise veya iki niyet eşit ise, hac sevabı kazanamaz. Fakat, şartlarını yerine getirdi ise, yalnız farzı yapmış olur. Farzı yapmamak azabından kurtulur. Gösteriş için yapılan her ibadet, hayrat ve hasenat sevabı da böyledir.”

Riyanın zıddı, aksi ihlastır. İhlas, dünya faydalarını düşünmeyip ibadetlerini yalnız Allahü teâlânın rızası için yapmaktır. İhlas sahibi, ibadet yaparken başkalarına göstermeyi hiç düşünmez. Bunun ibadetlerini başkalarının görmesi ihlasına zarar vermez. Hadis-i şerifte; (Allahü teâlâyı görür gibi ibadet et! Sen görmüyor isen de, O, seni görmektedir) buyuruldu.

Süleyman bin Ceza hazretleri buyuruyor ki:
“Riya, gösteriş yapma! Yalan yere sofuluk satma! Nasıl isen, öyle görün! Sende olmayan bir şeyi var gibi gösterip, kendine bühtan eyleme! Peygamber efendimiz; (Kendini âlim gösteren cahiller, Cehenneme gideceklerdir) buyurmuştur.”

Vaktiyle bir derviş varmış. Bir ramazan ayında bu dervişi iftara davet etmişler ve o da davete icabet edip gitmiş. Fakat orada fazla bir şey yiyememiş ve yatsıdan önce evine gelmiş, hanımından da bir sofra hazırlamasını istemiş.

Hanımı da;
-Sen davette değil miydin, ne sofrası, ne yemeği? demiş. Derviş;
-Sorma hanım, eğer çok yersem, arkamdan ‘Bu halis derviş değilmiş’ diye konuşmalarından korktum ve bu sebeple fazla bir şey yiyemedim, demiş. Bunun üzerine hanımı;
-İyi o zaman, ben sofrayı hazırlayıncaya kadar sen de akşam namazını kılıver. Zaten sofrayı da ancak hazırlarım demiş. Hanımından bunları işiten derviş;
-İyi ama ben akşam namazını orada, hem de imam olarak kılmıştım cevabını verir. O zaman dervişin hanımı;
-Sen arkamdan kötü konuşurlar diye pek yemek yiyemediğine göre, arkamdan iyi konuşsunlar diye de namazı uzatmışsındır. Bu sebeple sen, akşam namazını bir daha kılıver, o arada ben de sofrayı hazır ederim, deyivermiş.

Derviş, hanımının bu sözleri üzerine derin derin düşünceye dalar, aklı başına gelir, yaptığından tevbe ederek riya yani gösteriş derdinden kurtulup halis bir Müslüman olur.

Hakiki bir Müslüman, ibadetlerini herkesin yanında gösteriş olarak yapmaz. Zaten nafile olan ibadetler gizli olarak yapılır. İyi bir Müslüman, iyilik yapmak veya sadaka vermek isterse, bunu gizli olarak ve iyilik yaptığı veya sadaka verdiği insanın kalbini kırmadan, onu incitmeden, yaptığı iyiliği başına kakmadan yapar. Allahü teâlâ, bunun böyle yapılmasını Kur’an-ı kerimde birçok yerlerde emir buyurmaktadır.

Netice olarak ibadet, Allahü teâlânın rızasına kavuşmak için yapılır. Başkasının muhabbetine, ihsanına kavuşmak için yapılan ibadet, ona tapınmak olur. Allahü teâlâya ihlas ile ibadet etmemiz emir olundu. Hadis-i şerifte; (Allahü teâlânın birliğine iman edenden, namazı, zekatı ihlas ile yapandan Allahü teâlâ razı olur) buyuruldu.



Osman ünlü[/size][/color]

2 yorum

Sen namazını tekrar kılıver

[color=blue][size=18px]nezaketinize teşekkür ederim.
Allahu teâlânın selamı rahmeti bereketi ihsanı ve ikramı sizin bizim ve tüm güzel insanların üzerine olsun. amin.
sağlıcakla kalınız.[/size][/color]

16.11.2007 - dutkmd

Sen namazını tekrar kılıver

Allah riya edenlerden değil alçakgönüllü olanlardan sırf Allah rızası için ibadet yapanlardan eylesin gerçektende foruma renk ve güzellik kattın eklediğin konular için Allah razı olsun...

16.11.2007 - keceemre

Konular