Cennet Anaların mı yoksa kadınların mı ayakları altındadır?.

Bugün Anneler günüymüş,babalar günüymüş vb gibi kapitalizmin aslında harcama takvimi olarak belirlediği tüketim odaklı hayatımıza soktuğu fikri,içtimai olarak ne kadar sığ ve dar bir kavram. Özellikle anaya bir günü verebilen bu batı zihniyetine takılıp giden Müslümanların Peygamberimizin hadisi şerifinde anayı bir güne değil cennete sığdıran Cennet hakiki anaların ayakları altındadır müjdesinden haberleri yok galiba.
Evet her kadın anne olamıyor. Hadisin buradaki inceliğini iyi anlamak gerekir. Hadiste cennet anaların ayakları altındadır diyor kadınların ayakları altındadır demiyor çünkü analık kadın için en büyük bir gayedir yaratılışının en mühim sebebidir annelik; annelik kadının fıtratının en büyük neticelerinden olması itibariyle Kutsi, ulvi bir meslektir.

Annelik vasfı taşıdığı iddia edilen bu zaman kadınlarının küçücük bebesini sabahları işe yetişeceğim, makamıma varmam lazım, para kazanmam lazım, iyi yaşamam lazım, güzel giyinmem lazım endişesi ile müdüründen, amirinden laf işitmemek endişesi taşıyarak arkada bıraktığı evladının endişesini taşımayarak hırsla bencillikle işe koşan, makamına koşan, evladına hizmeti başkalarına hizmetten üstün tutan anneler anne değil belki kadındırlar. Çünkü hakiki anne için en mühim gaye anne olabilmektir işyerlerinin, sokakların mahkûmu olmaktansa, vitrinlerin mahkûmu olmaktansa, evinin mahkûmu olmayı arzu edendir. Çocuğunu sahte şefkat kucakları olan bakıcılarda değil kendi kucağında besleyen büyütendir. Çocuğunu sıcaklığından kokusundan mahrum etmeyendir.

Bugün fatihleri, selimleri ve yavuzları yetiştirecek analar yok artık çünkü onlar artık iş kadını, milletvekili, müdür, amir, memur, işçi, manken, artist ve bar pavyon kadını olmuşlar evlerinden başka her yerde istihdam ediliyorlar. Fıtratlarının zıddına her türlü işte istihdam ediliyorlar. zaif ve nazik bedenleri kapitalizmin, paranın vicdanlarının, giyim, kozmetiğin ve nefsin bitmek bilmeyen çarkları arasında eziliyor, müteessir ruhları erkeklerin bakışları, patronun lafları, fırçaları, işin stresi altında çırpınıyor, bütün kuvvetleri işyerinde heba oluyor evlere eşine çocuğuna elde yorgunluk bıkkınlık stres gerginlik kalıyor. Böyle bir kadın akşam kocaya yemek mi yetiştirsin, çocuğuna emek mi yetiştirsin, evinin işlerine zaman mı yetiştirsin hangi birinden fırsat bulacakta çocuğunun uhrevi hayatını için dini ve dünyası için terbiyeyi islamiyeyi verecek.

Bir zamanlar kadınları ekonomik özgürlük aldatmacasıyla,erkeklere bağımlı kalmamak ve ortada kalmamak fikirleri ile yoldan çıkarıyorlardı şimdi ise islama imana hizmet aldatmacasıyla evlerden sıcacık, güvenli, emniyetli, yuvalarından uçurmaya çalışıyorlar,bir zamanlar kadınları her yerde istihdam ediyorlar diye laikleri ve özgürlükçüleri ve çağdaşları eleştiren Müslümanlar şimdi kendileri işyerlerinde büyük holdinglerinde kadınları hem de örtülü kadınlara aynısını uyguluyorlar ,birisi fasıkları sömürüyor, biriside başörtülüleri bu ne çelişki sömürü bu ne perhiz lahana turşusu…!, Anaların ayakları altından cenneti çekip almak davasını Müslümanlar yapınca daha dehşetli ve elim oluyor.erkeleri kahveye hamallığa boş gezmeye ayyaşlığa vb gibi yerlere mahkum edilip kadınları iş hayatına sokup evinden uzaklaştırılmaya mahkum edildikçe bu ülke düzelmeyecek, işsizlik artacak buna bağlı olarak da cinnet geçiren, aç kalan işsiz kalan erkekler hırsızlığa, cinayete, cinnete, caniliğe soyunacak ve toplum hayatını darmadağın edecek.unutmayın bir kadın belki sadece kendinden sorumludur ama bir erkek belki onlarca kişinin geçiminden sorumludur.her bir kadının işlerde istihdamı bir erkeği işsiz bırakacak .çünkü kadın ile erkek nüfusu birbirine eşit miktarda belki kadınlar erkeklerden 350 bin fazlalık olduğunu söylüyor istatistikler.

Ey Müslüman geçinenler, Kıymayın kadınlara aldatmayın onları ekonomik özgürlük ile hizmet ile evinize mahkûm olmayın, temizlikçi bulaşıkçı, kocanıza hizmetçi olmayın vb gibi propogandalarla bırakın evlerinin hanımı, çocuklarının hakiki annesi olsunlar, evlerinde ilimde öğrenirler, fende, meslekte her şeyde

Bozmayın kadınların fıtratını, şefkatini, merhametini fedakârlıklarını yüksek seciyelerini
.Asrın imamı Bediüzzamana kulak verin bakın ne diyor.”hayatım boyunca yüzler hocalardan dersler aldım ama anamdan aldığım o ulvi sarsılmaz sağlam ders bütün ilimlerimin çekirdeğini temelini oluşturdu. Bütün ilimlerimi, düsturlarımı o derslerin üzerine bina ettim.
Ey analar amir olacaksan çocuğuna ol, memur olacaksan evladına ol, ekonomist olacaksan evine ol. Sanatkâr olacaksan çoçuk yetiştirme oya el işi gibi ince güzel sanatlarda usta ol. Muavin olacaksan eşine yardımcı ol. Vekil olacaksan evlatlarına ol. Muallim olacaksan evlatlarına ol. Fatihlere yavuzlara Bediüzzamanlara ana ol çünkü bizlerin en muhtaç olduğu bu tür insanlardır. Bizi tekrardan ayağa kaldıracak yüceltecek ulvi davalara taşıyacak bu karakterli insanlardır. Bunları yetiştirecek olanlar ise hakiki analardır. M.KAKCA

Konular